BÖLÜM 1 | KADER YAŞAMANI İSTİYOR

281 13 22
                                    

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki bu kurguyu felsefe dersinde gördüğüm bir görseli aklımda farklı yorumlamamla yazmaya karar verdim.🎐

  Umarım sizde seversiniz. Başlayalım.🧩

Bir hikaye veya masal hiç fark etmez hayal gücümüz geniş ve güçlü olduktan sonra bizi durdurabilecek hiç bir iblis yoktur.

Yıllar önce, 150 yıl önce.

"Amon, hızlı ol geliyorlar." dedi genç kadın.

Ölümle burun buruna olduğunu biliyordu ama yinede korumak istediği değerli bir şey vardı. Onu tutan hiç birşey olmamalıydı. Prensesin kaderi kara büyü ile doluydu ve bunu nesilden nesile aktarmaması gerekti. Kraliçe, kızı prenses Melria'ya tek veliaht prenses olması için elinden geleni yapmıştı. Elfler tarafından işgal edilen bu krallık 400 sene sonra ilk defa çöküşün tam eşiğindeydi.

"Melria bebeği bana ver!"

Kadın hızlı hareketlerle kucağındaki küçük bebeği hemen kocasına verdi ve koşmaya devam etti. Şato'nun içinde en üst kata çıkmak için son güçlerini kullanıyorlardı.

Şatonun üst katındaki gizli odaya giriş yaptılar ama dinlenmeleri için vakit yoktu.

"Onu insanların dünyasına göndermeliyiz burası çok tehlikeli Melria." dedi.

"Senin fikrin daha tehlikeli Amon, bunu nasıl yapacağız onun oraya ait olmadığını anlayınca insanlar ona ne yapacak?"

"Orda yaşar ve burayı asla bilmezse bir insan gibi yaşamına devam eder." dedi adam tedirgin bir şekilde prensese bakarken.

Prenses, "Amon, Sevgili kocam bunu yapamayız lütfen anla."

"O bu lanet yerde kalırsa laneti kanlarında taşıyacak. Benden neyi anlamamı bekliyorsun? Hepsi acımasız Kraliçe yüzünden başımıza geliyor."  Şiddetli bir şekilde haykıran Amon bir cevap bile beklemeden büyük kapsülü açtı ve içine bebeği yerleştirdi.

"Amon lütfen yapma, bizimle kalabilir."  Prenses ağlamaklı bir sesle prens Amon'u durdurmaya çalıştı.

"Melria o burada kalamaz ölüm tam kapımızda, peşimizde kara büyü askerleri var, sen seç ya onu korsanlara verelim yada dünyaya." Prenses bu söze hiç bir şey diyemedi.

"Tahmin etmiştim."

Son kez sarılmak için küçük oğluna doğru yöneldi.

"Sen, geleceğin prensi olmalıydın o aptal dünyada bir insan değil." diye sitem etti prenses. Oğlunu kucağına alıp ağlamaya başladı. Prens değerli ne kadar eşya varsa hepsini kapsülünün içine yerleştiriyordu.

"Amon, Büyük Kraliçe Brenda Solomon'ın verdiği lanetli büyüyü yapalım." dedi prenses.

Şaşkın gözlerle bakan prens prensese doğru yöneldi ve "Oğlumuzu dondurmak mi istiyorsun?" dedi titreyen elleri ve ağlamaktan kanlanmış gözleriyle. Prenses göz yaşını silip "Zor durumdayız Amon, burada sadece 5 dakikadan az vaktimiz var, az sonra o lanet buraya gelecek." dedi.

"O zaman bekle paralel evrenden bir oğlan çocuğu alıp bizim geleceğin kralı oğlumuzla yer değiştirelim, bu şekilde kara lanet ondan uzak durup kurban oğlanın kanlarında gezer."

Prens nefes nefese bir şekilde prensese yaklaşıp anından öptü.

"Hemen geleceğim bekle Melria" dedi prens.

"Dikkatli ol Amon, yetim bir oğlan seç ve acele et lanet senden önce burada olursa ne ben nede oğlan çocuğumuz burada kanlı canlı duramayabiliriz."

Prenses küçük bebeğini kapsülün içine yerleştirdi ve boynundaki koruyucu kutsal tılsımı bebeğin ellerine doladı.
Peşindeki kara lanet ona ulaşmadan oğluna, güçlü bir koruyucu büyüsü yaptı. 150 yıl boyunca kanı ve canı donuk bir şekilde insanların dünyasına yolculuk edecek ve uyandığında bir bebek olarak insanların dünyasına varacaktı. Işık hızı bebeği yaşlandırmamalıydı.

𓍯BÖLÜM SONU𓍯

UĞULTULU TEPENİN LANETİ | KADER DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin