thursday

2.4K 300 83
                                    

"Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, Sunday (A week)Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, FridaySeven days a weekEvery hour, every minute, every secondYou know night after nightI'll be lovin' you right (I'll be lovin' you right...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, Sunday (A week)
Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday
Seven days a week
Every hour, every minute, every second
You know night after night
I'll be lovin' you right (I'll be lovin' you right)
Seven days a week"

-Jungkook-

*

Perşembe sabahına alarmın sesiyle uyandığında Jimin kafası darmadağındı. Dün... çamaşır odasında... yorganı kafasına geri çekti. Hatırladıkça daha çok utanıyordu.

O cesaret nereden gelmişti hiçbir fikri yoktu. Jimin hiçbir zaman çok tatlı yumuşak bir omega olmamıştı ama daha önce hiçbir alfayı da penisinden tutup yamyamlığa zorlamakla tehdit etmemişti. Çıldırmış olmalıydı. Hepsi o sinir bozucu alfanın suçuydu. Jimin'in beynini bozuyordu.

Ama şu anda Jimin'in (daha kötüsü omegasının) büyük bir sorunu vardı. Dün alfanın (GEREKSİZ BİR ŞEKİLDE AŞIRI BÜYÜK OLAN) penisini avcunda hissedince bir şekilde sürekli görmezden gelebildiği omegası uyanmış ve "oh? Ağzımıza layık bir alfa?" diye Jimin'i azgınlığa sürüklemişti. Jungkook'a karşı. Çamaşır odasından çıktığından zar zor nefes alabiliyordu ve tamamen kızarmıştı.

Başına gelebilecek en kötü şey geliyordu.

Jungkook'a karşı nefretten başka hiçbir ama HİÇBİR duygu hissetmemesi gerekiyordu ama omegası dün elimizdeki alfa bizim içimize daha çok yakışır gibi şeyler söylüyordu ve bu gerçekten çok boktan bir durumdu.

Dün de zaten okula gitmediği için bugün de gitmemesi bir seçenek değildi. Üfleyerek yataktan kalktı. Saçları darmadağınıktı. Aynı beyninin içi gibi. Çamaşır sepetinin üstünde dünkü siyah atleti vardı. Alfanın kokusunun bir kısmı üzerine sinmişti atletin yakınlaşmalarından bir hatıra bırakmak istermişcesine. Jimin somurtuyordu.

Kalkıp üstüne bir şeyler giyinmesi gerektiğini fark edince eli uzun süredir gitmediği delikli mavili kahverengili kazağa gitti. Bu üstünde gerçekten çok güzel duruyordu ama Jimin çok dikkat çekmeyi seven biri olmadığından genelde giymekten kaçınıyordu. Bugün nedense giyesi gelmişti. Altına da bol bir pantolon geçirdikten sonra gözlerinin kenarına hafif kahverengi far sürdü ve çıktı. Tramvay beklemesi ve okula gitmesi zaten uzun sürüyordu. Ofladı.

Hem belki Jungkook'u dün yeterince korkutabildiğinden alfa onun peşinden gelmezdi artık? Düşünceleri dönüp dolaşıp hep alfaya ve alfanın aşağı bölgesinde sakladığı hazineye gidiyordu. Gene kızarmaya başladığını fark edince sinirlendi. Bu iş böyle olmamalıydı. Aptal Jungkook, aptal takıntılı piç Jimin'in sınırlarını zorluyordu. İçinden tekrar dün yeterince korkutabilmişimdir diye düşünürken tramvay geldi.

Seven | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin