𝗲𝗽𝗶𝘀𝗼𝗱𝗲 𝘁𝘄𝗲𝗻𝘁𝘆 𝘁𝘄𝗼

544 56 42
                                    

Sunghoon'dan

Neden böyle yaptığımı bilmiyorum ama gerçekten de kandırılmış hissediyorum.

Ama itiraf etmem gerekirse dün söylediğim şeylerden çok pişman oldum. Sonuçta Jay'e asla öyle şeyler söylemek istemezdim. Gerçeklerin ne olduğunu da çok merak ediyorum ama hiçbir şey söyleyemiyorum. Malum dün söylediklerim... Yüzüm yok.

Ben düşünürken kapı çaldı. Evet hala Jungwon'un yanında kalıyorum... Kapıyı açmaya gittiğimde Won bağırdı. Ona cevap vermeden kapıyı açtım. Karşımda Jake'i görünce şaşırdım açıkçası...

"Jake?"

"Çekil."

Beni itip içeri girdi. Salona geçip koltuğa oturdu. Bende karşısına oturdum.

"Şimdi sana her şeyi anlatıcam tamam mı. Ama sakın ümitlenme yani. Sadece bil diye anlatıcam. Salak salak triplere girdin çünkü."

Bir şey demeden kafamı salladım. O da anlatmaya başladı. Bitirdikten sonra tepki vermemi beklemeden çıktı evden. Bende mal gibi yere bakarak düşünüyordum.

Keşke dün o şeyleri söylemeseydim... Keşke Jake ile kalsaydım da dün bizzat dinleseydim bunları. Hay kafama sıçayım amk.

Ben böyle düşüne düşüne akşam olmuş. Açıkçası fark etmedim bile. Jungwon yemeğe çağırınca dışarı baktım ve karanlık olduğunu gördüm.

Koltuktan kalkınca kalçamda derin bir acı hissettim. O kadar oturmuşum gibi götüm uyuşmuş. Hissetmiyorum resmen. Mutfağa Won'un yanına gidince hemen yemeğimi yedim ve masadan kalktım.

"Yah, Sunghoon hyung. İyi misin? Senin için gidip konuşabilirim onlarla istersen."

Böyle diyince kapıdan dönüp ona baktım.

"Yapar mısın cidden?"

Önce kahkaha attı. Sonra da cevap verdi.

"Tabii ki yaparım hyung. Bu kadar çabuk ikna olacağını düşünmemiştim ama."

Bende gülünce masadan kalkıp yanıma geldi.

"Sen masayı toplarsın olur mu? Ben konuşup geliyorum."

Vay çakal. Bulaşığı ve toplamayı da bana kilitledi.. Neyse değer.

Won aşağı gidince etrafı toplayıp bulaşıkları yıkadım. Ve bu yaptıklarım biraz uzun sürdüğü için neden hala dönmediğini çok merak ediyorum.

Salona oturup yarım saat daha bekledikten sonra Won geldi. Hemen içeri geçmesini bekledim ve koltuğa oturdum.

"Eee Jungwon?"

"Jay hyunga orospu mu dedin?"

"Yani. Ben..."

Tıkanmıştım resmen. Haklı olması çok sinir bozucu çünkü. Nefret ediyorum kendimden.

"Maalesef Won."

"Anladım hyung."

"Eee peki? Ne konuştunuz?"

"Yani kırgınlar hyung. Cidden abartmışsın. Gidip kendin konuşmalısın o yüzden bence. Ben biraz da olsa yumuşatmayı başardım ama bizzat sen gitmelisin."

"Anladım Won-ah teşekkür ederim."

Gülümseyip başını salladı. Bende kalkıp 2 gündür kaldığım misafir odasına geçip kapıyı kapattım. Gerçekten aptalım. Ne orospusu amına koyayım ne orospusu ya. TAM BİR GERİZEKALIYIM. Dünden beri de kendimi yiyorum zaten. Kafayı yiyeceğim cidden.

Ama daha fazla böyle oturmamın iyi olmadığına karar verip üstüme düzgün bir şeyler giydim. Ve aşağı indim. Kapının önüne gelince biraz nefeslenip zile bastım. ÇOK GERGİNİM.

Jake kapıyı açtı. Önce bir kaç saniye bakıştık ama sonradan içeri girmem için geri çekildi. Bende utana utana içeri girdim. Salona doğru yürüdüm. Girdiğimde Jay her zamanki yerinde yayılarak oturuyordu. Beni görünce biraz toparlandı.

"Oturabilir miyim?"

"Oturabilirsin Sunghoon. Senin de evin farkındaysan. Her ne kadar unutsan da."-Jake

Kafamı sallayıp koltuğa oturdum. Jake de yanıma oturdu. İlk bir kaç dakika resmen kabus gibiydi. Ölüm sessizliği vardı aramızda.

"Özür dilerim. Seni asla öyle görmüyorum Jongseong. Sinirlenince saçmalayabiliriyorum biliyorsunuz. Bu sefer gerçekten fazla abarttım. Hem Jay'i dinlemedim hem de ağır şeyler söyledim. Gerçekten özür dilerim."

Hala sessizlik devam ediyordu. Ve ben artık bu sessizlikten korkmaya başladım... Ya beni affetmezlerse? Ya gerçekten beni silmişlerse? OF.

Ben dudaklarımı yerken sonunda Jake konuştu.

"Beni silin demiştin Hoon. Bizde-"-Jake

"Sildik."-Jay

Anında kafamı kaldırıp Jay'e baktım. Gözlerim doldu ve ellerim terlemeye başladı. Siktir. Ben böyle bir insan değildim ki. Benim gözlerim dedemin ölümümde bile zor doldu. Şimdi ise bunun için dolamaz hayır.

Yutkundum ve titreyen sesimle konuşmaya başladım.

"Ben, gerçekten öyle söylemek istememiştim. Seni kaybettiğimi sandım Jay. Yemin ederim öyle şeyler söylemek istemedim. Sadece çok fazla kıskandım ve gözüm döndü. Normalde de Sunoo'dan bile kıskanıyorum sizi biliyorsun. Şimdi bir de böyle bir şey olunca kafayı yedim tutamadım kendimi. Özür dilerim. Çok pişmanım."

Gözlerini benden ayırıp Jake'e baktı. Jake ise sadece bana bakıyordu. Hala sessizlerdi. Düşündükleri kaşlarının çatılmasından belliydi.

"Peki o an gerçekten öyle mi düşündün? Benim hakkımda yani? Orospu demiştin ya."-Jay

"Yah lütfen Jay. Hatırlatıp durma çok utanıyorum. Ve hayır. Öyle hissetmedim. Onları yazarken ağlıyordum ben. Çok kırgın ve düşünceliydim. Senin başkasına dokunma fikrin her seferinde beni deli ediyor biliyorsun. Bu yüzden önümü göremedim ve öyle saçma bir şey söyledim. Yemin ederim öyle hissetmedim. Seni seviyorum. Asla senin hakkında böyle bir şey düşünmem Jongseong. Özür dilerim."

Artık ağlıyordum. Onları kaybetme düşüncesi resmen beynimi ele geçirdi ve bana kafayı yedirtiyor.

Kafamı eğip burnumu çektim. Jake iç çekip yanıma oturdu. Elini omzuma koydu.

"Ben sana inanıyorum tamam mı. Ağlama lütfen."

"Ama haklısınız ve ben çok aciz hissediyorum. Özür dilerim."

"Yeter artık özür dileme."

Sonunda Jay'in o sert sesini duydum... Sonra o da gelip yanıma oturdu. Elini çeneme attı ve ona bakmamı sağladı. Parmaklarıyla yavaşça göz yaşlarımı sildi. Gülümsedi.

Güzel bir şey söyleyeceğini sanmıştım ama beklediğim gibi olmadı.

"Bir süre seni görmek istemiyorum Sunghoon. Sen benim için çok değerlisin. Sana aşığım. Ama bana söylediğin şey karşısında da kayıtsız kalamam. O yüzden ben bir müddet buradan uzaklaşacağım. Zaten gidecektim ama erkene aldım. Amerikaya gidiyorum Hoon. Bir süre de gelmeyi istemiyorum. Kendini suçlama demek istemiyorum çünkü bunları senin davranışların yüzünden yapıyorum."

Elini yüzümden çekip ayağa kalktı.

"Ben şimdi bavulumu hazırlamaya gidiyorum. Yarın yola çıkacağım. Bugün burda kalabilirsin. Odamdan çıkmıyacağım. Yüzümü görmeyeceksin rahat olabilirsin yani."

Diyip odasına çıktı. Ve ben, şimdi daha da şiddettli ağlamaya başladım.

~

Sanırım ağlıycam...

Bir sonraki bolum sunwonki smut olucak ve ondan sonraki bolum de 02z smut olacak
(tabii ki barıştırıcam yani)

Ama o bölüm aynı zaman da da son bölüm olucak (hüzün...)

𝗌𝗁𝗎𝗍 𝗎𝗉 𝖻𝖺𝖻𝗒 | 𝗷𝗮𝘀𝘂𝗸𝗲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin