¹⁴

100 11 15
                                    

artık gece olmuştu herkes odalarına yerleştikten sonra minho ve bende odamıza gittik. minho beni duvara sıkıştırdı yüzlerimizi hizaladı.

"anlaşılan beni özleyen bir adet sincap var burda"

hafif güldüm başımla onayladım ellerimi boynuna doladıktan sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı, cidden çok özlemiştim onu. alt dudağımla oyalanırken bende onun üst dudağı ve saçlarıyla oyalanıyordum bedenlerimiz birbirine değiyordu resmen. dudaklarımızı ilk ayıran ben oldum nefes nefeseydik birbirimize baktık gülüştük ve tekrardan bir öpüşmenin içine atıldık. ne kadar öpüştük bilmiyorum ama en son kendimi minhonun altında buldum.

"ah sincabım benim"

"ah tavşanım benim"

minhoyu yanıma yatırıp ona sarıldım.

"biz evlencek miyiz minho"

minho kaşlarını havaya kaldırıp bana baktı şaşırmış olmalıydı yani ben öyle düşünüyorum?

"hayır jisung evlenmicez saçmalama"

kas katı kesilip minhoya baktım suratında ciddi bir ifade vardı ne yani beni kullanmak için mi sevgilim yapmıştı? yoksa kuma mı alacaktı? ne yapacaktı bu minho?

"nasıl yani"

diyebildim buruk ses tonumla.

"of jisung hevesini kırmak istemem ama erkek erkeğe olmaz hem çocuk yapmak istesek nasıl olucak o"

"erkek erkekten hamile kalabiliyo minho tek derdin cidden çocuk mu olmazsa bile evlatlık alırız hem sen şuan ciddi değilsin dimi"

"ben..."

"sen"

"bebeğim saçmalama tabiiki ciddi değilim evlenicez hemde en kısa sürede evlenip çocuk sahibi olucaz ve mutlu bir aile olucaz fakat senin reşit olmanı beklememiz lazım"

dedikten sonra gülmüştü ananı siktim şimdi minho siksen bile affetmem seni orospu piç.

"sen... sen dalga mı geçiyodun bu zamana kadar"

yerimden doğruldum minho bana baktı dişlerini dudağına geçirdi yarrağı yediğini anladı sanırım.

"evet güzelim.. ııı sen sakin olur musun şimdi sadece bir şakay-"

"koltukta değil kapının eşiğinde yat minho"

"n-"

"duydun"

"aşkım bari koltukta yatsaydım üşütür hasta olurum sonra"

dudaklarini büzmüştü. hay amına koyayım

"aşağı koltukta yat burda yatma tripliyim ben sana"

eşyalarını eline vererek arkamı dönüp yattım içimden bir ses içimin rahat etmeyeceğini söylüyordu ama hak etti yani. minho dudağını büze büze gitti aradan bir kaç saat geçmişti hava sıcak olduğu için boğazının kurulduğunu hissedip su içmek için aşağı indim benim kocam koltukta yatıyordu. ölürüm ona, yavaşça yanına yaklaşıp baş ucuna oturdum saçlarını okşamaya başladım. "bir insan uyurken bile böyle yakışıklı böyle güzel böyle yunan tanrısı olabilir mi amına koyayım ya" evet dışımdan demiştim, demez olaydım söylememle altına alması bir oldu şok olmuştum ona bakıyordum. "öylemiymiş hannie" yutkundum. "ben konuşmuyorum seninle çık üstümden" "yo" "of minho çık ya" "affet beni öp" aslında yapmayacaktım da karşımda resmen bir çocuk gibiydi öptüm "affedildin" dedim öptükten sonra gülerek sarıldı bana. "o zaman yatıyoruz böyle dimi" ananı sikeyim bismillah kalkarsa ne bok olacaktı üst üste nasıl rahat yazacaktık lan biz. "eeee yok y-" "güzel" diyerek başını boynuma gömdü nefesi yüzünden ağızımdan küçük bir inilti bırakmıştım o ise pozisyonunu bozuntuya vermedi. "hoşuna mı gitti hannie" "ne münasebet nefesini verdin huylandım" "eminim öyledir" böyle konuşarak ikimizde uyumuşuz sabah olduğunda bir sesin çıkmasıyla ikimizde yerimizden sıçradık. evet seungmine yakalanmıştık dedikoducu bok gidip herkese anlatacaktı şimdi, asıl şimdi demiştik yarrağı.

win little fate -minsung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin