friday

3.1K 328 172
                                    

"Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, Sunday (A week)Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, FridaySeven days a week (Oh, oh, seven days a week)Every hour, every minute, every secondYou know night after night (Night after night)I'...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, Sunday (A week)
Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday
Seven days a week (Oh, oh, seven days a week)
Every hour, every minute, every second
You know night after night (Night after night)
I'll be lovin' you right (I'll be lovin' you right)
Seven days a week"

-Jungkook-

*

Dün Jimin nasıl eve gittiğini bilmiyordu. Jungkook yine yol boyunca onunla birlikte tramvay beklemiş, tramvaya binince Jimin'in kulaklık takmasını umursamayarak tam karşısına oturmuş, inince de evinin önüne kadar eşlik etmişti omegaya. Jimin arkasını dönüp "İçeri de gel istersen!" diye çemkirince ise sadece gülüp el sallamış ve "O da olacak güzelim." deyip sonunda gitmişti. Alfanın arkasının uzaklaştığını görünce Jimin derin bir nefes alıp içeri geçmişti.

Başı cidden dertteydi.

Alfayı görmezden gelmek gitgide zorlaşıyordu ve omegasıyla kalbi saçma sapan davranıyordu. Neden Jungkook'a bir şey oldu sandığında gözü dolmuştu? Böyle bir samimiyetleri yoktu. Jimin sinirliydi kendine. Oflayarak koltuğa çöktüğündeyse birden telefonu çalmaya başlamıştı.

"Kim Namjoon?" Okul komitesinin başkanı neden onu arıyordu akşam akşam? Öğrenmenin tek yolu telefonu cevaplamaktı tabii ki.

"Alo?" dedi Jimin soru sorar bir şekilde.

"Ah Jimin, seni bu saatte rahatsız ettiğim için çok üzgünüm." dedi Namjoon. Sesi sanki dışarıdaymış gibi geliyordu.

"Önemli değil, bir şey mi oldu acaba?" dedi Jimin. Namjoon'un onu araması normal bir şey değildi. Ama sınıf arkadaşıydı sonuçta. Belki okulla ilgili bir şeydi?

"Şey bunu senden istediğim için gerçekten üzgünüm ama," dedi Namjoon duraksayarak, arkasından başka insanların sesleri de geliyordu. "Yarın acaba soyunma odalarını açabilir misin maç için? Okul komitesi görevlileri şu an hala yarın kullanılacak büyük skor ekranlarını taşımakla uğraşıyor ve gece yarısından önce bitecek gibi durmuyor işimiz."

"Sabah da onları koordine etmemiz gerekecek ve açıkcası soyunma odalarını açacak adamımız yok."

Jimin'in keyfi kaçtı. Soyunma odalarını maçtan önce açmak, okula en az 1 saat erken gitmekti çünkü takımlar antrenman yapmak için erkenden geleceklerdi. Ama Namjoon'un başka herhangi birine sorabilse ona sormayacağını da biliyordu.

"Peki. Anahtarlar nerede?"

Telefonun diğer ucundan Namjoon'un rahatlamış sesini duydu Jimin. Açıkcası biraz şirindi. Kendi kendine güldü.

Seven | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin