felix
"COK KOTUYUM AMA BEN YA!!"
"CHANGBINE BOK GIBI DAVRANDIM HEP. UMUT VERDIM. ASIK OLMAMA RAGMEN BIR BOK YAPMADIM. SIMDI DE ELIMDEN GIDIYOR AĞA!"
"Felixcim, canim... sakin mi olsan? Al bak jelibon ye." Chan hyung nasıl bu kadar rahat aq. Acı çekiyorum ben burada gelmiş bana jelibon ye diyor.
"Evet Felix. Al jelibon ye. Ağlama artık. Allah aşkına Changbin'i tanıyorsam Beomgyu ile arasında bir şeyler olmadan vazgeçer. Merak etme"
"Gerçekten mi? Emin misin?"
"Evet eminim. Hadi ye şu jelibonu."o sırada changbin ve beomgyu
changbin
"C-changbin hızlan artık. S-sondayım ahh!"
"Bak yine yavaşla diye bağırırsan çok fena olur. Emin misin?"
"OF EVET CHANGBIN HADI!"
Beomgyu çok güzeldi. Onunla ilk başta asla böyle bir amacım yoktu. Ama beni tahrik edince elimden ne gelir ki? Şu an nerede olduğumuzu sorarsanız oteldeyiz. Ciddi ciddi sevişmek için otele geldik. Neler çektiğimi bir bilseniz. O halde yürümeye çalışmak... Ama pişman değilim. O... gerçekten çok mükemmel.
"Hassiktir AHH!"
Çığlığa bak amk. Daha çok sikesim geliyor şu çocuğu. Boşaldım artık yapacak bir şey yok.
"İyi misin Beomgyu?"
Kollarını boynuma sardı, kafasını boynuma gömdü. 'hmhm" diye bir mırıltı çıkardı ve yanağımı öptü.
Bu anları Felix ile yaşamayı isterdim. O bunu kaybedeli çok oldu. Anladım ki bir kişide takılı kalmamak lazım. Unuttuğum söylenemez tabi ama deneyeceğim. Belki de bu yaptığım, unutmaya başlamanın ilk adımıdır.hyunjin-minho
hyunjin:
minho
nbrminho:
iyiyim hyunjin
asil seni sormalihyunjin:
pek iyi oldugum soylenemez
cok pis agladim az once
hala agliyom arada
yurdun catisindayim
jisungla gelsenizeminho:
gelelim
istedigin bisi var mihyunjin:
kirmizi vakadayim desemminho:
hadi buyur
tamam markete gidip gelelim
bekle bizi
ve sakin kendini asa atmahyunjin:
tm
atmiycsm
görüldüminho-jisung
ask bahcem:
jisung
hayatim
kos
hyunjin kirmizi vaka
markete gidiyoruzbir tanem:
oha amk
o kadar mi kotu durumuask bahcem:
evet
hadi kosbir tanem:
geldim askim
görüldüyaklaşık yarım saat sonra
hyunjin
"Amına koyim nerdesiniz yarim saattir?"
"Sakin ol beybi Minho yurda yürüyerek gidelim dedi de."
"Tamam. Aldınız mı sigara?"
"Aldık kanka aldık."
Hepimizin farklı kırmızı vakaları vardı. Kırmızı vaka anında bizi rahatlatan neyse diğerleri gider alır sonra da dertleşirdik.
Felix en masum olanı. Jelibon. Ağzına bi tane at hemen düzeliyor. Jeongin'in dondurma. Hatırlıyorum da bir keresinde çok feci ağlıyordu. Kriz geçirmişti. Ben de ne yapacağımı bilmiyordum. Elimde dondurmam... Hemen Jeongin'e verdim. Küçük, yedi yaşındaki ben ilk defa bir yiyeceğini paylaşmıştı. Jeongin dondurmayı yemeye başladığı an susmuştu. Biz de bu zamana kadar bunlara kırmızı vaka dedik. Ben ağladığımda tabi ki küçükken sigara içmiyorum. Çikolata yerdim genelde. Ama büyüdükçe tatmin etmemeye başladı. Kırmızı vakalarımda Jeongin markete uçar hemen bir sigara bir de en çok sevdiğim sütlü çikolatadan alırdı. Şimdi o değil, Minho ile Jisung var yanımda. Onlara minnettarım.
"Kanka Jeongin niye böyle bir piçlik yaptı ki?" Jisung sorusunu sorduktan sonra elindeki sigaradan bir nefes aldı. "Bana o kadar güzel seni seviyorum demişti ki... Size yemin ediyorum oturup ağlayacaktım. Sonrasında "arkadaşız" demesi beni paramparça etti. Neden yaptı bilmiyorum ama artık aramızın iyi olmayacağını biliyorum." Sigaramın sonunu da içtikten sonra ayağımla izmariti söndürdüm. Sonra yanımdaki çikolata paketine baktım. Ve etraf bulanıklaştı. "Hyunjin... ağlama lan. Bak gider arkadaşım demem döverim Jeongin'i." Minho'nun dediğine ağlarken bir kahkaha patlattım. Gözyaşlarımı silip "Sizi çok seviyorum. İyi ki yanımdasınız." diyerek ikisini de kolumun altına aldım. Onları gerçekten çok seviyorum.
He bu arada Jeongin tam bir piç. Ona deliler gibi aşık olsam da bu bir gerçek.
••
•
•
•
•
maraba
olum changbinle beomgyudan ozur diliyorum yazarken asiri utandim
seungmin changbin'i tanimiyormus demek ki
gariban felix
ayrica huncin sigaraya bagimli degil he arada iciyor
minhoyla ikisi ayni kafa
bu bolum bu kadar
oposki😽