menejerim

5.1K 199 42
                                    


☆☆☆

"Şeytan diyo yapıştır bi tane sıfatına bir daha konuşamasın."

Kutay ve Başak gittikten sonra, yani yaklaşık bir saattir Barış'ın söylenmelerini dinliyordum.

"Yeter ama artık. Şunlardan başka konuşacağımız konu mu kalmadı?"

"Var aslında, benim menejerim olman."

Barış'ın yüzünü gülümseme kaplarken bu işi kendi kafamda çoktan kabul etmiştim.

"Beni istemeyip Ada'yı menejerin yapmıştın. Demekki neymiş,"

Lafımı yarıda kestikten sonra dediğim şeye kendisi devam etti.

"Herkes gidici, Beste kalıcıymış."

"Aynen öyle."

Barış'a olan kırgınlıklarımı bir kenara çekip üstünü tamamen kapatmıştım aslında.

Sadece bazen çocukken verdiğimiz sözler aklıma geliyordu, ve bunları ilk benimle yapmaması.

"Neyse, olacağım ben senin menejerin."

"Ciddi misin?"

Başımla onayladıktan sonra gülümsemesi dahada genişledi.

"Ceyhun Abi, Beste'ye istediğini gönder. Hepsi benden."

Sahte bir şaşkınlıkla Barış'ı izlerken gülmemi durduramıyordum.

"Lise zamanında bunu söylesen gülmekten yerlere yatardım."

"Söz vermiştim ama futbolcu olduktan sonra ben ödeyeceğim diye."

Ceyhun Abi en sevdiğim tatlı olan tiramisuyu önüme koyarken hiç beklemeden yemeye başlamıştım.

"Bu aralar az gelmeye başladınız sanki."

"Benim hatalarım yüzünden aramız açıktı biraz,"

Barış bana dönüp gülümsedi.

"Affettirdim ama kendimi."

Ceyhun Abi, Barış'ın sırtını sıvazlayıp gülmeye başladı.

"Aferin Barış, aranızın açılmasına izin vermeyin."

"Bundan sonra asla zaten abi."

Gülerek yanımızdan kalktığında Barış'la tekrar baş başa kalmıştık.

"Sözleşme işinide halledelim."

Ağzım dolu bir şekilde başımla onayladım.

"Kaç yıllık imzalayacağız."

"Mesleğimin sonuna kadar menejerim olmana razıyım."

"Bende mesleğinin sonuna kadar menejerin olmaya razıyım Barış Alper."

Tatlımı ve limonatımı bitirdiğimde kendimi dünyanın en mutlu insanı hissediyordum, üstelik barış ödüyordu.

"Ahmet Abi biz çıkıyoruz Hayırlı işler."

"Özletmeyin kendinizi."

Gülümseyerek cafe'den çıktığımızda Barış'ın arabasına bindik tekrar.

İşlerin resmi olması için bir sözleşme imzalamamız gerekiyordu.

"Evet Sayın Menejerim Beste Hanım, iş şartlarınızı dinliyorum."

"Tek şartım sen olman sanırım."

Bu dediğime gülerken bende ona katılmıştım.

Sessiz bir yolcuğun ardından tekrar Barış'ın evine girdik.

"Dosyaların içine bakmam lazım."

Barış'ı başımla onayladıktan sonra oturup onu beklemeye başladım.

Çok geçmeden elinde kağıtlar ile gelmişti.

"Bunu sana özel hazırlatmıştım, yani bu fikri sana sunmadan öncede düşünüyordum zaten."

Elindeki kağıtları alıp incelemeye başladım.

Bu işten sonra her gün onunla beraber olacaktım, bu yüzdende gayet mutluydum.

Benim için ideal ve en güzel teklifti.

Hepsine imza attıktan sonra kalemi Barış'a uzattım. O da benim imzalarımın yanına kendi imzasını attıktan sonra herşey tamamdı.

Sözleşmenin fotoğrafını çektiğinde gülümseyerek birşeyler yapıyordu.

Telefonuma gelen bildirimle ne yaptığınıda anlamıştım.

Beyaz Masa

Barış: Gençler yeni menejerim çok fena birşey.

Kerem: Öyle valla, hayırlı olsun.

:Hergün yüzünü görmekten işi bırakabilirim sanırım.

Boey: Barış Alper Yılmaz çekilmez, hak verdim.

Yunus: Parası iyiyse çekilir valla.

Barış: Pamuk gibi insanım, yanılıyorsunuz.

•••

"Ne diyolar hakkımda, görüyorsun değil mi?"

Gülerek telefonumu kapattım.

"Yalan ya, ben inanmadım şahsen."

"Bak ya, papatya tarlası falan diyor."

Büyük bir kahkaha attığım sırada Barış bana ters ters bakıyordu.

"Şaka yaptım ya, kızma hemen."

"Ben sana kızabilir miyim bücür, onlara kızıyorum."

☆☆☆

𝘭𝘪𝘴𝘦𝘭𝘪𝘮 - Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin