Merhaba bu bölümüde düzenlemeye karar verdoğim için bütün yorumlarınızı bulamaya bilirsiniz şimdiden çok özür dilerim.😩
Ben Luna, 110 yaşındayım daha doğrusu SWORF diyarinin yaşına göre söyledim büyük ihtimalle sizin anlayabilmeniz için yaşımı 6 sayısına bölmeniz gerekecek, benim dünyamda zaman çok daha hızlı ilerliyor.
Ben bir korsan kızıyım, bu diyarda genelde korsanlara rastlanmaz, rastlansada pek bir değerimiz kalmadı. Eskiden korsan olabilmek için herkes yarışmalara katılırdı. Herkesin istediği bir şeydi ya şimdi, kimse korsan olmak istemiyor ve utanılması gereken bir şeymiş gibi bahsediyorlar.
Korsanlar olarak hazinelerden hazinelere koşarken sadece 4/2'sini biz alabiliyoruz diğer payını Kral ve Kraliçeye vermemiz gerekiyor bu çok saçma, onlar yüzünden bir sürü engel geçiyorum devasa su aslanı ile yüzleşip onu öldürüyorum ve sonucunda bir hiçlik.
"Luna, nerelerdeydin?"
"Baba beni korkuttun neden bir anda arkamdan seslendin ki?" deyip sesli bir şekilde güldüm.
"Benim güzel kızım yoksa gerçek bir korsan mi oluyor?"
"Kapa çeneni ihtiyar Jackson, ben bir korsan olarak doğdum ezelden beridiride korsanım" dedim ve kılıcımı çıkarıp öne doğru bir hamle yaptım. Ufak bir gülüş ile babama ciddi bir bakış attım "Ne dersin bugün kılıcımla eğlenmek istiyorum." dediğime kahkaha atan babam bir anda gülmeyi bırakıp kılıcını çıkardı ve bana doğru bir hamle yaptı. "Anlaşıldı Jackson, bugün kan dökülecek." dedim.
Babam yüksek bir kahkaha attı ve kılıcıyla şova başladı.
Uzun bir süre kılıçlarımızla birbirimize hamleler yaptıktan sonra karşımdaki uzun boylu, uzun örgülü saçlı babam kılıcını boğazıma dayadığında ikimizde durduk.
"Küçük Luna hep aynıydın sende bir ilerleme görmek çok isterim ama maalesef çok savunmasızsın." dedi babam benden kurtulup okyanusa doğru açılan çimliklerde ilerlemeye başlayınca, arkasına takılıp bebek gibi bir mırıltıyla ofladım isyan edeceğimi anlayan babam ani bir şekilde arkasını döndü ve kılıcını kalbime doğrulttu. Nefesimi tuttum ve irileşmiş gözlerimle şaşkınca baka kaldım.
"Gördün mü küçük kız savunmasızsın, bundan sonra kendini geliştirmen için burada kal ve seferlere çıkma." dedi.
Buna sessiz kalamazdım ben hayatım boyunca sadece yedi defa sefere çıkmıştım ama bu yedi seferde pek çok şey başarmıştım buna izin vermezdim. Koşar adımlarla çimliklerj geçip okyanusa doğru ilerleyen babamın yanında mızmızca yürüdüm.
"Baba bunu yapamazsın, yedi defa sefere çıktım ve o büyük su aslanını bile öldürdü-" lafımı yarıda kesti parmakları ile susturdu beni. "Sende duyuyor musun?" elleri ağızımdayken hızlıca kılıcını çekti. Beni bıraktı ve korkuyla birşeyler aramaya başladı.
"Orda kal bir iblis burada." Jackson kılıcı ile çevremde tur atarken kendimi toparladım ve ayağa kalktım.
Hızla bize doğru gelen iblise bakarken kılıcımı çıkarmak üzereydim ki arkamdaki adam öne doğru atladı ve tek hamlede onu katletti. Ortadan kaybolan iblise bakmakla yetindim.
"Bu akşamki baloya bizi de davet etti Kral Amon, bizde gideceğiz ve bu olaylardan bahsetmem gerekecek."
Şaşırmış bir şekilde ona bakarken
"Asla baloya katılamayacağım Jackson." dedim ve hızlıca eve girdim.
Arkamdan gelen babam "Hadi ama Kral Amon'un listesinde seninde adın var ve katılacaksın şimdi git ve giyin konuşma buarada bitmiştir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UĞULTULU TEPENİN LANETİ | KADER DANSI
FantasíaYıllar önce bir prens ve prenses yeni doğmuş oğullarını peşlerinde ki kötü lanetten korumak için bir büyü yaparlar ve oğullarını 150 yıl sonraki dünya devrimine yollamak üzere bir kapsüle koyarlar. Prenses ve prens bu kötü lanet için bir bedel ödem...
