Okuma sayisi hosuma gitti yazmak istedim ,ayrıca isimde hata yapmışım sanırim 2. bölümde Mae değil Mai .Sonraki gün sürekli diken üstündeydim, Ashton'ın vereceği tepkiden korktuğu için karşısına çıkamıyordum ama olayı açıklamazsamda ayrılmam gerekecekti. Koridorun başından benim olduğum tarafa doğru geldiğini görünce heyecanla kalbim iki kat hızlı atmaya başladı "Asht-" eliyle susmamı işaret edip yanımdan geçip gitti. Bu neydi böyle?
Diğer derslerde bittikten sonra çıkışta İan 'ı bekleyip Ashton'ın yanına götürdüm. "Telefonunu onun açması yetmiyor gibi bi de karşıma mı getiriyorsun ?" tedirgince bakışlarımı ellerime çevirdim. Çok büyüklermiş yahu. "Hayır ,yani ben açıklasın diye getirdim onu .O yüzden." İan elini Ashton'ın omzuna atıp bi yandan da yürüyerek benden uzaklaştırdı. Kulağına birkaç şey fısıldayıp geri çekildi ve benim yanıma geri geldi. Bu sefer sırıtıyordu ama. Ashton arkasını döndüğünde ilk seferkinden daha sinirli bir şekilde bize doğru yürüdü. "Birdaha karşıma bile çıkma, ciddiyim Mai." bu çocuk ona ne söyledi de Ashton böyle oldu? "Ona ne dedin?" sesimdeki sakinliğe ben bile şaşırmıştım ki İan ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. "Az önce sevgilinle aranı bozdum, kızmadın mı ?" doğruyu söylemek gerekirse içimde en ufak bir kızgınlık yok ama İan 'ın yaptığının hoşuma gittiği de söylenemez. "Kızdım. Kızdım tabii. Sen ne dedin ona?" omuz silkti, ve yavaş yavaş yürümeye başladı.
İan Wood
Mai 'nin duymaması için Ashton'ı yanından uzaklaştırıp iyice kulağına yaklaştım. ''Duştaydı açamadı telefonu. Kurcalama işte.'' her ne kadar inanmayacağını düşünmüş olsamda siniri yüzünden okunabiliyordum. Hatta şu ana kadar yumruk yememiş olmam büyük şans! Cevap vermesine fırsat bırakmadan Mai' nin yanına döndüm. Ama yüzümden silemediğim sırıtış yüzünden Mae şüphelenmiş görünüyordu. "Birdaha karşıma bile çıkma, ciddiyim Mai." arkamıdan seslenmesine aldırış ettiğim pek söylenemezdi.Hatta beni mutlu etti bile denebilir. "Ona ne dedin?" cidden mi , az önce sevgilisini ondan ayırdım ama tek dediği bu mu? "Az önce sevgilinle aranı bozdum, kızmadın mı ?"yapmacık bir şekilde kaşlarını çattı ama bir şey söylesem kahkaha atacak gibi bir ciddiyetsizliği vardı. "Kızdım. Kızdım tabii. Sen ne dedin ona?" sorusunu es geçip sözde işime gitmek için okuldan çıktım.
Mai Turner
İan iş yerinde kırdığı tabaklara bir yenisini daha eklerken ben onun kırdıklarını temizliyordum .Tanrı aşkına kim aldı bu çocuğu işe ?Adamın önündeki kirli tabağı aldığında elimdeki süpürgeyi yere atıp yanına koştum. ''Bir tabak daha temizlemek istemiyorum İan.'' elinden aldığım tabağı diğer kirlilerin yanına koyup masalardan birine oturdum ve son müşterininde çıkışını izledim. ''Neden hala burda çalışıyorsun ki ?Paran var, Ashton la beni de ayırdın.'' o da yanıma gelip karşımdaki sandalyeye oturdu. ''Birincisi, hayır param yok. Ailemin parası var. İkincisi buraya sizi ayırmak için gelmedim burayı seviyorum.'' parmağımla kafenin yıkılmaya yüz tutmuş içini işaret ettim .''Burayı mı seviyorsun ?'' omuz silkti. ''Evet çok nostaljik bence .'' ayağa kalkıp askılıktan montumu aldım. ''Burası mı nostaljik. İan bina yıkılıyor.'' ''Tabiki nostaljik.'' montu giyip masaya koyduğum çantamıda aldım ve çıkışın önünde durdum. ''O zaman 'nostaljik' kafenle iyi eğlenceler .Çıkarken kapıyı kitlemeyi unutma.'' cevap vermesine pek fırsat vermeden çıktım .'' Ama bulaşıkl-''
---
Eve geldiğimde annem uyuyordu. Çantamı koltuğun üstüne atıp tekli koltuğa oturdum. Cebimdeki telefonun titremesiyle rahatımı bozmak zorunda kalıp telefonu almaya uğraştım.
Gönderen: Ashton.
Yarın güzel birşeyler giy .Ünlüsün artık.
Gönderilen: Ashton.
Ne ?Ne ünlüsü. Açık söyle Ashton.
Gönderen: Ashton.
Dediğimi yap yeter.
Sinirle telefonu tekrardan cebime tıkıştırdım. Ben ne yaptımda ünlü oluyorum ? Bu gün olanları en az 2-3 kere gözden geçirdim ama mantıklı bir sebep bulamadım. Büyük ihtimalle dalga geçiyordu.
---
Okuldan içeri girdiğimde ,neredeyse herkes bana bakıyordu. Ashton ciddimiydi yoksa ?Çantamı daha sıkı tutup adımlarımı hızlandırdım. Fısıldaşmaları duyamıyordum ama benim hakkımda olduklarından emindim. En azından çoğunun benimle ilgili olduğuna emindim .Yoksa bana bakıp konuşmazlardı sanırım .Hatta bazıları fısıldama gereği bile duymuyorlardı. İan 'ın adını duyduğumda adımlarım yavaşladı . Yada durdum bilmiyorum o an düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. Konuşmalara daha çok dikkat ettiğimde benim ve İan ın hakkında olduğunu anladım. Ama hala sebebini çözememiştim. '' Çok eğlendinmi bari. '' Adını bilmediğim bir çocuk sırıtarak bana doğru geliyordu. E pek de dost canlısı gözüktüğü söylenemezdi .
Tekrardan adımlarımı hızlandırıp okul binasının içine girdim. Durum pek farklı değildi . Sınıfa girdiğimde kimse yoktu birtek sıramın üstünde mavi kağıda yazılmış bir not vardı.
Psikopat hırsızdan küçük sürtüğe terfi ettin ,tebrik ederim.
-Ashton.
Hala bir şey anlamıyordum. Dün ne olmuştu ki ?Aklıma İan la olan konuşması gelince sinirle kağıdı buruşturup çöpe attım. Ne dediğini öğrenmem gerekiyordu. Sınıftan çıkıp İan 'ın sınıfına gittim . Ama bu sınıfta boştu. Son çare spor salonuna gitmeye karar verdim .Gereksiz derecede ağır kapıyı açıp içeri girdiğimde basketbol oynayanların arasında onu aradım ama yoktu. Geri çıkacakken gözüm yedek oyuncuların olduğu gruba takıldı .Orada! elindeki su şişesini bırakıp kafasını benim olduğum tarafa çevirdi. Az öncekinin aksine yüzündeki gülümseme solmuştu. Onun yerini şaşkınlık almıştı, ya da pişmanlık .Emin değilim. Oyunun olmasını umursamadan sahanın ortasından geçip İan 'ın yanına gittim .Hatta sadece İan' ın değil diğer tüm gurubun sesi fısıldaşmalar haricinde kesilmişti .