El Tango de Roxanne

79 19 715
                                    

Kollarım Akutagawa'nın beline dolanırken alt dudağını emdim usulca. O da bana karşılık verirken alkış sesleri kesilmedi, gözlerim kapalı olduğu hâlde kameraların flaş ışıkları gözlerimi aldı.

Akutagawa'nın elleri ensemdeki saçları buldu, dudaklarımızı ayırıp çene çizgimi öptü. Kaşlarımı çatmamak için kendimi zorlarken dans müziği başladı. Bir elimi beline yerleştirdim ve elini tuttum. Akutagawa da bana uyum sağlayıp bir elini omzuma yerleştirdi ve elimi tuttu.

Vücutlarımız müziğin ritmine uygun hareket ediyordu, başlangıç için yavaş ve romantik bir müzik seçilmişti. İkimiz de dans provası yapmamıştık ama gözle görülür bir uyumsuzluk yoktu aramızda.

Akutagawa'nın yüzüne baktım, çevredeki ışıklardan olsa gerek gözlerinin içi parlıyordu. Belli belirsiz tebessüm ettim, hiç olmadığı kadar masum geldi gözüme.

Siyah saçlı adamı biraz daha yakınıma çektim, başını boynuma yasladı. O an sorgulamadım bu durumu. Akutagawa gergindi ve gerginliğini anlamamak zor değildi benim için.

Dudaklarımı adamın şakağına bastırdım. Omzumdaki eli sıklaşırken dudaklarımı ıslatma ihtiyacı duydum.

"Bir sorun mu var?"

Akutagawa omzumu hafifçe okşadı, yüzüme sahte bir tebessüm yerleştirdim. İnsanların gözleri üstümüzdeydi.

"Neden sordun?"

Akutagawa'nın gergin sesi kulaklarıma gelirken bu geceyi kurtarması gerekenin ben olduğuna emin oldum. Her yerde patavatsız ve cesur olan bu herif böylesi önemli bir anda panik olmuştu.

"Bana ayak uydur."

Ellerimi siyah saçlı adamdan çekip beş altı adım geriye çekildim. Müzik saniyesinde değişirken Akutagawa olduğu yerde kaldı.

El Tango De Roxanne çalmaya başladı, yıllardır aldığım dans eğitimini bugün için olduğunu fark ettim. Gözlerim Akutagawa'dan ayrılmazken ikimiz de aynı anda ortada buluştuk.

Akutagawa'nın elleri omzumu buldu, tek elimle belini sararken göğsüm göğsüne değiyordu.

Ani bir hareketle Akutagawa gövdesini geriye atarken belini daha sıkı sardım, üstüne eğilip boynuna dudaklarımı bastırdım ve aynı anda geri çekildik. Göğüslerimiz birbirini karşılarken Akutagawa sağ bacağını belime doladı ve geri indirdi. Kollarımı beline dolayıp etrafımızda bir tur attım ve bedenini yere bıraktığım an birbirimizden uzaklaştık.

Alkış sesleri artarken nefes nefese kalmış şekilde bana baktığını görünce tebessüm ettim. Bizim provaya ihtiyacımız yoktu.

Tekrardan orta noktada buluştuk ve Akutagawa'nın tek elini tutarak etrafında dönmesini sağladım. Sırtı göğsüme değdi, birkaç saniye içinde de dönerek eski pozisyonunu aldı. Nefeslerim git gide sıklaşıyordu ve Akutagawa'nın yüz ifadesi az önceki halinden kesinlikle farklıydı.

Akutagawa'nın bir eli göğsümü okşarken bacağını belime atmasını sağladım. Elleri omuzlarımı buldu, bacağını okşayıp saçlarını belli belirsiz geriye çektim ve açıkta kalan boynuna dudaklarımı bastırdım.

Şarkı biterken alkış sesleri tekrardan patladı.

Dudaklarım Akutagawa'nın boynundayken yutkunduğunu anladım, belli belirsiz gülümseyip geri çekildim. Ben de onun gibi nefes nefese kalmıştım.

Elimi uzatıp parmaklarımızı iç içe geçirdim. Kırmızı halıda ilerleyip bizim için ayrılmış masaya geçerken babamın bana güldüğünü ve eliyle alkış tuttuğunu gördüm. Bay Mori ve Bayan Kouyou da hemen onun yanında bizi alkışlıyorlardı.

Akutagawa'nın oturması için sandalyeyi çektim. O oturduktan sonra ben de yanına geçtim. Tekrardan slow müzik çalarken dans pistine çiftler çıkmaya başladı, masanın üstündeki bardaktan soğuk suyu içtim.

Fyodor masaya doğru geldi, bana göz kırpıp Akutagawa'ya tebessüm etti ve elini uzattı.

"Fyodor Dostoyevski, Chuuya'nın yakın arkadaşıyım."

Akutagawa bozuntuya vermeden tebessüm etti ve Fyodor'un elini sıktı.

"Ryunosuke Akutagawa, tanıştığıma memnun oldum."

"Burada mıydınız?"

Yasona kırmızı mini elbisesi ve inci kolyesiyle saçını savura savura gelirken Akutagawa anlık olarak bana baktı ve önüne döndü.

"Merhaba tatlım, Yosano Akiko ben. Chuuya'nın arkadaşıyım. "

Yosano anaç tavrıyla Akutagawa'nın yanına geçip sarılırken kaşlarımı çatmamaya çalıştım. Akutagawa ise hiç bozuntuya vermeden sarılmasına karşılık verdi.

"Sizi girişte görmüştüm, hatırlıyorum. Çok memnun oldum tanıştığımıza."

Akutagawa gözleri kısılana kadar gülerken ikisi tekrardan yerine geçtiler ve Akutagawa'yla baş başa kaldık.

"Misafirlere hoş geldin diyelim."

Peçeteyle alnımı silip masanın üstündeki şampanyadan bir yudum aldım. Akutagawa da boş su bardağını masanın üstüne bırakıp ayağa kalktı.

Dans esnasında biraz rahatlamış olsa gerek hâlâ durgundu ama daha normal bakıyordu.

Üstümdeki ceketi çıkartıp yanı başımızda bekleyen uşağa uzattım. Akutagawa koluma girdi, önce ailelerimizin olduğu masadan başladık.

"Harika bir uyum, fevkalâde!"

Bayan Kouyoka ben ağzımı açmadan bizi alkışladı. Tebessüm edip babama baktım. Yüzünde çözemediğim bir gülümseme vardı.

"Çok yakışıyorsunuz."

"Mori, papağan mısın?"

Akutagawa akşamın ilk patavatsızlığını yaparken yadırgamadım aksine memnun oldum, en azından kendine gelmişti.

"İlahi Akutagawa."

Bay Mori ve Bayan Kouyou oğullarına gülerken Ranpo'yla göz göze geldik. Niye diğerlerinin yanında değildi merak ettim ancak sorma fırsatım yoktu.

"Diğerlerine hoş geldin diyeceğiz, görüşmek üzere."

Akutagawa beni çekiştirirken onu takip ettim, en az onun kadar çabuk bitsin istiyordum.

Yan masaya uğrarken ikimiz de tebessüm ettik. Akutagawa tanıdıklarıyla şakalaşıp kibarca konuştu. O an fark ettim ki Akutagawa patavatsız değildi, sadece istediği yerde istediğini yapmayı seviyordu.

Yirmi masayı tek tek gezdikten sonra son masaya vardık, Akutagawa'nın kolumdaki eli sıklaşırken masadaki kadınlardan birinin ciddi bir suratla ikimize baktığını fark ettim.

"Sana da merhaba Akutagawa."

Kadın ağzını açıp sahte olduğu gayet belli olan bir tebessüm sundu. Akutagawa'nın yüz ifadesine baktığımda gerildiğini gördüm.

"Tanışıyor musunuz?"

Kadın bakışlarını bana çevirip tebessüm etti. Akutagawa kafasını belli belirsiz omzuma yaslarken kadının gülüşü beni de rahatsız etti.

"Sevgilimi nasıl tanımayayım?"

.

.

.

Yazarken keyiflendiğim bir bölümdü, aralarındaki kimyayı biraz açmak istedim. Umarım az çok fikriniz olmuştur.

Diğer bölümde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın, Chuuaku'yla kalın.

-Lord

Careless Whispers | ChuuakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin