Yarınlar İçin Savaşıp Yarına Giden Şair: Adnan Yücel

14 1 0
                                    

"Biz ki bildikten sonra sevmeyi,
bütün sabahlar acı renginde..."
1953'ün 27 Mart'ında Elazığ'ın Dilek -eski adı Seli- köyünde dünyaya gelen Yücel, ev hanımı Zeliha Hanım'la kara yolları işçisi Hasan Bey'in çocuğudur.
Anadolulu bir ailenin çocuğu olarak eğitim hayatını sürdürmüş, Diyarbakır Eğitim Enstitüsü ve Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümlerini tamamladı. Birçok eğitim kurumunda öğretmenlik yaptı. Bir yandan da akademik kariyerine devam etti. "Şiirimizde Garip Hareketi" üzerine yüksek öğrenimine devam etti. 1987'de Çukurova Üniversitesinin Türk Dili bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Buradaki görevi vefatına kadar sürdü.
Yücel'in yayınlanan ilk şiirleri Ter Şiirleri'dir. Ter Şiirleri bağımsız birer kitap olmadan önce Yeni Adımlar dergisinin 1974'teki Aralık sayısında yer almıştır.
Ter Şiirleri'nin ardından sırayla Kavgalara Sözlenen Sevda, Soframda Kaval Sesi, Bir Özlem Bir Türkü, Acıya Kurşun İşlemez, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek, Rüzgarla Bir, Ateşin ve Güneşin Çocukları, Çukurova Çeşitlemesi ve Sular Tanıktır Aşkımıza adlı şiir kitapları yayımlandı.
Yazdığı her şiir direnişinin bir parçası, fikirlerinin bir öyküsüydü adeta. 12 Eylül'ün ardından, 18 yaşındayken işkenceye maruz bırakılan Aysel Zehir için yazmıştı Direnç Çiçeği'ni.
"Liseli bir kız iken / saçlarında rüzgarlar
Cevizli tekelinde / ellerinde yarınlar
Elleri utandırır
Gözündeki söz senin / içindeki öz senin."
Diyarbakır'daki bir cezaevinde zulme karşı bedenini ateşe veren Kürtlerin sesi olmuştu Dörtlerin Gecesi'nde.
"İsyan şiirlere
Şiirler yüreklere seslenir"
Aynı dönemde sahte ismini bile ele vermeyip işkencecilere dayanan Mehmet Fatih Öktülmüş'ü ele alarak tüm devrimciler için Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'i yazmıştı. Ve bu şiir olmuştu belki de Adnan Yücel deyince akla gelen ilk şey.
"Ey her şey bitti diyenler,
Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler,
Ne kırlarda direnen çiçekler,
Ne kentlerde devleşen öfkeler
Henüz elveda demediler.
Bitmedi daha, sürüyor o kavga.
Ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!"
Hayatını şiirine ve kavgasına adamış olan Yücel için eşi Ayşe Yücel "aşkın ve başkaldırının şairi." der. Yücel de yıllar önce yaptığı bir röportajda şiirin hayatın kendisi olduğunu söyler.
"Bir şaire sorulabilecek en zor soru bence şiirin tanımıdır. Çünkü yaşamın tümünün tanımı istenir. Bunun içinde bütün sanatların tanımı var. Yine de en güzel tanımı antik Çağ'da Platon tarafından yapılmış tanım olsa gerek. Yani kanatlı söz."
Yücel'in şairliği, halkını iyi tanıması ve iyi anlatmasıyla, onu hayatıyla bütünleştirmesiyle ülkesinin sınırlarını aştı. 1996'da Rotrerdam'da düzenlenen bir şiir festivaline davet edildi ve burada Türkiye'yi temsil etti. Ayrıca birçok şiiri Hollandacaya çevrildi.
24 Temmuz 2002'de sabah 07.50 sularında Adana'daki Balcalı Devlet Hastanesinde akciğer kanserinden yoğun bakıma kaldırılmış ve hayatını kaybetmişti. Cenazesi memleketi Elazığ'a götürülmeden önce uzun yıllar eğitim verdiği Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesinde bir de tören düzenlendi.
2012 senesinde Yücel'in anısını yaşatmak; kişiliğini, düşüncelerini ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak; genç kuşakların dil duyarlılığını artırmak ve yazınsal becerilerini değerlendirmek amacıyla her yıl düzenlenmesi düşünülen Adnan Yücel Edebiyat ve Sanat Festivali düzenlenmeye başladı.
Başta Grup Yorum olmak üzere birçok müzisyen ve müzik grubu tarafından şiirleri bestelendi. İnsanların dilinde birer direniş türküsü oldu. En son Tonguç Vural, Saraylar Saltanatlar Çöker şarkısında selam etmişti Yücel'e. Şimdi de önümüzdeki günlerde bir albümü daha çıkacak ve orada da gene Yücel'e selam edecek: Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek.
Ölümünün üzerinden tam 21 yıl geçti ama Yücel, hem yarınlar için savaşmasıyla hem de şiirlerinin yarına gidebilmesiyle hala aramızda.
"Bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler..."
Bir de... Son dönemlerde özellikle sosyal medyayı aktif olarak kullanan gençlerin gündemine geldi Yücel. Önce Devlet Bahçeli'nin ardından da Temel Karamollaoğlu'nun konuşmalarında Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'ten alıntı yapmalarıyla ölümünden yıllar sonra bile Yücel'in yarın kalıp yarınlar için direnmeye devam ettiğinin en büyük göstergesi oldu.
Işıklar içinde uyu!

Ütopyalar GüzeldirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin