4.Bölüm

2 0 0
                                    

Çağlar Atmaca'nın anlatımından

"Yeter artık seninle mi uğraşacağım. Nasıl yaptıysan öyle kapat şu işi" telefonu sinirle önümdeki koltuğa fırlattığımda şu an abimi boğmak istiyordum.

Her haltı yiyor sonra da benden savunma yapmamı istiyordu. Artık canıma tak etmişti.
Bu geceki partiye gidip bir güzel de eğlenecektim.

Ben böyle bir adamdım sabahları insanların avukatlığını yapar geceleri ise paralarımı barlarda yerdim. Çok çalışıyordum bunu kendime bir ödül olarak görüyordum.

Bir arkadaşım bir villa partisi olduğunu söylediğinde hemen kıyafetlerimi hazırladım.

Bugün müvekkilimin son duruşma günüydü. Üstüme klasik beyaz gömlek ve siyah pantolonumu giydim. Dosyalarıma son kez göz atıp çantama koydum.

Arabamla hızlı bir şekilde adalet sarayının önünde durduğumda bugün artık davam biteceğini bildiğim için içten içe mutluydum. İçeri girdiğimde her zamanki monoton hava vardı. Salonun kapısının önünde bekleyen Aslı hanımı gördüğümde hafif hızlı adımlarla yanına ilerledim.

"İyi günler Aslı Hanım, umaım iyisinizdir." kafasını salladı ve ona uzattığım elimi tuttu.

"Teşekkürler, oğlum bana destek oluyor." elimi çektim ve saatime baktım. Beş dakika sonra başlayacaktı.

"Aslı Gün, Fatih Gün mahkeme salonuna çağrılıyorsunuz!" karşıda duran adama baktıkça nefretim artıyordu. Daha fazla ona bakmayarak içeri girdim.

Kıravatımı düzelttim. Hakimin gelmesini bekliyorduk ve içeri girdi. Herkes ayağa kalktı. Hakim oturunca herkes tekrar oturdu.

"Boşanma için hiçbir kanıt sunmadınız"dedi Hakim bey Fatih'e bakarak "Boşanmak istemiyorum, ben karımı seviyorum." çantamdaki fotoğrafları çıkartmaya başladı. "Hakim bey söz alabilir miyim?" kafasını sallayarak beni onayladı ve anlatmaya başladım.

"Karısını sevdiğini iddia ediyor ama bizim boşanmak için yeterince kanıtımız var. Bu fotoğrafta kıskançlık krizine giren Fatih beyin eşine şiddet uyguladığının en büyük kanıtı. Aslı hanımla yemeğe çıkaran Fatih bey restoranda kıskançlık krizine girmiş ve yaka paça oradan ayrılmışlardır. Kamera kayıtlarını da teslim etmiştim.

"Tanıklara da sorabiliriz Hakim bey. Aynı binada yaşayan apartman sakini Selma hanım da burada."

Hakim Selma hanım'a döndü "Anlatın lütfen."

"Yemeğe gittikleri gün dışarı çöp atmaya gitmiştim. Onlara selam verdim ve içeri girdim. Akşam olduğunda geri döndüklerini duydum. Dairlerimiz karşı karşıya. Önce kapı sertçe çarptı rüzgardan olduğunu düşündüm ama öyle değildi. Sonra bir bağırışma çığırışma. Her zamanki kavgalardan diye düşündüm."

"Kavgalar sıksık olur muydu?" kadın kafasını ağır ağır salladı. "Nereden bilebilirdim her seferinde Aslıyı koruyanın onun oğlu olduğunu"

"O gün  Aslının oğlu Ege yoktu, ben Egeyi aradım. Sesler artmaya başlamıştı ve kırılma sesleri geliyordu. Ona gelmesini söyledim ve ardından kapatıp polisi aradım."

"Kapı açıldı ama geri kapanmadı, Fatih evden çıkmıştı ama üstü başı yırtılmıştı.Aslının evine doğru hızlıca koşturdum. Aslıyı dövmüştü Ambulansı aradım sonra Ege geldi tabii kıyamet koptu."

"Apartmandaki kamera görüntülerini polislerini teslim ettim"

•••
Hakim herkesi dinledi ve konuşmaya başladı.

"Karar!" herkes ayağa kalktı ve devam etti.

"6284 sayılı kanuna göre  sizi boşuyorum" her şey buraya kadardı.

Duruşmadan çıktığımda bir kadının daha hayatını kurtardığım için mutluydum. üAslı hanımla vedalaşmıştım. Eve gidip üstümü değiştirmem gerekiyordu. Cüppemi arka koltuğa atıp gaza bastım.

Biraz sonra eve vardığımda yatağımın üzerine kendimi attım. Sanırım biraz uyumanın zaraı olmazdı.

Kaç saat uyudum bilmiyorum ama gözümü açtığımda karanlık çökmek üzereydi. Önceden ayarladığım yatağın üzerindeki kıyafetlerimi giydim. Kolsuz gömlek altıma da siyah bir pantolon tercih ettim. Arabama binmedim çünkü dönüşte sürebilecek kadar ayık olabileceğimi sanmıyorum.

Uber çağırdıktan sonra gideceğim yerin adresini verdim. Yaklaşık yarım saat sonra varmıştım. Villanın bahçesine girdiğimde öpüşen çifti gördüğümde yüzümü buruşturdum. Geniş kapıdan içeri girdiğimde ortamın kasvetliliği beni biraz germişti. Genellikle siyah renk ağırlıklıydı. Parti 22.00'da başlıyordu. Saat 22.45 olmuştu. Çok zaman gelmeden arkadaşımın neden gelmediğini sorguladım.

Rehberden numarasını bulup aradım. "Sen neredesin seni göremedim?" cevap beklerken oflama sesi duydum.

"Ben gelemiyorum. Yine babaannem fenalaştı."
kafamı sallayarak "Tamam görüşürüz." diyip telefonu kapattım.

Can sıkıntısından patlama noktasına gelmişken hazırlanmış sahneye bir genç çıktı.
Beyaz bir gömlek ve pantolon giymişti. Normalde beyazı kimseye yakıştıramayan ben bu gence yakıştırmıştım. Kıvırcık saçları tutam tutam anlına dökülüyordu. Bu onu çok ateşli göstermişti.

"Hepinize geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Bugün istediğiniz kadar eğlenin. Eğlenmek bedava!" söylediği şeyle gülerken sahneden geri inmişti. Nereye gittiğine bakarken garsondan ağır bir içki alıp içtiğini gördüm. Hiç etki etmemiş gibi yürümeye devam edince şaşırmıştım.

O içki ağırdı ve sağlam bir bünyeniz yoksa kesinlikle çarpardı.

Gittikten sonra bende aynı içkiden aldım. Yudum aldım ama daha öncekinden daha acı ve aşırı boğaz yakan tatla öksürdüm.

"Bunu nasıl bir anda içti aklım almıyor." partinin sesi derinden gelirken sözleri beni etkilemişti.

Keşke beni tekrar sevsen
Hayır, başka birini istemiyorum.
Keşke beni tekrar sevebilsen, tekrar

Keşke beni tekrar sevsen
Hayır, başka birini istemiyorum.
Keşke beni tekrar sevebilsen, tekrar

Sözleri hoşuma gitmişti. Sanatçının sesi çok güzeldi. Kafamı ritimle beraber sallamaya başladım. Garsondan bir tane daha kokteyl alıp ayağa kalktım. Dans etmeye başladım ve onu gördüm. O genci.

Yavaşça yanına gittim ve elimi uzattım "Ben Çağlar" bana döndü "Bende Ardıç'

"Dans edelim mi?"

Cinayet & Adalet BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin