Abuzeriye:
Bu sefer dün kurmayı unuttuğum alarmla uyanıyorum. Biraz erken kurduğumu fark ettiğimde acaba uyumaya geri mi dönsem yoksa erkenden, rahat rahat hazırlanıp beklesem mi diye içimden düşünürken alt kattan bir ses geliyor ve ne olduğunu görmek için aşağı iniyorum.Mutfakta annemi, bazı leğen ve kaplarımızı düşürmüş; toplamaya çalışırken görüyorum.
"G-günaydın?"
Bana özür dilercesine gülümsüyor.
"Pardon, uyandırdım mı?"
"Hayır, alarm kurmuştum da sen napıyordun?"
"Kahvaltı hazırlıyorum. İstersen biraz daha uyu, hazır olunca ben seni çağırırım."
Olur anlamdında başımı sallıyıp yukarı çıkıyorum. Tabii, uykum kaçtığı için uyumıycam ama en azından oyalanmaya zamanım olcak.
Odama geldiğimde okul kurallarına aykırı olmasına rağmen hafif makyaj yapmalı mıyım diye düşünüyorum, zamanım var nasıl olsa.
Uzun uzun saçımı tarayıp örüyorum; pek belli olmayacak, hafif makyaj yapıyorum. Ve tam telefona bakmaya başlayacaktım, annem çağırıyor.
Aşağı iniyorum ve kocaman, amerikan filmlerinden çıkmış gibi görünen bir kahvaltı sofrası beni karşılıyor.
"Anne!"
Gidip anneme sarılıyorum. Bu kadar fazla şey hazırlıyacağını bilmiyordum. Dün olanlar yüzünden mi yoksa?..
"Özel bir sey mi var? Neden böyle zengin sofrası hazırladın?"
Sorguluyor gibi konuşsam da yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Canım annem ya...
"Canım kızım için yaptım! Sana her şey feda!"
Havadan sudan konuşup yerken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorum. Kahvaltıyı bitirip saate yeniden bakana kadar derslerin başlama zamanına 5 dakika kaldığını görüyorum.
"Anne, saat 7.55!"
"Abovv! Valla mı?!"
Çantamı almak icin odama gidiyorum. Tam ders başlarken evden çıkıyoruz.
Okula vardığımda dersin başlamasından uzun zaman geçmişti. Sınıfa nefes nefese girdim ve şansıma dünkü, beni müdürün odasına götüren hocanın dersi oldiğunu görüyorum.
"...Abuzeriye.."
"Günaydın hocam!"
Sanki 10-15 dakika geç kalmamışım gibi gülümseyip boş sıralardan birilerine doğru yöneliyorum.
"Kayra-ahem- müdür beyle disiplin cezanı uzatması hakkında konuşacağım."
Herkesin ya müdür bey ya da Ays Hoca dediği müdüre Kayra deme samimiyetinde olmasını boş verip onaylar anlamda başımı sallıyorum.
Boş sıralardan birine doğru giderken Abuzer'i görüyorum. Dün olanlardan sonra yine bir kışkırtma girişiminde bulunur mu diye kendisine bakarken, sanki korkmuş gibi kafasını öbür tarafa çeviriyor.
Hafif gülmeden edemiyorum. Birkaç yıldır bana sataşmaya fırsat arayan çocuğu böyle görmek komikti tabii.
Sırama oturduğumda bir etrafa bakıyorum ve Ebubekiriye'yi görüyorum. Kendisine gülümsüyorum, o da bana gülümsüyor. En azından dün yaşananlardan sonra beni garipsemiyor.
Dersler bana kimse sataşmadan ve nasılsa herhangi bir öğretmenle sıkıntı yaşamadan geçiyor. Öğle arasında yemekhaneye Ebubekiriye'yle gidiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abuların aşkı
Teen FictionAbuzeriye ve Abuzer'in ikisinin de kendilerine acı çektiren anıları var. Bunların üstünden gelip mezuniyete kadar birbirlerini öldürmeden geçebilecekler mi? Not: sıkıldık diye yazıyoz cok takmayin