0.5

886 48 1
                                    

Selamlar, keyifli okumalar.

Birkaç saattir gezindiğim reels videolarından çıkıp dm kutuma girdim. Nevdan'a attığım fotoğraf için pişmandım, ben gerçekten ama gerçekten Daren'in ilgisini çekmek istiyordum.

Mesaj kutusuna girip fotoğrafımı ve fotoğraftan sonra yazdığım mesajı geri çektim.

Daren

Oturduğum locadan etrafıma bakarken yanıma gelen arkadaşlarımda gözlerimi gezdirdim. Hepsi birbirinin yanına dizilmişken kimse konuşmuyor, herkes yoğun geçen günün yorgunluğunu içerek atmaya çalışıyordu.

"Bu ara herkes canlı yayın istiyor amına koyayım, kafa mı kalıyor sanki?" diyen Ömer'di.

"Al benden de o kadar kanka. İyi ki bir kere bir kadınla fotoğraf attım. 'abi yenge mi var, abi yengeyi göster.' diyorlar mesajlarda hep."

Emir söylediği sözlerden sonra önündeki büyük bardaktan birkaç yudum aldı ve bardağı masaya çarparak bıraktı.

"En güzeli sap olmak, kimseyle görünmemek." diyen kişi de daha önce hiç sevgilisi olmamış Bulut'tu.

"Ee Daren, sende yok mu bir şeyler?"

"Daren ne zaman bir fıstık bulursa, o fıstığı elde etmek için yarış yaparım." diyen Nadven'in ortama girdiği ortamın düşen iq seviyesinden belliydi.

"Ne zaman ki bir sevgilim olursa, senden uzak tutmak için uğraşacağım Nadven." dedim alayla. Hayatta asla Nadven'le uğraşmazdım. Eğer ki sevgilim olursa tabii ki Nadven'le yakın olsun, konuşsun istemezdim ama çok da çaba göstermeyecektim.

"İster uğraş, ister uğraşma Daren." dedi Nadven ve yanıma yaklaşıp önümdeki bira bardağını aldı. "Eninde sonunda o kızla ortak bir şeyimiz olur."

Nadven bana bulaşmaya ara verip bira bardağını kaldırdı. "Klasik eğlencemize var mısınız?"

Ömer, Bulut, Emir, mekana geldiğimizden beri hiç konuşmayan Bera benimle göz teması kurduklarında başımla onayladım. Bu eğlenceden uzak kalırsak cezası motorumuzu bırakmaktı ve biz bunu göze alamazdık.

Aslında eğlence denilecek bir tarafı da yoktu.. her motorcu kendi dm kutusunu açıp ilk 10 ismi sayıyordu, aynı olan isim varsa eğer motorcular o kişiye cevap veriyordu ve karşıdaki ilk kime cevap verirse o kazanmış oluyordu. Cevap almak bazen günler, bazen haftalar sürse de bunun için açılmış ortak bir grup bile vardı.

"Ben başlıyorum o zaman." dedi Nadven'in ekibinden Gökmen ve gözlerini Ömer'e dikti. "Ömerle birlikte yapmak istiyorum."

"Buyur başla." dedi Ömer.

"Selin, Aydın, Bade, Arsen, Ceyda, Ateş, Pelin, Batu, Hande, İkra."

"İkra Dönmez mi?"

"Evet."

"Bende ikinci sırada." dedi Ömer ve İkra'nın sohbetine girip cevap yazdı. Bu oyunun en sevdiğim yanı işi biten kişiler masadan kalkıp gidiyordu.

Ömer bana baş selamı verip yanımdan geçti ve ardından yolun ortasında durup telefonu bize çevirdi. "İkra bana cevap verdi."

Nadven asık yüzüyle bana bakarken son turu beklediğini biliyordum, her seferinde olduğu gibi yine benimle sona kalacaktı.

"Ben başlıyorum." dedi Bulut ve karşımızdaki ekipten Afşin'e dikti.

"Buyur başla bakalım Bulut."

"Yade, Kumsal, Sera, Alaca, Gülay, Pınar, Serap, Duygu, Çetin, Ares."

"Sanırım Çetin Külboy?"

"Evet."

Bulut ve Afşin, Çetin'in mesajına cevap verirken son yudum biralarını da içip ayaklandılar. "Görüşürüz kardeşim." dedi Bulut yanımdan geçerken. Mekandan çıkacakları sırada Afşin'in kahkahası duyuldu. "Çetin bana ana avrat sövüyor amına koyayım, ne bu kin kardeşim?"

Emir gözlerini karşısında oturan Miraç'tan çekmezken Miraç isimleri okumaya başladı. "Ayça, Begüm, Bülent, Rüzgar, Ant, Ela, Asya, Kaan, Çağla, Kubat."

"Hayır, ortak isim yok." diyen Emir derin bir nefes verdi ve bu sefer o okumaya başladı. "Güneş, Mavi, Eyşan, Bihter, Eylül, Dilek, Akif, Çağatay, Savaş, Efil."

"Efil Görcü?"

"Evet."

Oyunda eğer iki oyuncuda da ilk 10'da olan isim yoksa, ikinci 10'a geçilirdi, eğer ikincide de yoksa üçüncü 10'a.. böyle böyle net bir isim çıkana kadar devam edilirdi.

"Mesajımda çevrim içi bekliyormuş." dedi Emir ve yüzündeki tebessümü bozmadan ayağa kalktı. "Ben kaçayım artık abi, görüşürüz sonra."

"Görüşürüz kardeşim."

"Bana da sen kaldın adaşım." dedi Bera karşısında oturan Yusuf Bera'ya bakarken. "Hep biz kalıyoruz ki."

Yusuf Bera eliyle Bera'yı gösterdi. "Sen oku."

"Yunus, Çağıl, Özge, Bora, Bircan, Nur, Nurgül, Su, Feride, Mahir."

"Özge Borak?"

"Hayır."

"Devam o zaman." dedi Yusuf Bera ve kendi listesinden okumaya başladı.

"Banu, Selcan, Nil, Deniz, Lina, Lavin, Melike, İpek, Yaren, Asil."

"Lina Özdoğan?"

"Evet."

İkisi de Lina'nın onlara attığı mesajlara dönüş yaptıktan sonra ayaklanıp masadan ayrıldılar. Bera'nın yeni sipariş edip hiç dokunmadığı bira bardağını önüme çekip birkaç yudum aldım. "Başla Nadven."

"Pekâlâ." diyen Nadven gerindi ve birasından bir yudum alıp okumaya başladı. "Âlâ, Ceylan, Karsu, Çiçek, Dilan, Alp, Ömür, Olcay, Laren, Birce."

"Laren.. soy ismi yazmıyor ama kullanıcı adı motor hastası yazar mı?"

"Evet."

Mesaja girip en üstten yaklaşık 12 gün önce atılmış mesajdan başlayarak aşağı indikçe artan sinir kat sayıma engel olamadım. Farklı bir motorcu dediği Nadven miydi yani?

Eğer Nadven'e mesaj attıysa fotoğraf da göndermiş miydi acaba?

olumusevmek : Eğer hemen şu an bu mesaja bakıp cevap verirsen

olumusevmek : Sana istediğin fotoğrafımı istediğin şekilde atacağım.

olumusevmek : Ayrıca kitabına da destek olacağım.

Geldi sonunda aşk tanem Daren'im❤️🤭

TELİF HAKKI (+18 Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin