62 22 18
                                    


yeni uyanmis, ballkonda oturuyordum pijamalarimla. -couple olmak icin aldigimiz ayicikli, mavi renkteki pijamalarla- elimdeki kahve bardagi ve sigara da cabasi. neden ictigin hakkinda bir fikrim yoktu. ‘oylesine iste’ deyip gecistirirdin beni. fakat bilmiyordum ki iki iliskiyi ayni anda yuruttugunu. ‘icme su zikkimi!’ deyisimi dinlemez, ayakkabilarini giydigin gibi disari gider ve orda icerdin. defalarca cope atmama ragmen yine de vazgecirememistim seni.

su an elimde gormem cok garip hissettiriyor. sana olan onca yalvaristan sonra kendi elimde gormek.. bilemiyorum. uzun uzun baktim, inceledim. yakismiyor ki bana. bir kemikli ellerime bakiyorum bir sigaraya. sikim gibi gorunuyor. sadece, seni hatirlatmasi icin iciyorum iste. aliskanliklarin, aliskanliklarima donustu.

tam kahvem bittigi icin mutfaga giriyordum ki kapi tiklandi. gayet de ritimli tiklanmisti. seninki gibi uyumsuz degildi. her seferinde uyarmama ragmen bir turlu kapiya duzgun tiklamazdin. ya elinle gum gum vurar ya da ayaginla tekme atarak ses cikarirdin. duzgun vurarsan daginik gibi hissetmezdin cunku. hep bir daginiklik, uyumsuzluk olsun isterdin. sorunum yoktu daginik olmanla, ama benim aklimi da dagittin ve oylece gittin.

sonuc olarak, gelen sen degildin.

acmak istemedim kapiyi. oylece bekledim gelen kisinin gitmesini. ama sonra bir ses geldi.

“fuma? evde degil misin?”

bardagi herhangi bir yere birakip kapiya yoneldim. jo’nun sesiydi bu. gelmesini her ne kadar garipsesem de actim kapiyi. basta bakamadim yuzune. ta ki bana sarilana kadar.

neden yapmisti ki bunu?

“ozur dilerim, her sey icin.”

sarilmayi kesip bana bakiyordu uzgunce.

“ne yaptin ki ozur diliyorsun?”

sert cikismam uzerine sag elimi tuttu.

“fuma, yapma boyle. inan ki bilmiyordum. bilseydim hic yanasmazdim bile o ucubeye. cocukluk arkadasimi uc gunluk insana satacak biri miyim ben?”

hakli olabilirdi. kimseye soylememistik iliskimizi, sen utandigini soyledigin icin. ama bakislarimizdan, birbirimize olan duskunlugumuzden, ayri eve cikmamizdan, surekli birlikte gezmemizden de mi tahmin etmemislerdi?

“bakma bana oyle, kalbimi kiriyorsun.”

elimi tutmayi birakip bir daha sarildi bana. karsilik bekliyordu eminim ki, ama hayir, yapmayacaktim. yapamazdim ki, gururuma yediremezdim.

“ona, sana bir daha bulasmamasini soyledim.”

tekrar gozlerimin icine bakmaya baslamisti. manipule mi ediyordu bilmiyorum ama, bunu su an yapamazdim. bu konusmayi su an yapamazdim iste. bu yuzden dudaklarimi araladim. cok mu kaba olacakti bilmiyorum ama coktan gozumun onu karariyor bile, kontrol edemiyorum kendimi.

“jo, kafami toparlamam gerek. ben sana gelene kadar bana gelme, tamam mi?”

kapiyi acip onu arkasindan ittirdim hizlica. arkasini donup basini salladi beni anlarcasina. itiraz etmemisti neyse ki. onu gordukce aklima senin beni aldattigin, onca ay kandirdigin, ikimizi birlikte yuruttugun geliyor. bu yuzden sakin kafayla konusmak en iyisi.

noćnik

broken melodies, kumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin