3. Dolunay

164 16 22
                                    

Odaya geldiğimiz de Leon kolumdan tutdu. "Sana dışarı çıkmamanı emretmiştim!" dedi sertce.

Lan bunu ben unuttum.

Sırıttım. "Evet emrettiniz prens'im" dedim.

"Emrime uymadın ama!" dedi bu sefer. Bu duruma gerçekten kızmıştı ki sesi öfkeliydi.

"Evet uymadım prens'im." dedim ama hala sırıtıyordum.

"Niye sırıtıyorsun?" diye sordu kaşlarını çatarak siniri geçmemişti. Belli ki emirlerine karşı gelinmesi hoşuna gitmiyordu.

"Bana ceza vermeni bekliyorum prens'im." dedim.

Yanlış sular da yüzüyordu aslan parçası. Beni hizmetkarı yapmıştı pislik adam.

Sırıttı. "Nasıl bir ceza istersiniz küçük hanım?" diye sordu ve üzerime doğru yürüdü.

Yutkunarak geri adım atdım.

Bunun şaşırması gerekmiyormuydu ya?

Adam demek ki çapkın Luna ve sen onunla baş başa odadasınız. Ceza diye kırbaçlarsa şaşırma.

Yutkundum. "Gelme üzerime." dedim ve bir adım daha atdığım da yatağa düştüm.

"Cezanı bekleyen sen değilmiydin? Madem bu kadar çok istiyorsun." dedi ve üzerime doğru yaklaştı.

Şaşkınca ona baktım.

Kaşınan sendin Luna!

O niye hemen kaşıyo canım? Tanışmamızın üzerinde bir gün geçmedi.

"Eğer buna devam edersen Luk'u çağıracağım." dedim. Ellerini yatağa dayamış ve üzerime eğilmişti.

"Niye?" diye sordu anlamamış gibi.

"Bana sakın dokunmaya kalkma! Prens olman umrum da olmaz basarım tekmeyi iki bacağının arasına!" dedim sertce.

"Prensim diye her kızı yatağa atmıyorum küçük hanım! Ama sizin bir cezaya ihtiyacınız var." dedi.

"Ne yapacaksın bana zalim adam? Yatağa kelepceleyib kırbaçlayacakmısın?" diye sordum ağlamaklı bir sesle.

Geri çekildi. "Ne garib bir fantezi dünyan var senin." dedi.

Omuz silktim. "Ceza olarak yerde uyuyacaksın!" dedi ve yastığı yere atdı.

"Biliyormusunuz prensim ben Luk ile bir kanapeye sığarım." dedim ve ayağa kalktım.

"Tamam tamam şaka yapıyorum. Ceza vericek değilim ama bir daha emirimden çıkarsan kelleni alırım!" dedi, bu sefer şaka yapmıyordu.

"Kellemden uzak dur!" dedim boğazımı tutarak.

Güldü ve üzerinde ki giydiği adı her neyse onun düğmelerini açmaya başladı. "Oha ama." dedim arkamı dönerek.

"Sakin ol altım da beyaz gömlek var." dedi daha sonra farkına yeni varmış şeyi sordu. "Sen Arisya Prensine 'oha' mı dedin?" diye sordu. Arkam hala dönüktü.

"Ağızımdan kaçtı." dedim daha sonra devam etdim. "Karşımda soyunduğunuzu sandım!" dedim vurgu yaparak.

"Peki bir daha olmasın. Bu arada arkanı döne bilirsin." dedi. Ona döndüm. "Bura da krallık üyesine arkanı dönersen kellen gider." dedi uyarırak.

"Sen de ne meraklısın kellemi almaya." dedim gözlerimi devirerek.

Beni umursamayarak kuş tüyü yastığına koydu başını. Beni ise kanapem ile baş başa bıraktı.

Büyüleyici Evren - DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin