1

315 21 91
                                    

Hayatta her zaman bir koşuşturma vardır. Sanki insanlar bir yere birkaç dakika geç kalsa dünyanın sonunu getireceklermiş gibi sürekli bir yere yetişmek için koşuşturuyorlardı. Hayatın anlamsız koşuşturmasında kendisine bir yer buluyordu ve onca insanın arasında hayatı yakalamaya çalışırken asıl hayatı kaçırıyordu ve bunu farkettiğinde çok geç olabiliyordu.

Hyunjin'i korkutan şey de buydu asıl hayatı kaçırmak, çok sevdiği iki işi vardı belki de insanlar onun yerinde olmak için sıraya bile girerdi ama o bunu istemiyordu en azından şimdilik. Birazdan podyuma çılacak ve yine tüm flashları, gözleri üstüne çekecekti ama onun istediği bu değildi o asıl hayatı yaşamak istiyordu korkmadan, hata yapsa da yargılanmayacağı bir hayat yaşamak istiyordu ama bunun mümkün olmadığını da biliyordu o yüzden yüzüne sahte bir gülümseme kondurup üstünü düzelten kadına kısa bir teşekkür etti. Şimdi podyum sırası onundu... O bir seçim yapmıştı, o bu hayatı seçmişti ve şimdi seçiminin sonuçlarını yaşıyordu.

Hyunjin son kez boy aynasından kendine bakıp podyuma doğru ilerledi. Podyuma çıkmasıyla yüzüne flashların patlaması ve defileye gelen insanların aralarındaki konuşmaların artması da bir olmuştu "Bu adamın gerçek olduğuna inanamıyorum" "Bu defileye sırf Hyunjin'i görmek için geldim" "Kadın markasının yüzünü Hyunjin yaparak parasına para kattı resmen" ve bunun gibi pek çok fısıldama.

Hyunjin duyduklarıyla egosunun okşandığını hissetti haklıydı herkes o olmak istiyordu. Podyumun sonuna geldiğinde yine yavaş hareketlerle şovunu yapıp kulise doğru ilerledi birkaç saniye sonra tasarımcı ve diğer mankenlerle birlikte tekrar podyuma çıkacaktı.

Hyunjin kulisteki hızlanmayla birlikte tasarımcıya bakınmaya başladı. Yüzüne sahte bir gülümseme kondurdu. Tasarımcı Hyunjin'i gördüğünde ise yüzüne kocaman bir gülümsemeyle ona doğru ilerledi "Ah bebeğim bugün yine mükemmeldi sana bayılıyorum biliyorsun değil mi?" Hyunjin sadece kafasını sallayıp onaylamakla yetindi. Tasarımcı Hyunjin'in tavrıyla kaşlarını çattı normalde olsa Hyunjin utanıp kıkırdar kızarmış yanaklarıyla o da iltifat ederdi ama bugün farklıydı sanki. Hafifçe Hyunjin'in koluna girip bu sefer kısık sesle konuşmaya başladı "Hyunjin bir sorun yok değil mi?" Hyunjin kafasını iki yana salladı "Merak etmeyin bir sorun yok sadece biraz fazla yorgunum o kadar aslında sizden bir şey rica edecektim..." Hyunjin sözlerini tamamlayamadan diğer mankenler podyuma çıkmıştı bile Hyunjin'de susup daha sonra konuşmayı tercih etti şu an yeri değildi.

Diğer mankenkerin ardından tasarımcı ve Hyunjin el ele podyuma çıktılar. Hyunjin moda dünyasının gözbebeğiydi, o en değerli olandı. Eğer Hyunjin'e sahipseniz hiçbir alanda kaybetme şansınız yoktu. Hyunjin bir ayakkabı mı giydi ertesi güne kalmadan o ayakkabı yok satıyordu ya da bir kazağı sevmediğini söylüyorsa o kazaklar raflarda öylece beklerdi. Hyunjin modaya yön vermiyordu Hyunjin modanın ta kendisiydi.

Tasarımcı da bunu bildiği için müthiş bir özgüvenle podyumla Hyunjin'le gülümseyerek ilerliyordu. Moda dünyasında artık yeni bir söz vardı. Hyunjin'i olan kazanır... Bunu söylemekte haklılardı değil mi? Bunu ayağa kalkıp alkışlayan davetlilerden de anlayabilirdiniz. Yarına kadar defiledeki kıyafetler yine yok satacaktı buna herkes emindi. Şimdiden herkes Hyunjin'in üstündeki kıyafeti satın alma yarışına girmişti bile.

Sonunda defile bittiğinde Hyunjin diğer mankenlerden ayrılıp kendi kulisine attı kendini. İçeri giren Hyunjin'le hemen Hyunjin'in yanına doğru ilerledi Hyunjin'in asistanı "Efendim iyi misiniz? Yeşil çayınızı şimdi getireyim mi?" Hyunjin yine sahte bir gülümsemeyle konuştu "İyiyim merak etme çayı da getirme sadece biraz yalnız kalmak istiyorum." Karşısındaki kadın ufak bir baş sallamasıyla Hyunjin'i onaylayıp odadan çıktı.

He's A Star||Hyunho-ChangjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin