Hyunjin baklonda öylece oturmaya devam ediyordu. Birkaç hafta önce burada Emily'le birlikte oturup dertleşiyordu ama şimdi yalnız başınaydı evet ailesi onu dinleyip anlamaya çalışırdı ama Emily öyle değildi. Emily, Hyunjin daha konuşmadan Hyunjin'in derdini anlar ve ona çözüm yolları sunardı şimdi tek başına kalmıştı Hyunjin.
Kapısının çalınmasıyla boğazını temizleyip konuştu "Gel!" Yavaşça açılan kapıyla ufak bir tebessüm kondurdu yüzüne abisi ve ablası ellerinde abur cuburlarla Hyunjin'in yanına doğru geliyorlardı "Duyduğumuza göre küçük prens kendini çok kötü hissediyormuş bizde küçük prens daha fazla üzülmesin diye küçük prense bir şeyler hazırladık" Hyunjin abisinin konuşmasıyla balkonun kapısını kapatıp odasına doğru ilerlemeye başladı.
Dani gözleri hâlâ buğulu olan kardeşine sıkıca sarıldı. Kimse Hyunjin'den bir günde iyi olmasını beklemiyordu, bekleyemezdi "Emily'le çok yakındınız biliyorum ama kendini böyle yıpratma Hyunjin. Bizimle istediğin zaman konuşabilirsin biliyorsun değil mi? Eğer istersen büyükannemin yanına gidelim Kore'ye annemle Daniel gelemez ama babam,sen ve ben gideriz ha?" Hyunjin sessiz gözyaşlarını serbest bıraktı, ablasına sarıldıkça ağlamaları daha da artıyordu "Ben nasıl yapacağım abla? Nasıl hayatıma döneceğim?" Dani kardeşinin gözyaşlarını silip konuşmaya başladı "Biliyorum çok zor ama devam etmelisin Hyunjin bak hayat akıp gidiyor bugünü bir daha yaşamayacaksın ya da yarını. Sana acını yaşama demiyorum acını yaşa kır, dök, bağır çağır istediğini yap ama hayatına devam et sonra tamam mı?" Daniel de kardeşlerine sıkıca sarıldı ardından Hyunjin'in saçlarının arasına öpücük kondurdu.
Hyunjin kafasını ablasının boynundan kaldırıp abisine bakmaya başladı. O olmasaydı ne yapardı bilmiyordu? Bu evdeki neşenin en büyük sebebi abisiydi bunu da biliyordu. Daniel yaşlı gözleriyle kendisine bakan kardeşiyle neşeyle konuştu "Ee hadi o zaman film izleyelim" Dani kardeşlerinden ayrılıp yatağın ortasına geçti ardından konuşmaya başladı "Filmi ben seçeceğim" Daniel kaşlarını çatıp konuştu "Yatağın ortası benim ve hayır filmi de ben seçeceğim" Dani gözlerini devirdi "Bu evin büyüğü benim Daniel o yüzden ben seçeceğim ve yatağın ortası da benim" Hyunjin tartışan abisi ve ablasıyla gülümsemeye başladı.
Daniel ise dudaklarını büzüp ablasına bakıyordu "Hep böyle yapıyorsun, hep senin istediklerin oluyor zaten Daniel kim ki? Bu evde beni seven tek bir kişi bile yok keşke ölsemde benden kurtulsanız size yük olmam böylece" Dani duyduklarıyla kaşlarını çattı gerçekten her seferinde mızmızlık mı yapacaktı. Derin bir nefes alıp konuştu "Peki istediğin gibi olsun. Küçük kardeşim sen misin yoksa Hyunjin mi bilemiyorum bazen" Daniel neşeyle yatağın ortasına zıpladı.
Ardından neşeyle konuşmaya devam etti "Ah Hyunjin ah! Hadi abine abur cuburları getir bebeğim" Dani sertçe Daniel'in omzuna vurup konuştu "Onu teselli etmemiz gerekiyor aptal" Daniel duymamış gibi internetten animasyon filmi aratmaya başladı "Daniel yine o aptal animasyonları izlemeyeceğiz" Daniel kaşlarını çatıp konuştu "Kes sesini ucube o aptal romantik filmleri asla izlemem" Hyunjin abur cuburlarla yatağa yattığında sessizce karar vermelerini bekledi.
Her zaman bu savaşı Daniel kazanırdı o yüzden bir şey demesine gerek yoktu. Daniel'in bilgisayarı kendine daha çok yaklaştırdığında kazananın o olduğunu anlamıştı. Kafasını abisinin omzuna yaslayıp filmi seçmesini bekledi. Açılan filmle gözlerini devirdi. Bu animasyonu 1000 kere izlemişlerdi. Yine mi aynı şeyi izleyeceklerdi. Patron Bebek... Hyunjin gözlerini kapattı aynı şeyi izlemek istemiyordu. Çoktan uykuya dalmıştı bile...
Hyunjin yanağına kondurulan öpücükle gözlerini açtı "Günaydın uykucu prens hâlâ uyuyacak mısın sabah oldu" Hyunjin kaşlarını çattı kaç saattir uyuyordu? "Saat kaç?" Daniel hemen konuşmaya "Saat 7 efendim yataktan kalkacak mısınız yoksa kahvaltınızı yatağınıza mı getirelim?" Hyunjin yatakta dikleşip tek gözünü açarak konuştu "Ah bir düşüneyim yatağıma getirirseniz sevinirim" Hyunjin saklamaya çalıştığı gülüşüyle abisinin oyununu devam ettirdi. Abisi gözlerini devirip yorganı aşağı doğru çekti "Demek birileri oyun istiyor ha oynarız" sözlerinin ardındam Hyunjin'i gıdıklamaya başladı.
Hyunjin gülüşleri arasında zar zor konuştu "Hyung dur lütfen ahh karnım karnım patlayacak dur lütfen" Bayan Hwang gelen gülme sesleriyle oğullarına baktı yüzündeki gülümsemeyle "Bakıyorum da keyfiniz yerinde beyler hadi aşağı kahvaltı hazır" İki kardeş annelerinin sözleriyle birbirlerinden ayrıldı. Daniel Hyunjin'in saçlarını karıştırıp hızla merdivenlerden inmeye başladı. Hyunjin göz devirip abisinin peşinden yavaş adımlarla masaya doğru ilerlemeye başladı ve sandalyesine oturdu.
Hyunjin tabağına konulan yiyeceklerle yardımcı kadına küçük bir gülümseme verip teşekkür etti ardından yemeğini yemeğe başladı "Bugün ne yapıyoruz bakalım?" Hyunjin babasının sorusuyla konuşmaya başladı "Benim kanala gitmem lazım. Hem menajer hyung hem de Harry Bey artarda mesaj attı toplantı yapılacakmış bugün" Bayan Hwang kaşlarını çattı "Bir sorun mu var kanalda geçen haftaki reytingler ve paylaşımlar gayet iyiydi" Hyunjin omuzlarını kaldırıp indirdi "Bilmiyorum ikisi de çok önemli dedi sadece." Dani hızla konuştı "Belki de önemli konuklar geliyordur ha?" Hyunjin dudağını büzüp yemeğine devam etti daha hazırlanması gerekiyordu.
Yemeği bittiğinde masadakilere kısaca bir afiyet olsun diyip odasına çekildi ardından dolabını açıp kıyafetlerine bakmaya başladı ne giymesi gerekiyordu bilmiyordu. Basit şeyler her zaman daha iyidir değil mi? Hem o ne giyserse giysin mükemmel dururdu. Hyunjin neşeyle kıkırdayıp beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon giydiğinde hazır olmuştu bile.
Son kez aynadan kendisine bakıp aşağı indi "Ben çıkıyorum" Bayan Hwang oğlunu süzüp konuşmaya başladı "Acaba bana da bir imza verir misiniz Bay Hwang sizin çok büyük hayranınızım" Hyunjin kocaman bir kahkaha attı "Imm olabilir isminiz neydi?" Bayan Hwang oğluyla küçük oyuna devam etmek istiyordu ama buna vakti yoktu o yüzden Hyunjin'in yanağına öpücük kondurup hızla konuşmaya başladı "Bebeğim işe çok geç kaldım gitmeliyim seni de bırakayım ister misin?" Hyunjin kafasını iki yana sallayıp konuştu "Gerek yok ben arabayla giderim sen daha fazla geç kalma" Bayan Hwang oğlunun anlayışlı tavrıyla gülümseyip hızlı adımlarla evden çıktı.
Hyunjin son kez aynadan kendine baktı ve ardından abisine seslendi "Abi dışarda beni çeker misin. Post atmak istiyorum" Daniel ayaklarını sürüyerek gelip elini uzattı telefonu almak için. Hyunjin hemen kilit ekranını açıp bahçeye doğru adımladı. Fanlarına iyi olduğuna dair bir mesaj bırakmalıydı sonuçta değil mi? Birkaç pozdan sonra abisine teşekkür edip arabasına bindi. Kanala geldiğinde kanalın binasına girmeden önce sabah çektirdiği fotoğraflara baktı ve birini seçip Instagram'dan paylaştı.
Seungminnn ve 678.463 kişi bu gönderiyi beğendiHwang.Hyunjin Herkese merhaba nasılsınız?
O günden beri binlerce mesaj aldım nasıl olduğumla ilgili beni merak etmeyin ben iyiyim yani iyi olmaya çalışıyorum. Çoğunuzun bildiği gibi o benim bu sektördeki tek arkadaşımdı, sırdaşımdı... Böyle bir sonu haketmiyordu, sanırım bunları konuşmak için doğru yer değil bilemiyorum kafam çok dolu şu an.
Her neyse söylemek istediğim iyiyim gün geçtikçe daha da iyi olacağım destek mesajlarınız için çok teşekkürler. Defileleri kaçırmayın ve Richard&Sam Talk Show'u izlemeyi sakın unutmayın. Görüşmek üzere...
*bu gönderinin yorumları kullanıcı tarafından kapatıldı*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He's A Star||Hyunho-Changjin
FanfictionHwang Hyunjin yarı amerikalı yarı Koreli bir model ve talk show sunucusudur. Sunucusu olduğu programa katılan Stray Kids üyelerinden Minho ve Changbin'in dikkatini ilk dakikadan çekmiştir bile. Programdaki yakınlaşmaları fanlar tarafından farkedilen...