Bölüm 1: Corvus Cullis

94 19 46
                                    

  Orta Çağ'da yaşamak zordur. Bir krallığın himayesi altında olmak, kurallara uymak, onların istekleri üzerine çalışmak ve dahası... Suç işlerken bile bir çok kez düşünmeniz gerekir. Öncelikle cesaretiniz olmalı suç işlerken ya fazla yürek yemiş olmalısınız ya da fazla aptal. Tarlandaki ekinler bozguna uğrasa, yine senin suçun olur. Senin hatan. Orta Çağ'da bir krallığın himayesi altında olmak zordur fakat bir krallığı yönetmek daha da zordur. İnsanlar daima himaye altında olmanın daha zor olduğunu düşünür içinde bulunulan bu dönemde. Her yaptıklarının suç, yasak ve istenmeyen davranış olarak görüldüğünü sanarlar. Ama öyle değildir. Birini dize getirmekte ne kadar iyisiniz? Evlendiğiniz kişiyi bile kontrol altında tutmak zordur. Sizi aldatabilir, sizden bir şeyler saklayabilir... Bir krallıkta ise bir kişi ile değil tüm krallıkta yaşayanlar ile evlenirsiniz. Ona gözünüzün içi gibi bakmanız gerekli olur. Öncelikle iyi bir yönetici olmak gerekir, isyanları engelleyebilmek, dengeyi ve düzeni sağlamak, adaletli olmak, hasat zamanlarını iyi takip etmek ve halkı refahta yaşatıp kimseyi aç, açıkta ve susuz bırakmamak gerekir. Böyle söyleyince kulağa ne kadar da kolay geliyor ama, değil mi?

Corvus Cullis, Lazhar'daki en büyük tepelerden biriydi. Politik açıdan önemli, Karanlık Vadi'nin en zengin krallığının himayesi altındaydı. Zenginlikten ziyade isimlerini en çok savaşlar ve yaptıkları dahiyane stratejiler ile duyuyurlar, topraklarını genişletmede bire bir olan Dregunouvs hanedanına aitti burası. Onların yönetimindeydi. Üstelik Corvus Cullis hakkında diğer devletlerin pek bir bilgisi yoktu. Hükmünü devam ettirmekte olan Kral II. Bertnard ve babası Corvus Fatihi Alfredo'nun yasağı üzerine, Corvus dışından birilerinin krallığa gitmesi yasaktı. En ufak bir isyanı, dolduruşu, sinsi bir karşı saldırıyı ve savaşı engelleyen iyi bir strateji olarak görülmekteydi bu. Kasvetli siyah duvarları ile bir çok kişinin kalbini de tıpkı kendisi gibi karartan, karanlık devasa Corvus Kalesinde yaşardı Dregunouvs hanedanı.

Vlad Dregunouvs ise Corvus Cullis'in hiç tahta çıkamayacak prensi, Kral II. Bertnard'ın oğlu, Corvus Fatihinin torunu ve sıradaki görkemli kral, onurlu savaşçı Wilhelm'in yiğeniydi. Tüm tarih ondan habersiz, onun etrafında yazılıyordu. Bir prensin tahta çıkamayacak olması kulağa tuhaf gelebilir, bu gayet normal ama babanız Kral II. Bertnard ise bu pek de garipsenecek bir durum da değil. Kardeş sevgisi amcasının sıradaki kral olmasından anlaşılabileceği gibi çok önemli bir olaydı babası için. Yaşı diğer savaşçılara göre küçük olmasına rağmen şu an Corvus Cullis'teki en güçlü, en zeki, en ileri görüşlü savaşçılardan biriydi. Her ne kadar amcası sadece yetenekli bir savaşçı olduğunu düşünsede kendi düşüncesine göre "en" yetenekliydi. Corvus'taki tüm savaşçılar iyi, zeki ve çevik olmak üzere yetiştirilirdi. Genç Vlad, on yaşındayken çocuklarına ve eşine aşık, sevgi dolu biricik annesi eski Kraliçe Mirabeth Dregunouvs tarafından terk edilmişti. O zamanlar tek yapabildiği kız kardeşi Nina'ya destek ve göz kulak olmaktı. Babası hiçbir zaman onlara destek olmamıştı, hatta onları önemseyen bir baba olduğunu söylemek... yalan olurdu. Annesinin de hep babasının ilgisizliğinden ya da onları sevmediğinden gittiğini düşünmüştü. Bunu bilme ihtimali yoktu çünkü giderken daha dört yaşındaki Nina'yı yatağına yatırıp ona masal anlatmış ve sonrasında ortadan kaybolmuştu. Annesi kaçtığı gün bile onu görebilme fırsatı olmamıştı. Gecenin bir körü nereye gittiğini hiçbir zaman anlamış değildi. Gece yarısı kaleden çıkmak o kadar da kolay bir şey değildi. Ama anlaşılan zekasını sadece baba tarafından almamıştı. O günden sonra tek kalmışlardı. Sadece Nina ve Vlad... Babası hiç yanlarında olmamıştı çünkü koskoca Corvus Fatihinin oğlunun iki küçük çocukla ne işi olabilirdi ki? Ya olgunlaşıp düzene uyum sağlamak ve kardeşine bakmak ya da zavallı, ezik bir çocuk olup annesizliğin verdiği hüzün ile yaşamak zorundaydı. Başka bir seçeneği hiçbir zaman olmamıştı. Ona mutlu bir şekilde büyüyüp ileride evlenip gittiği bir hayatı çok görmüşlerdi. Sadece kardeş ve krallık meraklısı işinden başka kimseyi düşünmeyen babası değil, çocuklarını umursamayıp onlara bir vedayı bile çok gören annesi de böyle yapmıştı.

Dregunouvs: Karga Kral'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin