jeongin-hyunjin
jeongin:
hyunjin
nerdesinhyunjin:
sana nejeongin:
hyunjin soyler misin
bak gercekten
konusmak istiyorumhyunjin:
gerek yok konusmayajeongin:
of
ooooffff
hyunjin bir kere de inat etme aq
gelir misin su odaya
agliyorum deminden beri/
lutfenhyunjin:
iyi
tamam
görüldühyunjin
"Gençler beni Jeongin çağırıyor. Konuşacakmış beyefendi."
"Ne konuşacak ki amk?"
"Cidden he. Neyse tamam git sen. Biz de Minhoyla çatı fantezisi yaşarız."
Jisung'un bu dediğine iğrenç bakışı attıktan sonra çatıdan çıktım. Odamın kapısının önüne gelince derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Jeongin yatağın üstünde oturmuş yeri izliyordu. Kapı sesini duyunca bana doğru baktı ve küçük bir tebessüm sundu.
"Hoşgeldin" dedi nazikçe. Canım çok yanıyor.
"Ne konuşacağız?" dedim donuk bir şekilde. Çok kırgındım ona. Bunun farkındaydı.
Ayağa kalkıp önüme geldi.
"Hyunjin...ben özür dilerim. Sana öyle demeyi hiç istemedim. Sadece yanlış diye düşündüm. Çünkü senin gerçekten Yeonjun'u sevdiğini düşünüyordum ve aklını karıştırdım sandım. Asla kalbini kırmak istemedim. Özür dilerim gerçekten. Ben tam bir aptalım ve seni bu yüzden kaybedeceğim. Eğer benimle olan bağını kesmek istersen durma. Sadece seni kırdığım için çok pişman olduğumu bil." Bunları o kadar hızlı ve endişe içinde söyledi ki... Sesinden bile ne kadar pişman olduğu ve beni kaybetmekten korktuğu belli oluyordu.
"Gerçekten aptalsın Jeongin." Böyle deyince şaşkın şaşkın baktı bana. Devam ettim. "Gerçekten seninle olan bağımı keseceğimi mi düşündün? Sen şu dünyada sahip olduğum en değerli şeysin. Kırıldım evet ama yaptığın açıklama senin de haklı olduğunu gösteriyor. İkimizde bir noktada hem haklıyız hem değiliz. Seni bu olaydan dolayı kaybedemem."
Gözlerim dolmuştu, gözleri dolmuştu. "H-hyunjin seni çok seviyorum."
"Ben de seni çok seviyorum aptal."
Onu kollarım arasına aldım. Bir süre öyle kaldık. Sonra mırıldanarak "Barış?" diye sordu.
"Barış." dedim. Kafasını göğsümden kaldırdı ve dudaklarıma uzandı. Yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdim. Çok güzeldi dudakları. Ellerini belime koyup beni yatağa doğru ittirdi. Şu an üstümdeydi. "Jeongin üstte olması gereken benim yalnız." dediğimde bir kahkaha attı. "Hyunjin küçüklükten beri üstte olması gereken ben değil miyim?"
Haklıydı. O hep baskın olandı. Ben biraz daha çekinik kalıyordum onun yanında. "Haklısın." dedim ve onu kendime çekip öpmeye başladım. Dudağımı ısırıyor, emiyordu. Fazla dayanamadım ve küçük bir inilti bıraktım dudaklarına. Boynuma yöneldi. Ona ait olduğumu herkese göstermek istercesine izler bırakıyordu. Boynumdan kafasını çekti ve hemencecik tişörtünü çıkardı. Bende aynı şekilde tişörtümü çıkardım. Bileğindeki tokayı çıkardım saçlarımı toplamak için. Ellerimi tutup "Salık kalsın." dedi kısık bir sesle. Dediğini yaptım. Tokayı yere attım. Jeongin elini eşofmanımın iplerine götürdü. Çözdükten sonra eşofmanı çekiştirdi. Şu an sadece boxerım vardı. Her ne kadar birlikte giyinsek de bu durum onunla aynı değildi. Utanıyordum. Kendi eşofmanını da çıkardıktan sonra göğsümü öpüp ısırmaya başladı. Bunun bu kadar zevk vereceğini hiç düşünmemiştim. İlkimizi yaşayacaktık. Bu beni hem mutlu ediyordu hem de heyecanlandırıyordu.
••
•
•
•
•
•
kisa oldu ya
smut yazmak istiyorum ama utaniyorum abi
gozumun onune geliyor
en azindan baristilar eheh
artik sevismeyi siz hayal edin
bu arada hyunjini seme yapmadim cunku benim icin seme niyeyse hep jeongin
neyse gorusuruzz
seviliyorsunuz 😽