3.BÖLÜM: PİKNİK PLANI

268 113 2
                                    

(Alaz' ın Ağzından)

Sabah mesaj sesiyle uyandım. Telefonu elime alip mesaj' ın kimden geldiğine baktım. Mesajı atan kişi en yakın arkadaşım Akın dı onunla  mesajlaşıp saate baktım. Saat 09.00'du. Okula geç kaldığım için gitmek olmazdı. Bir de bugün çok işim vardı. Açelya'nın arabasını tamire götürmüştük. O bilmeden arabasına bakacaktım ve Arabanın işi biterse önüne onun arabasıyla gelip kafeye girecektim. O veletle tek kalmalarına göz yumamazdım. Hemen yataktan kalkıp hazırlandım. Ailemden uzak yaşadığım için kendi kahvaltımı kendim hazırlıyordum. Kahvaltımı hazırlayıp yaptım. Sonra da sofrayı toplayıp Açelya'nın arabasının anahtarı bendeydi. Benim arabamın anahtarıyla Açelya'nın arabasının anahtarını aldım. ve evden çıkıp arabama bindim. Arabayla oto tamire gidip Açelya'nın arabasına baktım. Arabanın herşeyi bitmiş olduğu için Arabami burada bırakıp, Açelya nın arabasıyla avm'nin oraya  Sürdüm. Oraya varmam 1 saat sürmüştü. Avm'ye arabayı parkedip Kuki cafe'ye çıktım tam  kafeye girecekken o çocukla Açelya'nın çok iyi konuştuklarını görünce biraz sinir- lendim. kafe de sorun çıkmasın diye aşağı inip arabada bekledim. Açelya'da  Avm'den çıkınca durağın oraya geçtim ve onu alıp, oto tamire götürdüm. Arabayı Açelya'ya verip kendi arabama geçip, eve gittim. Evde bugün onları o halde  gördüğüm gözümde canlandıkça sinirleniyordum. Her an birşeyi dağıtıp yıkasım vardı. Ama ona açilsam hiç sıkıntı olacağını  düşünmüyordum. Ben bunları düşünürken aklim ona ilk aşık olduğum zamana gitti yani lise ortalarına çok merak ediyorsunuzdur diye düşünüyorum ve size anlatıyorum. 15 yaşında bir gençtim. Okula yeni gelmiştim. Hoca da beni onun yanına oturtmuştu. Hiç konuşmadan güzelce dersi dinleyip not alıyorduk. Açelya 'da kaldığım yerlerde bana söylüyordu. Tabii bu sıralar aşık olmadım. O zaman herkes benden nefret ediyordu nedenini bende bilmiyorum. Ama Açelya farklıydı. Onun nadiren düşmanları olsa da Herkes onu seviyordu. Açelya'nın bana yaklaşımı da farklıydı. Açelya'nın bana bakışı, gülüşü konuşurken söyleyeceği kelimeleri seçmesi falan sanki iyilik perisi gibiydi. Onu dışarıdan biri görse çok itici falan der ama benin gözümle baksalar bu dediklerine cok pisman olurlar  Yani o derece benim gözümde ve gönlümde ayrı. Onu hiç kaybetmek istemem. Onu dakika bile  görmesem çıldırırım. Ama Seneye farkli okulda olma ihtimalimiz  beni çok üzüyor. Acaba  benim sevdiğim gibi Seviyor mudur beni? Ya da anlamış mıdır benim o kutuyu  gönderdiğimi ? Bilmiyorum.

Ertesi gün...

Yataktan kalkıp, hemen üstümü değiştirip saçımı taradım Arabanın anahtarını alıp evden çıktım Arabaya binip okulun yoluna  sürdüm. Okula geldikten sonra Açelya'nın yanina çantamı koyup basketbol oynamaya gittim. Ardından bana Akın eşlik etti Beraber zil çalana kadar oynadık zil çalınca da sınıfa geçtik. Açelya, sanki bende birşey Sezmiş gibi bakıp  düşünüyordu  Ona dönüp:

- Birşey mi oldu?

Açelya:

- Yoo olmadı

Alaz:

- Emin misin?

Açelya:

Eminim de neden sordun?

Alaz - Hiç öyle sordum.

Hoca gelince hemen ayağa kalktım. Dersimiz, biyolojiydi. Bana baktı  ve:

-Ooo Alazcığım dün gelmedin gözümüz yollarda kaldı, dedi.

Alaz:

-Evet, maalesef gelemedim hocam.

Biyoloji Hocası:

- Teneffüste yanıma uğra

Alaz:

- Tamam hocam.

Dersimiz bitti ve ben hemen hocanın yanına gittim. Bana bir poşet verdi. Poşeti alıp, Akın' larin yanına gittim. Poşetin içinden hediye paketini alıp içini açtım. Pakette, Miraç Çağrı Aktaş'ın hayat kaybettiğin yerden başlar kitabı ve Postitler vardı.

PLATONİK Mİ BU AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin