Lunapark

466 68 58
                                    

Jisung ve annesi gece yaşanan olaydan dolayı salonda uyuya kalmış,sabah olunca da jisung ilk uyanmış ve kalkıp annesinin üstünü örtmüştü.

Yine kursa gideceği için çantasını alıp evden çıkmıştı jisung. Yolda giderken hâlâ dün yaşananları düşünüyordu, aklı çok dolu olacaktı anlaşılan bugün.

Kursun olduğu yere gelince arkadaşlarını gördü ve yüzüne sahte olduğu ap açık ortada bir gülümseme yerleştirdi. "La oğlum dün gece beşte yattım amina koyayım uykumu alamadım lan!" Changbin sitem ederek konuşuyordu. "Sence bu umrumuzda mı? Uyusaydın changbin mali sana uyuma diyenmi vardı."

Changbin ve seungmin yine birbiri ile atışıyordu. Jisung yanlarına gelerek selam dedi. "Oooo jisung beyimiz gelmiş, oğlum dün seni kaç kere aradım ben amina koyayım niye açmasın telefonunu." Jisung aldığı sorudan dolayı onları geçiştirmeye çalıştı. Biraz uğraştıktan sonra hepsi bir şeylerin olduğunu farkına varınca pek üstelemediler.

Camiye girdikten sonra hepsi yerlerine oturdu. Hyunjin ve minho geldi ve birisi sıranın başından diğeri ise sonundan başlayarak derse başladılar. Jisung Pek çalışamasada yapabilecek ve sayfayı atlayabilecek kadar biliyordu. Şuan hesapliyordu da iki hafta sonra Kur'an'a geçiş yapabilirdi yada eğer biraz daha çalışsa maxsimum bir kaftada geçerdi diye içinden geçiriyordu jisung.

Biraz daha çalıştıktan sonra sıra ona gelmişti minho usulca önüne geçti ve ona kalemi ile cümleleri gösterek okumasını söylüyordu. Jisung bugün az da olsa iyi olduğu için üç sayfa yapmış yarına ise minho ona dört sayfa ödev vermişti. Aslında bu da demek oluyor ki jisung şuan istese iki güne gecebilirdi ama ağırdan alıcaktı.

Minho, jisung'un kulağına yaklaşarak konuştu. "Cami'den sonra beni kapıda vekle hiç bir yere ayrılmıyorsun anlaşıldımı?" Jisung bu isteğe şaşırmıştı ama yinede kabul etmişti.

....

Dersler bittikten sonra jisung arkadaşları ile vedalaşıp kapıda beklemeye başladı. Ayağı ile ritim tutarak içinden şarkı söylüyordu, minho gelmişti aslında ama sadece şuan Jisung'u nedensizce izlemek istiyordu. Fark etmişti. Bugün jisung'un modunun düşük olduğunu ve bir seylerin kötü olduğunu fark etmişti ve o yüzden onun kafasını dağıtmak istiyordu.

Minho usulca jisung'a yaklaştı ve kolunu dürttü. "Gidelim mi?" Jisung,minho'ya baktı "nereye gideceğiz ki?"

"Süprizzz."

"Ya Lee minho sürprizlerden nefret ederim." Diyerek somurtmaya başladı jisung.

Minho gülerek onu çekiştirdi ve beraber yürümeye başladılar.

En sonunda bir lunaparkin önünde durdular ve jisung anlamıştı ne için geldiklerini şimdiden çok heyecanlanmıştı. Minho,Jisung'u çekiştirerek hızlıca içeri girdi ve bir sürü jeton aldı.

Eğlence başlamıştı.

Jisung ve minho aklınıza gelicek her makine ile oynadı ve bindi. O kadar güzel vakit geçiriyorlardı ki şuan jisung her şeyi unutmuştu ve sadece kahkaha atıyordu. Minho ise onu gülerek izliyordu.

"Hey minho hadi gel şu hız trenine bakalım." Bütün her şeye binmişlerdi ama bu soru Minho'nun derin bir şekilde yutkunmasina sebep oldu çünkü minho yükseklikten korkardı ama yinede Jisung'u kırmamak amaçlı kabul etti bu isteğini.

Jisung kocaman gülümseyerek mimhoyu çekiştirerek hız treninin önüne getirdi. Minho soğuk terler akıtıyordu ama inanıyordu kendisine yapabilirdi. Derince yutkundu, jisung jetonu görevliye uzattı ve kocaman gülümseyerek minho ile hız trenin de yer belirleyip oturdular emliyetlerini yapıp beklemeye başladı ikiside.

Minho için zaman kavramı durmuştu çok gergin hissediyordu ama bunu yapmak zorundaydı. Makine çalıştı ve minho gözlerini sımsıkı kapattı.

O kadar çok hızlıydı ki bundan jisung zevk alıyor minho ise korkuyordu, makine en sonunda yukarı çıkarken minho sımsıkı tutmuştu kemerini aslında buraya Jisung'dan hoşlandığını söylemek için getirmişti ha birde kafasını dagitsin diye ama asla böyle bir anda söylemek istemiyordu ondan hoşlandığını ama şuan korkudan ölme ihtimali bile vardı.

Makine o kadar çok hızlı bir şekilde inmeye başladı ki jisung mutluluktan minho ise korkudan Çığlık atmaya başladı ve en sonunda konuştu minho.

"JİSUNG!"

"EFENDİM!"

"SENDEN ÇOK AMA ÇOK HOSLANİYORUM DELİ GİBİ SEVİYORUM AŞIĞIM SANA!" Minho artık korkudan ağlamaya başladı. Çok korkuyordu yüksekten.

Jisung ise Minho'nun korktuğunu anlamıştı.

"BENİMKE ÇIKARMISIN JİSUNG!"

"ÇIKARIM APTAL SEVGİLİN OLURUM YA! NİYE KORKTUĞUN HALDE BİNİYORSUNKİ!"

"ÇÜNKÜ SENİ ÇOK SEVİYORUM!" ağlıyordu minho. Bu sefer hem mutluluktan hemde korkudan.

Makineden indiklerinde jisung minho'ya sıkıca sarılmıştı. Jisung'ta minho'yu seviyordu ve şuan gerçekten çok mutluydu. Minho da aynı şekilde hissediyordu.
"Jisung...sanırım kusucam." Minho aniden Jisung'u uzaklaştırarak çöp kovasına kusmaya başladı.

Jisung ise icinden aptal diye geçiriyordu ama bu cocuğu çok seviyordu....

_____

Tamam dövün beni

Ama valla mental sağlık ve yazma isteği sıfırdı üzgünüm :(

Neyse oldular lan yeyyy

Vote= 30
Yorum=200

Kur'an Kursu » MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin