65 24 45
                                    


annen gittiginde biraz daha uyudum. gece erken yatmadigimdan sabah 10'da uyanmak sacmalikti cunku. aksam tekrar uyandigimda ise yerimden kalkamadim. cunku annen 3 tabak yemek yedirmisti. gobegimi tutup oyle kalkamayi denedigimde basardim. hemen bir kahve yapip balkona ciktim. elimde de sigara. sokakta oynayan cocuklari izliyordum oylece. cok egleniyor gibi gorunuyorlardi. benim aksime.

aklima kucuk bir anim geldi. jo'yla birlikte bisiklet yaristirirdik surekli. ama, kimse kazanamazdi biliyor musun? ben hizlanayim diye beklerken bilerek yavas gidiyordu, ben de aynisini yapiyordum nezaketen. ikimiz de sadik arkadaslardik. ne guzel bir cocuktu jo!

kirletmeseydin keske.

sigarami sondurup gozlerimi kapattim. sadece, her seyin bir ruya, hayal, kabus olmasini diledim. zil caldiginda anladim ki, bunlardan hicbiri de degildi, her sey gercekti.

zilin bir kez daha calmasiyla hatirladim hala hayatta oldugumu. bugun ozel bir gun falan mi beni gormek icin, neden zilim susmak bilmiyor.

delige bakmadan actim bu sefer. beni sasirtmistin. yuz ifademi gorunce goz devirdin. ayakkabilarini cikarip iceri girdin. karsima gecip konustun.

"bavullar nerdeydi?"

bensiz yapamadigini kanitlamis oldun. yanindaki kumandayi bile bana sorardin nerde diye. yemegi de tek basina yapamazdin, hep ben olmaliydim senin icin.

"fuma, bavullar nerde diye soruyorum?"

anin gercekligine dondum. bavullari neden soruyordun ki?

"odamizdaki gardropta."

bir an bile beklemeden arkani donup odamiza dogru yurumeye basladin. ne yapacagini merak etmiyor degildim.

"yarin bosanma evraklarini getiririm. avukatla bugun gorustum. tek celsede bosanalim lutfen, ugrastirma beni."

neler diyorsun? neden bahsediyorsun? ne bosanmasi?

dolap kapaklarini acip bavulu buldun ve yataga koyup icini actin. kiyafetlerini tek tek firlatiyordun icine. bavulu yere firlattim.

"hicbir yere gidemezsin!"

goz devirip bavulu yerden aldin ve yatagin ustune tekrar koydun.

"gidemezsin yudai, gidemezsin. beni birakip nereye gidiyorsun?"

"fuma, isleri zorlastirma. ikimiz icin de en iyisi bu."

"ikimiz icin en iyisi bu falan degil. hem sucluyu hem gucluyu oynayamazsin!"

"yakacaktin zaten, ziyan olmasin da alayim."

"birak onlari!"

oylece bana bakiyordun. bagirmaktan bogazim acimis, oksurmustum sertce.

"sen sigara mi iciyorsun bir de bu halinle?"

guldun.

"bana mi ozenmeye basliyorsun fuma?"

bir kez daha guldun. canim aciyor yudai, cok aciyor.

"senden kurtulacagim yakinda. beni cok sikiyordun zaten. hicbir seye izin vermiyordun. en ufak seyde kiskaniyordun. iyi oldu boylesi. simdi izin ver de kiyafetlerimi alayim."

izin verdim.

"kiyafetlerini evden alma istedim. sen gittin, onlar bari gitmesin istedim. ‘birak onlari!’ dedigimde ‘yakacaktin zaten, ziyan olmasin da alayim.’ dediginde anladim ki sana karsi hissettiklerimin hicbirini anlayamamissin, ya da anlatamamisim.. ben, sikici biriydim, degil mi yudai..? sen hep eglenmek isterdin. disarida sabahlayalim, millet bize deli diyene kadar cilginliklar yapalim isterdin. bense lavaboya bile gitmeye usenen biriydim. ozur dilerim, bir kez olsun seni eglendiremedigim icin.."

↬noćnik

broken melodies, kumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin