Alaz'dan
Onun kucağımdan aldılar. Ellerimden aldılar. Ambulans geldiği gibi onunla bindim ve onunla indim. Ama şimdi o yoğun bakımda ben ise buğulu otomatik kapıların arkasında onun ellerimden gidişini hissettim tekrar. Buradaki herkes burada ne olacağını bekliyordu. Benim gibi. Hastanede artık ben, Mavi ve Kutay kalmıştık. Diğerlerini göndermiştim.
Sonra bir polis geldi yanımıza. "Mehta Dilen burada mı?"diye sordu polis. Kimse bir şey diyemedi fakat adam ne olduğunu anladı. "Ben Mehmet. Mehta Hanım'ın sağlığı yerine geldiğinde lütfen bana yönlendirin." deyip numarasını bırakıp gitti.
Neden gelmişti kimse anlamadı ama herkesin bir tahmini aynıydı. Onu vuran pislik adamdan dolayı ifadesi alınabilirdi. Yaklaşık 2 saat sonra bir doktor otomatik kapılardan çıkıp bize yaklaştı. Hepimiz anında ayakkandık.
"Mehta Dilen için değil mi?"diye sorunca kafa salladım. "Nesi oluyorsunuz?"dedi doktor bize bakarak. "Sevgilisiyim."dedim hemen. Mavi'de "En yakın arkadaşım."dedi benden sonra. "Mehta Hanım şuan normal odaya alındı. Bir sıkıntısı yok şuan ama yarası biraz derin. En az 1 hafta dinlenmesi gerekiyor. Günde 2 defa pansuman yapılması gereklidir. Pansuman dışında ise verdiğim krem ve ilacı kullanırsa ağrısı yaklaşık 2 haftaya biter. Hasta, yarası etrafında kanama veya fazlasıyla keskin bir ağrı hissederse burada getirmelisiniz. Mehta Hanım'ın durumu ileriki 1 saat içerisinde aynı ilerlerse 2 saat sonra taburcu olabilir. Tekrardan geçmiş olsun."dedi ve yanımızdan ayrıldı.
4 saat sonra, Mehta'dan
Gözlerimi açtığımda evde olduğumu anladım. Tenimin kuruduğunu ve pislendiğini hissedebiliyordum. Yavaşça kalkmaya çalışınca bir kol beni durdurdu. "Ne yapıyorsun Mehta. Yaran açılacak şimdi."dedi Alaz. "Banyoya girmeye ihtiyacım var Alaz. Tenim kaşınıyor."dedim ona doğru dönerek. "Şimdi mi?"dedi yutkunarak. Kafamı olumlu anlamda salladım.
Alaz yavaşça beni kucağına aldı ve banyonun kapısını açıp beni tezgaha oturttu. "Sırtını dön. Su geçirmez banttan yapıştırmamız gerekiyor."dediğinde sırtımı döndüm. Bandı yapıştırınca önüme döndüm ve çıkmasını bekledim. Alaz anlamış gibi "Çıkmamı mı bekliyorsun?"dedi. Kafamı salladım.
"Tabi hemen çıkıyorum. Güzelim saçma sapan konuşma."dedi ve üstümdekini çıkartmak için ellerini uzattı. Onu durdurdum. "Kendim yaparım Alaz."dedim ve üstüme baktım. Zaten uzun bir tişört vardı sadece üstümde. Tişörtün eteklerinden tutup üstümden çıkarttım. Alaz kurumuş dudaklarını yalayıp sertçe yutkundu.
Onu şuan öpmek istiyordum. Sanki daha önce hiç yaralanmamışım gibi davranıyordu. Daha kötüleriylede karşılaşmıştım ve ben şuan bir acı hissetmiyordum. Yavaşça tezgahtan inip ona doğru yürüdüm. Dibimde durdum ve üzerindeki siyah gömleğin yakalarından tutup kendime çektim.
Dudaklarını sömürürcesine öpüyordum derken geri çekildi. Anlamaz gözlerle ona baktım. "Mehta güzelim lütfen zorlama. Zaten yaralısın."dedi ve geri çekildi. Kaşlarımı çattım ve duşakabine girdim. Duşakabin biraz büyüktü ama çokta değildi. Sinirle suyu açtım ve sıcaklığını ayarladım. Sonra aklıma gelen fikirle sinsice sırıttım. Duşakabinin camları buğulu olduğu için çok eğlenecektim.
Yavaşça sütyenimi çıkardım ve duşakabinin üstüne atıp yarısını dışarı sarkıttım. Altımdaki tangayı da çıkarıp aynısını yaptım. Sırtımı kapıya döndüm saçlarımı ıslatmaya başladım. Aniden kapı sertçe açılınca gülüşüm büyüdü. Sinir edebilecek bir yavaşlıkla o tarafa döndüm ve Alaz'a baktım. Akaz ilk önce vücudumu inceledi ve yutkunuşu bütün bir banyoyu doldurdu. Ben de aynısını yapıp gözlerimi vücuduna çevirdim ve boxerı ile durduğunu fark ettim. Fakat boxerını yırtmak istercesine şişmişti sertliği.
