dejavu

5.9K 208 83
                                    


☆☆☆

Dünkü yorgunluğumun ardından yataktan kalkasım gelmiyordu.

Zar zor olsada kalkıp üstüme bir eşofman takımı geçirip evden çıkmıştım.

Pastaneden yiyecek birşeyler aldıktan sonra Barış'ın evine doğru yürümeye başladım.

Kapıyı çalmamın ardından yaklaşık üç dakika sonra açılmıştı.

Barış uykulu gözlerle bana bakarken gülümseyerek içeri girdim.

Başının ağrıdığını bildiğimden ona bir kahve yapıp yanına geçtim.

"Teşekkür ederim."

Bir süre sessizliğin ardından Barış'ın bakışlarını üzerimde hissetmemle ona döndüm.

"Menejerim olsana."

"Menejersiz mi kaldın yoksa?"

"Biraz öyle oldu."

"Bu fikrini değerlendireceğim Barış Alper, biliyorsun çok fazla seçeneğim varda."

Göz devirerek yanımdan kalktığında ufak bir kahkaha atmıştım.

"Tabiki seni seçeceğim ya, alındın mı yoksa?"

"Senin benden iyi tekliflerin vardır şimdi."

Aynen kapımda kuyruk olmuşlardı.

"Yani öyle diyebiliriz ama benim seçimim her zaman senden yana."

Aklıma gelen fikirle birden ayaklandım.

"Ceyhun Abi'nin yanına gidelim mi?"

"Evde yapalım kahvaltıyı, çok yorgunum."

Yanına gidip yanağına bir öpücük bıraktım.

"Peki öyle olsun o zaman."

"Ama öğlene doğru gidebiliriz. Önceden her gün giderdik."

Dediği şeyle gülümsedim.

"Lisede her saat başı orda takılmamıza ne demeli?"

"Adam bıkmıştır artık bizden."

Aldığım poğaçaları çıkartıp birde dolaptan kahvaltılıkları hazırladım.

"Moralin bozuk gibi."

"Yorgunum sadece."

"Peki öyle diyosan."

•••

Cafe'ye girdikten sonra kapının açıldığını belli eden çan sesi ile Ceyhun Abi bizi direkt farketmişti.

"Kimleri görüyoruz, hoşgeldiniz çocuklarım."

"Hoşbulduk Ceyhun Abi, nasıl gidiyor?"

"Gördüğünüz gibi işte."

Cafe her zamanki gibi normaldi. Burası çok kalabalık olmazdı zaten ama müşteriside eksilmezdi.

Bizim gibi lisedeyken gelenler varken çok daha dolu oluyordu tabii.

"Kim ödüyor?"

"Bu sefer ben ödüyorum bücür."

"Hayatımda bir ilk olacak sanırım, ben bunu kabul edemem."

"Çok istiyorsan sen ödeyebilirsin."

Barış'a gülerken cafe'den giren kişilere gözüm çarptı.

Dejavu?

Kesinlikle.

"Allah'ım dertsiz başıma dert aldırma."

Barış kendi kendine söylenirken bize doğru gelen Kutay ile Başak'tan bakışlarımı çektim.

"Kimleri görüyoruz, ne güzel bir tesadüf oldu değil mi?"

"Havalara uçacağız birazdan sorma."

Barış'ın sessiz dediği cümleye karşı gülmemi bastırırken hâlâ onlarla göz teması kurmamak için kendimi zorluyordum.

"Bu güzellik bizim Beste mi ya?"

"Annen."

"Birşey mi dedin kardeşim?"

Barış, Kutay'ın suratına bön bön bakarken bu iki salağın buraya damlaması canımı sıkmıştı.

"Bi çay içelim mi ya hep beraber? Eski anıları hatırlarız."

"Hay ananın,"

Barış'a ufak bir bakış attığımda susması için yeterli olmuştu.

"Bence hiç eski anıları hatırlamaya gerek yok değil mi Barış?"

"Haklısın bücür."

Başak bana bakarken ona dönüp sahte bir gülümseme gönderdim.

Allah'tan büyük bir sabır diliyordum tam şuan.

"Özledik sizi ya."

Bir anda masamıza iki sandalye çektiklerinde Barış bana 'napıyor bu salaklar' bakışı atıyordu, omuz silktiğimde Kutay hâlâ bize laf atmaya devam ediyordu.

"Kutay sana birşey diyeceğim ya,"

"De bakalım."

Bakışlar ikimizin üstünde geziniyordu.

"Sesini bile özlememişim."

"Hadi ama, bir ara peşimde çok koşmuştun."

Başak gülerken Barış ellerini yumruk yaparak Kutay'a bakmaya devam ediyordu.

"Çocukluk işte, salakmışım o zaman. Allah'tan okulda bu hatayı tek ben yapmışım."

Bu sefer Barış'ın yüzünü gülümseme kaplarken Başağın yüzü düşmüştü.

"Barış'ta o zaman benimleydi. Güzel zamanlardı ya."

Konuyla alakasını çözmeye çalışırken Barış cevabını geciktirmemişti.

"Allah'tan o hatadan çabuk dönmüşüm. Yoksa benim için pişmanlıktan başka birşey değil."

Ufak bir kahkaha attığım sırada Ceyhun Abi'nin şaşkın bakışlarla bize baktığını gördüm.

Adama resmen bizi kurtar çağrısı yapıyordum.

"Ee Beste, sevgilin falan var mıydı?"

"Sanane kardeşim."

"Beste'yle konuşuyorum kardeşim."

Barış sabır çekerken benimde ondan pek bir farkım yoktu.

"Lise buluşması var, iyi oldu sizi gördüğümüz."

"Hepsinin canı cehennem."

Sessiz dediğim şey Barış'ı güldürürken diğerleri anlamsız bakışlar ile bana bakıyordu.

"Ne?"

"He, geliriz dedim. Sana özlemimden yataklara düşecektim yoksa."

"Biliyorum canım, özlenmeyecek biri değilim."

"Yolda görülse kaçılcak tiplerdensin ondandır."

O kadar çok zaman geçmişti ama Kutay ve Barış'ın arasındaki gerilim hâlâ aynıydı.

☆☆☆

𝘭𝘪𝘴𝘦𝘭𝘪𝘮 - Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin