Öldürülmüş

579 75 184
                                    

Saraya geldiğimizde bizi bekleyen bir topluluk vardı.

Turgay ile at arabasından indiğimiz an eski kraliçe yanımıza geldi.

"Şükürler olsun, iyisiniz."

"Merak etme ana, ikimiz de iyiyiz."

Eski kraliçe, "Birkaç saat önce sizi görmek isteyen biri geldi." derken kalabalığın içindeki babamla göz göze geldim.

Ne yapacağımı bilemeyerek ona doğru bir adım attığımda sinirle yanıma geldi.

"Alisa sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdığında "Birilerinin aksine hayatımı düşünüyorum!" dedim.

"Vekil Vural'ı da alacağız ve ülkemize döneceğiz."

"Ne Vural ne de ben geleceğim baba."

"Alisa beni sinirlendirme. Ne diyorsam onu yapacaksın."

"Yoksa baba? Bana ne yaparsın? Beni yine öldürmenin yollarını mı ararsın?"

"Ben seni sürgün edilmekten kurtardım! Minnettarlığını böyle mi gösteriyorsun?"

"Sana neden minnet duyayım baba?" diye bağırdım, dayanamayarak.

"Sırf kızının gücü olmadığı öğrenilmesin, ünün lekelenmesin diye beni Vural ile zorla evlendirdiğin için mi minnet duyayım? Beni öldüresiye döven o adamla beni günlerce aynı evde kilitli tutun diye mi teşekkür edeyim? Ne istiyorsun baba?"

"Annen hayatta olsaydı bu tavrın yüzünden senden utanırdı."

Gözlerim dolarken "Annem hayatta olsaydı kendi vatanına dönüp senin işini bitirirdi!" dedim.

"Kendi vatanı?"

"Evet, kendi vatanı! Annemin Kuzey İmparatorluğu'nun kraliyet ailesinden geldiğini nasıl bana söylemezsin?"

"Annen bizim kanımızdan değildi."

Bunu sanki bir eksiklikmiş gibi söylemişti.

"Olay nereden geldiğimiz ise reddet beni baba."

"Bunu yapmayacağımı biliyorsun Alisa."

Artık dayanamıyordum.

"Neden?" diye bağırdım.

"Nedeni mi var bu işin? Sen benim kızımsın! Senin kanın beyaz ama emin ol, annenin kanından olsa seni düşünmeden reddederdim."

"Ben Komutam Bige'nin kızıyım! Beni reddedersen halkın sana tepkisini ağır bir şekilde gösterir! Senin tek derdin kendi çıkarların!"

"Başka ne olacak?" diyen bağırdı, sinirle.

"Senin gibi karma kanlı bir kızım olduğunu unutturmam için kaç sene uğraştım, biliyor musun sen?"

"Öldürseydin o zaman!"

"Annenle yakın tarihte ölseydin dikkat çekerdin. Ben de sen geber diye, sırf çıkarlarım için seni Vural ile evlendirdim."

Ne diyeceğimi bilemezken gözümden bir yaş süzülmüştü.

"Vaktinde seni de öldürmelerine göz yummalıydım."

Dediği söz ile hiddetle ona baktım.

Öldürmelerine...

Yoksa annem...

Öldürülmüş müydü?

"Ne demek istiyorsun?" diye bağırdım, sinirle.

"Ne duyduysan o!"

Sinirle yakasına yapıştım ve "Annemi kim öldürdü?" diye bağırdım.

"Eğer haddini bir kez daha aşarsan döndüğümüz gibi seni de öldürmelerine izin veririm."

"Soruma cevap ver! Annemi kim öldürdü?"

"Yeter!" diyerek bana elini kaldırdığında Turgay sinirle elini tuttu.

Babam, Turgay'a öfkeyle bakarken Turgay, "Sarayıma gelip önümde yaptığınız bu rezillik bu kadar yeter." dedi.

"Sizin de yalanlarınız yetti. Kızımı alıkoymanızın bedelini ödeyeceksiniz."

"Alisa bundan ibaret benim nişanlımdır. Bunu herkes öyle bilsin. Eğer biri benim evleneceğim kadını üzmeyi aklından geçirirse o kişinin kafasını gövdesinden ayırmasını iyi bilirim."

"Alisa, benim kızım ve evli. İstediğin gibi onunla evlenmeyi düşleyemezsin."

"Vural denilen itinizin cesedini bu akşam size yollarım."

"Çok tehlikeli sularda yüzüyorsunuz."

"Yüzdüğüm suda boğulmak istemiyorsanız şimdi defolun gidin."

"Size bir süre müddet veriyorum. Ya kızımı gönderip bana tazminat ödersiniz ya da sıcak savaş başlar."

"Dikkat edin de o zamana kadar ölmeyin."

"Siz de öyle."

Babam sinirle askerleriyle giderken arkasından baktım.

O gidene kadar güçlü durmaya çalışmıştım.

Gittiğinde Turgay'a baktım.

"Turgay..."

Gözümden yaşlar süzülürken Turgay sıkıca bana sarıldı.

"Annem kendi eceliyle ölmemiş."

Turgay saçlarımı okşarken ağlamam şiddetlenmişti.

"Sana yemin ediyorum, bu işin arkasındakini bulacağım. Öldüreni de öldürmeye izin vereni de... Bu işte parmağı olan herkesi senin için bulacağım."

Kanlı Gecenin IşığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin