Ben Mehta Dilen. 28 yaşındayım. Bir kız kardeşim ve abim var. Kız kardeşim daha 6 yaşında, ismi Deniz. Abim 30 yaşında, ismi Vidar. Ben ailemden ayrı yaşıyorum. İşimden dolayı.
Ben askerlik yapıyorum. Üsteğmen Mehta Dilen. Küçüklüğümden beri askerlere karşı bir zaafım vardı. Babamda beni asker olmam için eğitmişti. Zaten kendisi emekli bir Albaydı.
Annem ne kadar bu duruma üzülsede kabul etmek zorunda kalmıştı. Yarın sabah yeni timle karşılaşıcağım için çok heyecan yapmıştım. O sırada Mavi benim üstüme atlayıp işe bu kadar erken gittiğim için bana kızıyordu. Mavi, bebeklik arkadaşım, çok severdim Mavi'yi.
"Mehta! Bir eve geliyorsun bir gelmiyorsun! Seni bir düzgün göremedim ya!"dedi bana bağırmaya devam ederken. Mavi doktordu. Çoğu kez eski timimdeki yaralı askerlere bakardı ve bu duruma çok alışmıştı. "Mavi biliyorsun ama yoğun olduğumu."diye sitem ettim. "Biliyorum. Biliyorum. Çok iyi biliyorum."dedi sitemime karşı. "Mavi söz bir daha ki gelişimde daha uzun duracağım."dedim ama ikimizde bunun çokta mümkün olmadığını biliyorduk. "Olum srni özlüyorum ya!"dedi bana sıkıca sarılarak. "O zaman yarın inşallah senin içinde benim içinde iyi geçer."dedi ve yatağına doğru gitti.
Benim gibi o da yeni başlayacaktı burada. Bende çok durmadan kendi odama gidip yatağa uzandım ve gözlerimi yavaşça gölgeye bıraktım. Her sabah olduğu gibi bu sabahta alarmımdan önce kalktım. Saat şuan 5.30'du ve benim karargahta olmama 2.30 saat vardı. 8'de orada olmam gerekiyordu. Hızla kahvaltımı yapıp Mavi'yi uyandırmaya gittim. "Mavi uyan hadi."deyip Mavi uyandırdıktan sonra üstümü değiştirip üniformamı giydim. Üniformamı giymeden önce o güzel toprak kokusunu içime dolu dolu çektim. Üzeri giyip odamdan çıkınca Mavi'ninde hazır olduğunu gördüm. Ma genelde kahvaltıları yolda veya karargahta yapardı. Saate bakınca sadece 20 dakikanın kaldığını gördüm ve hızla evden dışarı çıkıp kapayı kilitledik.
Alaz'dan
Herkes yeni gelecek üsteğmeni bekleyip konuşuyordu. Bize kız olduğu söylendiğinden beri herkesin merakı ikiye katlanmıştı. Ben Alaz, Alaz Demirel. Ben yeni gelen kızın geleceği "Gece" timinin komutanı, yüzbaşı Alaz Demirel. Yarbay Ali gelince herkes sıraya geçip hazır olda durdu. Ali komutan elini uzatıp birini gösterdi. Yeni gelen kız. Heyecanla kendini tanıttı. Mehta Dilen. Ne güzel ve anlamlı bir isim. Ay ışığı anlamına geliyordu ismi. Tıpkı suratı gibi
Mehta'dan
Heyecanla kendimi tanıttığımda herkes bana bakmaya devam etti. Sonra biri yavaşça öksürüp önüme geldi. "Teğmen Kutay Yılmaz komutanım."dedi ve yerine geçti. Sonra başkası geldi. "Teğmen Altuğ Perin komutanım."dedi ve yerine geçti. Derken hepsiyle tanıştım. Biri hariç. Şuana kadar tanıştıklarım ben rütbemden daha düşük bir rütmeye sahipti. Düşünürken birden birinin üniformasını gördüm. "Yüzbaşı Alaz Demirel."dedi bastıra bastıra. Aralarındaki en uzun boylu ve en yapılı olanıydı anladığım kadarıyla.
Şuan da timin hepsiyle tanışmış olmuştum. Kutay, Altuğ, Yiğit, Polat, Hasan, Berk, Levent, Ulaş ve Alaz. Yüzbaşı Alaz bir adım öne çıkıp bize oda diye bağırınca hepimiz antreman sahasına gittik. Bizim arkamızdan Yüzbaşı Alaz gelip önümüze geçti. "Asker! 50 şınav!"diye bağırınca Kutay'ın "Bu sesi tanırım yandık biz."diye yakındığını duydum. Bu söylediği komiğime gittiği için tebessüm ettim.
"Neye gülüyorsunuz Üsteğmenim! Söyleyin bizde gülelim."diye bağırdığını duydum Alaz'ın. Kutay bana baktı ve özür dilerim demek ister gibi. "Bir daha olmayacağını temin ederim Komutanım!"diye bağırdım. "Üsteğmen! 60 tur koşu yapıyorsun 30 şınavın bitince!"dedi emrederek. "Emredersiniz komutanım!"diye bağırıp şınava başladım. Kutay bana doğru sessizce özür dilerim diye fısıldadı. Ona dönüp Alaz'ın göremeyeceği şekilde gülümsedim. Şınavım bittikten sonra ayağa kalktım. Herkesin işi bitmişti tabi. Ben koşuya başlarken herkes bana bakıyordu. Şansıma hafiften yağmur çiselemeye başladı. Şansım batsın emi!