0.7

146 7 0
                                    

Kalabalığın için de gözlerim hemen onu bulmuştu. Fark etmeden gülümsemiştim. O gün dediğim şeyler yüzünden pişmandım onun suçu değildi. Tamamen benim suçumdu. Yaşamakta benim suçum. Belki de burada ki tek suçlu bendim. Sadece hiç bir şey yokmuş gibi gülmem de suçtan sayılıyordur. Güneş yanıma gelip oturdu. "Selam." Dedi gözlerimin içine bakarak ben de buna karşılık "selam." Dedim biraz duygusuz söylemiş olabilirim duygularımı hala kontrol edemiyordum. Bu elim de değildi. "Çok güzel olmuşsun gördüğüm en güzel kadın olabilirsin, hayır bu doğru değil hayatım da gördüğüm en güzel kadınsın Ay." Dedi Güneş. "Bu iltifatın için teşekkürler. Aynı şekilde sen de hayatım da gördüğüm en güzel kadınsın, ama sana tek 'güzel' demek diğer kelimeler hakarettir. Sen inanılmaz bir kızsın Güneş, senin gibi olmak için nelerimi vermezdim. Belki de bunun için sana çekiliyorum itiraf etmek o kadar zor ki anlatamam. Saf ışığın kimse de görmediğim kadar saf ve parlak, kokun bana var olmayan bir diyarı hatırlatıyor. Gözlerin, beni boğuyor baktıkça gözlerinin için de kayboluyorum bu nedir, sana hissetiklerim ne, bu duyguya ne diye bilirim?"dedim ne o konuşuyor ne de ben kurumuş olan dudaklarımı yalayıp konuşmama devam ettim. "Aşk? Mı dersin sanmıyorum sadece bir hoşlantı. Ben de olmayanlar sen de var gerçi ben de hiç bir şey yok." Dedim gözlerimi ellerine indirdim ve gülümsedim. Bir elini tutup kalbime koydum. " Bu atan kalbi hissedebiliyor musun, çoğu kez durmasını istediğim kalbim. Eğer bir gün birisi için atmasını istersem o sen olacaksın." Dedim ve banka geri yaslanıp başımı geriye atıp gökyüzüne baktım. " Sence Güneş orada bizi izleyenler var mıdır veya tanrı oradan bizi izliyor mudur?"dedim ona bakıp birkes olsun bakışlarını benden kaçırmamıştı. "Ben.. bilmiyorum, tek bildiğim sensin Ay." Dediği şeye gülümsedim. "Güneş, gökyüzüne bakınca senin gözlerin aklıma geliyor, senin gözlerine bakınca aklıma boğulmak istediğim deniz geliyor. Gökyüzüne bakıca benim için biraz da olsun umut görüyorum. Deniz ise bana huzur veriyor ölmek istesem kesinlikle boğularak ölmek isterim. Senin gözlerinde hem umut hem de ölüm görüyorum. Neyse çok fazla konuştuk hadi kalkta birşeler içmeye gidelim." Dedim oturduğum yerden kalkıp. Güneş hala oturuyordu gülümsedim ve ona elimi uzattım. "Hadi gidelim." Dedim. İlk bana sonra ona uzattığım elime baktı. Bir elini ona uzattığım elime koydu. Onu kendime çektim "hadi gidelim bu gece eğlendiğinden emin olacağım." Dedim. Elini hala tutuyordum eli çok sıcaktı benim elim ise soğuktu nedenini bilmem ama bu hoşuma gitmişti.

Bir bara gelmiştik. Yaşımız hala tutmuyordu ama içeriden bir arkadaşım bizi bir şekilde almıştı.
İçeri de yoğunu müzik sesleri vardı. Buraya ilk defa gelmiyordum. Bar kısmına gidip içki almıştım birini Güneş'e uzatmıştım. İçkiyi benden alıp dudaklarını götürdü. " Güzelmiş." Dedi ve bir kere daha içti tüm hareketlerini izliyordum. "Öyledir, dans etmek ister misin?" Dedim o da başını salladı içkimi diktim ve boş bardağı masaya koydum. Güneş'in elini tutup insanların arasına karıştık. Deli gibi dans ediyorduk bir daha ki şarkı heart attack çalmaya başladı Güneş'i kendime çekip ellerini omuzuma koydum ellerim ince beline gitti. Kendime biraz daha çektim tekrar o vanilya kokusunu aldım cidden bu koku beni öldürüyordu. Bir gün ona kesinlikle aşık olacaktım bunu hissedebiliyordum. Güneş'in elleri saçlarıma gitmişti. Bir tutam saçımı alıp burnuna götürüp kokladı ve sonra dudaklarına götürüp öptü. Bu hareketinden etkilenmiştim. "Ah benim meleğim, beyaz tenin aydan daha parlak gözlerin ise gölgeleri kıskandırır ve o kalbin hiç görmediğim kadar masum söylesene ben sana aşık olmayayım da kime olayım?" Dedi. Bana yavaşça yaklaştı."rica edersem biraz eğilir misin?' Diye sordu ben de başımı sallayıp eğildim. Anlımın tam ortasında bir sıcaklık hissettim. Güneş anlımı öpmüştü. Dudaklarını sıcaklığını hissetmiştim bir an bu sıcaklığın için de ölmeyi dilemiştim.

Saat 3'ü geçiyordu zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştik. Gözlerimiz saatlerce birleşmişti. Binbir kere gözlerinin için de ölmüştüm.

"Artık gitmemiz lazım." Dedi Güneş. Bense sadece başımı sallamakla yetinmiştim. Bardan dışarı çıkıp yolda ilerledik." Seni bırakmamı ister misin?"diye sordu Güneş ben de sadece 'olur.' dedim. Konuşacak halim yoktu. Biraz daha ilerledikten sonra bir motorun önüne gelmiştik. Güneş çantasından bir pantolon çıkarıp giyindi. Üstün de ki elbiseyi çıkarmak için ara sokaklardan birine girdi. Ben de  yere oturup gözlerimi kapattım başım ağrıyordu. "Hey, Ay uyanır mısın?" Demesiyle irkildim "uyumamıştım kii." Dedim. Güneş dediğim şeye gülmüştü. Bana bir elini uzattıp "hadi gidiyoruz." Dedi ben de elini tutup kalktım bana bir kask uzattı. Taktım aslında ben takmamıştım Güneş yardım etti artık ne kadar sahroşsam kendi kafam yerine yol kenarında ki bir kediye takmaya çalışmıştım. Güneş'e rezil oldum. Kendine de kask takıp motora bindi ve çalıştırdı. "Binmeyi düşünyor musun?" Dedi bana bakarak. Başımı sallayıp arkasına oturdum. "Güvenliğin için kollarını bana sar." Dedi. Dediğini ikiletmeden kollarımı onun ince beline sardım. Hareket etmesiyle beline daha sıkı sarıldım. Yüzüm omzuna geliyordu kokusunu içime çekmeye başladım. "Güneş biliyor musun beni sahroş eden içki değil senin kokun." Demiştim. Buna karşılık Güneş "Efendim seni duyamadım." Dedi ben de 'birşey yok'  diye duyması için bağırdım. Gözlerimi kapatmıştım. Bugün fazlasıyla eğlenmiştim. Yaşadığımı ilk defa hissediyordum. Ve bu hiss oldukça güzeldi.

"Ay, hadi beni bırak evine geldin."dedi. Onu bırakmıştım etrafıma baktığım da evdeydim motordan inmiştim. Güneş de indi ve belimi tuttup evime gitmeye başladık. Kapıyı çalmamasın söyleyip çantamdan anahtarımı ona uzatım. Elimden alıp kapıyı açtı ilk kendi sonra benim ayakkabımı çıkardı kendi ayakkabısını dışarıda bırakıp benim kisini içeri alıp ayakkabılığa koydu. Beni tutup odama götürdü. Yatağıma beni oturtup dolabımdan pijama takımımı çıkartıp yanıma koydu "giye bilecek misin?" Diye sordu ben de hayır anlamında başımı salladım. Güneş elbisemi nazik bir şekilde üstümden çıkarıp bir köşeye koydu. Ardından pijamalarımı bana giydirdi. "Vücudumdan iğrendin mi?" Dedim. O ise bana yaklaşıp gözlerime baktı. "Senden iğrenmek bir kenara senden nefret bile edemem ben senin herşeyine aşık oldum. Aldığın her bir nefeste ben sana tekrar ve tekrar aşık oluyorum." Dedi ve barda ki gibi anlımı öptü. Fark etmeden ben gülümsemiştim. İtiraf etmek istemesem de yaptığ şey hoşuma gitmişti. Elimi onun öptüğü anlıma götürdüm. "Hoşuna gitmedi mi, gitmemişse bir daha öpmem." Demişti. "Hayır, hoşuma gitti anlım da ki sıcaklığı unutmak istemiyorum lütfen beni sık sık öp olur mu?" Diye sormuştum o da dediğim şeye gülüp başını sallamıştı. Gözüme çok tatlı gelmişti ki yanağına küçük bir buse kondurdum. "Özür dilerim kendime engel olamadım." Dedim. Elini yanağına koyup " sorun değil bu benim de hoşuma gitti daha sık yapar mısın?" Diye bana sordu "yaparım." Dedim ve kendimi yatağa bıraktım. Güneş gitmeden üstümü örtüp anlımı öptü. Ardından kapı sesi geldi bu gece huzurluydum hem de bu huzur bana çok iyi gelmişti derin bir nefes alıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

★Yᴏ̈ʀᴜ̈ɴɢᴇ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin