Bu ilk bölümü bana sadece Minsung'u değil aynı zamanda Türkçe kitapları da sevdiren straykingsizm'e adıyorumm.. İyi ki varlar panosunda hayat bulduklarım (*˘︶˘*).。*♡ (Resim öğretmenine sizi çizdim diye resim gösteren çocuklar gibi hissediyorum...)
Bölüm öncesi not(lar): Başka herhangi bir fice benzetme yapmayın lütfen ♡
Başlıyoruzz umarım beğenirsiniz!! (Tarih atalımm)
<> >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> <> <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< <>
(Yazar)
Hayatta herkesin vardır bir sınavı derler. Sizi dibine çekmeye çalışan uçsuz bucaksız bir okyanusta nereye gittiğinizi bile bilmeden kürek çekersiniz.
Suyun üzerinde kal. Ne yaparsan yap kürek çekmeyi bırakma. Çünkü bırakırsan boğulursun.
Bazıları yalnız değildir kayıklarında, beraber oldukları insanlarla kürek çekerler ve izleyecek bir yol bulurlar. Bazıları savaşçıdır, öyle bir asılırlar ki küreklere; hiç batmaz, bir şekilde kendi yollarını çizerler. Bazıları ise kayıptır. Tüm hayatları boyunca çekerler o kürekleri. Boşa çekerler, evet, ama batmazlar.
Ve son olarak kaybedenler vardır. Çok şey kaybetmiş, artık yorulmuş olanlar. Çekecek kürekleri, binecek kayıkları yoktur. O uçsuz bucaksız okyanusun ortasında onları taşıyacak tek şey yine kendileridir. Durmadan kulaç atarlar, ya kıyıya ulaşana ya da batana kadar. Oysaki varacak bir kıyıları bile yoktur...
O da böyle birisiydi işte. Büyük hayallerle çıktığı, şimdi adına hayat demeyi reddettiği yolda önce kayığı parçalanmıştı. Daha çocuktu, onu dibe çekmeye çalışan soğuk suya karşı tek başına verirken mücadelesini. Batmasını bekleyenlerle dolmuştu etrafı. Yorulmuştu. Defalarca durmak istemişti, pes etmek. Kendini buz gibi suların sıcak kucaklamasına bırakmak.
Belki de sonunda rahat bir nefes aldığımda ciğerlerime dolan oksijen olmayacaktır demişti.
Tüm bunları yaşarken yine de bir umut beklemişti. Belki birisi gelir ve onu sudan çekip çıkartır diye beklemişti.
Bunun olmayacağını bile bile...
Ama Lee Minho kaybedenlerin buruk hikayesini değiştirmişti. Her gün inadına çırpınmıştı. Nedenini kendisi de bilmiyordu. Belki kardeşi içindi. Belki kabullenemediği içindi, kendine biçilmiş bu kaderi istememişti. Herkes yaşıyorsa o da yaşayacaktı, yaşamak istemişti.
Ve pes etmediği içindi ilk zaferi. Suyun yüzeyine çıkmış, yeniden doğmuştu. Başarılı olmuştu, herkesten daha başarılı. İnadına yapamazsın dedikleri her şeyi yapmıştı.
Mezun olduğunda ise herkese hareketi çekip ortalıktan kaybolmuştu. Kimse bilememişti nerelere kaybolduğunu, ne yapıyor olduğunu.
Bir kişi dışında kimse.
Bir tek Chan bilirdi Minho'nun nasıl bir bok çukurundan çıktığını. Beraber okudukları lisede hep sessiz bir çocuk olmuştu Minho, her zaman en iyisi olsa da. En iyi notları alırdı, okul içinde de dışında da kimseyle görüşmezdi. Chan'ın bile Minho'yu kendisine güvenebileceğine inandırması 2 yılını almıştı. Her ne kadar kabul edemese de Chan istediğini bilmediği abisi olmuştu. Beraber mezun olmuşlardı, bir yıl arayla, birbirlerinin mezuniyetlerine bile gitmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş ▪ Minsung
Fanfic"Gidiyor olman ne yazık, dedektif... Oyunun en güzel sahnesini kaçıracaksın. Komiserin selamı var!" ... "Onun kılına zarar verirsen seni cehennem ateşine minnettar bırakırım." +minsung, hyunin, seungchan, changlix