3

28 4 2
                                    

Hatırlatma
Vural 31
İnci 28 ,eşi Azad 32 ,kızı Melek 2
Pars 28
Akın 26
Demir 25
Mirza 16
Mert 15

Ana salon yüksek tavan, büyük bir avize, tahminen 5 kişilik uzun ,2 tane ona nazaran daha kısa koyu lacivert kadife koltuk takımı, ortada çatlatma camdan sehpa, büyük bir televizyon ve televizyonun olduğu duvarı kaplayan gömme kitaplık. Kitaplığın sağında oyunlar, solunda ise dvd ler olan son derece geniş bir mekandı.

Tüm bu şeylere rağmen ilgisini çeken tek şey koltukların boş olmasıydı. Ailenin diğer üyeleri ile tanışacağını düşündüğü için bu görüntü onu hayal kırıklığına uğratmıştı.

Bakışlarını odadaki çifte çevirdiğinde Hacer hanımda gördüğü mahcubiyet, Zemheri beyde gördüğü sinir ile bunu olabildiğince yansıtmama kararı aldı.

Miralden (anlayamayacak olan olur diye 1.şahıs olarak yazacağım ama normalde Miral kendinden herzaman 3.şahıs olarak bahsediyor)

İçeri girmemle tüm heyecanımın yok olması bir oldu. Geldiğimde tüm aile üyeleri ile tanışacağımı düşünmüştüm şimdi ise karşılaştığım tek şey koca bir hiçlikti.

Bakışlarımı Aygün çiftine çevirdiğimde yüzlerinden okuduğum duygular ile hislerimi onlara belli etmeme kararı aldım. Onları daha fazla üzmeye gerek yoktu nasılsa.

Hissettiğim yoğun ağlama duygusu ile kalacağım odaya çıkmak istediğimi söylemek için ağzımı araladığımda dilimin lal olması ile ağlama isteğim artdı. Hacer hanımın şefkatle bezenen çehresiyle dayanamayıp ağlamaya başladım.

İlahi bakış açısı

Oğullarının ağlaması ile ne yapacağını şaşıran çiftten ilk tepki veren Zemheri olmuştu. Sakinleştirmek amacıyla yaklaşıp Miralin kolunu tuttu. Miralse bir erkeğin ona temas etmiş olmasının verdiği korku ile babasını itip kapıya yöneldi. Çıkar çıkmaz zar zor gören gözleri ile merdivenleri arayıp çıkabildiği kadar çıkmaya başladı.

2şer 3er çıktığı basamaklarla arada tökezlese bile hızla kendine gelip çıkmaya devam etti. Kaç kat çıktığını bilmiyordu ama sonunda çıkmayı bırakıp gördüğü ilk kapıdan içeri girdi ve titreyen elleri ile kapıyı kilitledi. Sırtını kapıya yaslayarak sakinleşmeye çalıştı.

Bu isteği çok uzun süremeden babası kapıya vurmaya başladı. Oğluna sesleniyor açması için yalvarıyor, güzel sözcükler zikrediyordu.

Miralse her bir sözcükle daha fazla çığırıyor konuşmak istiyor, konuşamadıkça daha büyük korkuya kapılıp hem ağlamasını hem de çığlıklarını arttırıyordu.

İletişime geçmeye çalışmanın daha kötü sonuçlar doğurduğunun farkına varan annesi eşine sessiz olmasını işaret edip yaşlı gözlerle kapıdan Zemheriyle uzaklaşarak sessizce yere oturdu ve çığlıkları dinleyerek oğlunun bu zamana kadar ki ağlayamayışlarının sesine şahitlik etti.

Parstan

Kapanış saatinin gelmesi ile salonu kilitleyip kepenkleri indirerek motoruma yöneldim. Motor benim için kesinlikle büyük bir tutku ve yaşam tarzıydı, bu bebeklere maaş bırakırken hiç de üzülmüyordum. Altımda ki zx 14r da en son ödenen 3 maaşımla aldığım yeni evladımdı.

Normalde otoban dışında çok fazla hız yapmıyor olsam bile içimde ki heyecan beni buna zorluyordu. Annemlerden haberi almıştım ve kardeşimi görmek için tarifsiz bir heyecan besliyordum.

Tabii ki onu hemen bemimseyemezdim ama kardeşlerimin vereceği tepkiyi az çok tahmin edebildiğimden kötü hissetmemesi adına ılımlı yaklaşma kararı aldım. Abim ve ablam hariç kardeşlerimin neredeyse hepsi empatiden yoksun birazda şımarık büyümüşlerdi.

Bu durumdan elbetteki hoşnut değilim ama kardeş işte, atsan atılmaz satsan satılmaz misali alttan alıyordum bir çok şeyi. Lakin bu sefer durumu tersine çevirme taraftarıydım çünkü suçu günahı olmayan bir çocuğun üstüne gitmelerine izin veremezdim. Hem abisi, hem eski bir asker, hemde bir insan olarak bunu kendime yakıştıramazdım.

Kararımı alırken çoktan eve vardığımı fark edince yavaşlayarak demir kapıyı açmalarını bekledim ardından biraz gaza asılıp diğer bebeklerimin bulunduğu garajda açtığım boşluğa park ederek iç kapıdan salona yöneldim.

Salona geldiğimde annemle babamın perişan olmuş suratlarını görünce "ne oldum sultanım Karadenizde gemilerin mi battı da böyle oturuyorsunuz" diyerek sarıldım. Sarılmam ile kafasını kaldırarak bana baktı, ağlamayan ama ta içinin beyazı kızarmış gözleriyle karşılaşınca kaşlarımı çattım.

Hacer" Pars, aslan oğlum hele bakıver Miralime. Babanın sarılmasıyla kaçıp ağlaması bir oldu açmazda bize kapıyı. Sen bir konuşasın belki seni dinler. 3.katta ilk odaya girdiydi, hadi kuzum"

"anne siz bir şey mi dediniz bu çocuğa da kaçtı yukarı"

Zemheri" Yok oğul sizi göremeyince meyus oldu deyü destek olam dediydim. Ürktü herhalde yaralı kuşum"

Üzüldüğü için konuşması değişen babama gülümseyip "tamam ben bakarım şimdi" diyerek merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım...

Değişen Şeyler Geçmeyen İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin