İan daha şimdiden 4 tabak kırmıştı ancak işten bir türlü atılmıyordu! Hatta benim ona burayı önerdiğimi patronuma söyleyip kırdıklarının cezasını benden çıkarttırıyordu.
Elimdeki son kirli tabağıda tezgaha bırakıp duvara yaslandım. Mola bile veremiyordum burda. İan' da tabak kırklarını temizledikten sonra yanıma gelip aynı şekilde duvara yaslandı. Inadına yavaş yavaş aşağı kaydım ve sırtım duvara yaslı bir şekilde oturmaya başladım. O da aynısını yaptı.
" İşe alındığına inanamıyorum." cidden inanamıyordum ,ben bu iş için o kadar uğraşmışken İan hiç bir şey yapmamıştı.
"Hala kovulmadığıma inanamıyorum." güldüm, hatta kahkaha atmış bile olabilirim. Ayağı kalkıp onu çağırma gereği duymadan mutfak kısmına geçtim. Herkes gitmişti ,hava kararmıştı ama ben durmak zorundaydım. Biraz fazladan para kazanabilmek için geç saate kalıp bulaşık yıkıyordum. Ama İan' ın durması amaçsızdı , onun daha fazla işi yoktu sonuçta.
"Niye hala duruyorsun?" yanıma gelip kirli bardaklardan birini aldı ve benim nasıl yaptığıma bakarak o da o şekilde yıkadı.
"Sen niye hala duruyorsun Mai ?" ama bunu ilk ben sormuştum. " Fazladan para kazanmak için. Ve hala soruma cevap vermedin." elindeki yeni yıkadığı bardağı bırakıp kirli başka bitane aldı.
"Fazladan para kazanmak için." "Para kazanmaya ihtiyacın yok." para konusunu konuşmayı sevmiyordum çünkü genelde konuyu 'Psikopat hırsız' olayına getiriyorlar. Neden psikopat dediklerini bile anlamıyordum. Çoğu kişi annemin ruh sağlığıyla ilgili olduğunu düşünsede fazlasıyla gereksiz bir lakaptı.
"Herkesin para kazanmaya ihtiyacı vardır Mai." aklıma yaptığımız konuşma geldi." Senin sayende adımı ezberleyeceğim." güldü.
"Evet bu normal. 18 yıl önce ezberlemiş olman gerekirdi." bende ona katıldım.
Uzun süre sessizlik oldu. Yıkamayı İan sayesinde fazla hızlı bitirdim.
Ellerim hala ıslaktı zaten o yüzden çalan telefonu Ian 'ın açmasını istedim. Benim telefonum çalıyordu ama kimin aradığını göremedim.
Konuşurken kaşları çatılmıştı. Sonra sırıtmaya başladı. Kimle konuşuyordu bu ? Telefonu elinden aldığımda Ashton 'ın aradığını gördüm. Lanet olsun . Konuşacağım sıradada telefonu kapattı.
"Ashton olduğunu niye söylemedin?" omuz silkti "Telefonu açmamı sen söylemiştin Mai."cevap vermeden montumu alıp kafeden çıktım.
Annem beni eve daha geç bekliyordu. Zamanım varken gezmek istedim ,ama nereyi? Sokak lambasının zar zor aydınlattığı banklardan birine oturup kafamı geriye attım. Hiç yıldız yoktu, halbuki izlemeyi severdim.
"Mai ?" kafamı kaldırıp bana kimin seslendiğine baktım. Tabi ya İan. "Ne var?" gelip yanıma oturdu "Sana dondurma aldım. " elindeki çikolatalı dondurmayı sallayarak gülümsemeye çalıştı.
"İstemiyorum, ayrıca çikolatalı dondurma sevmem .Sade severim." diğer dondurmayı sakladığı yerden çıkarıp bana verdi.Bu sadeydi. "Zaten bitane daha çikolatalı dondurmaya param yetmemişti." itiraz etmedim. Çünkü ciddi anlamda dondurma yemeyi özlemiştim.
Dondurması bittiğinde cebinden sigarasını çıkarıp yaktı. Ben de telefonumla oynuyordum. "Ben de istiyorum." şaşırmışa benziyordu" Ne , sigara mı? Olmaz." "Paketini istemiyorum bu kadar cimri olma." omuz silkti. "Cimri değilim, sigara içmeni istemiyorum." sinirlenmeye başlamıştım bana karışamazdı. "Ama ben istiyorum. " yine omuz silkti. Tanrı aşkına şunu yapmayı kesmeli !
"Ne istiyorsan yap İan." ayağı kalkıp eve doğru yürümeye başladım. Gidince kesinlille Ashton la konuşmam gerekiyordu. Yada yarın İan 'ın konuşması gerekiyordu, yoksa 1-2 gün geçmeden ayrılacağımız kesindi.
"Senden nefret ediyorum ." duyduğunu biliyordum çünkü bağırarak söylemiştim." Herkez benden nefret ediyor Mai . Iltifat olarak kabul ediyorum." "Manyak." bunuysa aksine fısıltı halinde söylemiştim .