The Astronaut

0.00

Yıl 2089

Aylardan Eylül

Günlerden Cumartesi

Saat 18:34

Elizabeth Brown Wright'ın seyir defteri;

'Yaklaşık 3 aydan beridir bu uçsuz bucaksız karanlığın içinde sürükleniyorum.  Uzay gemisinin rotasını bir türlü ayarlayamıyorum. Eğer en kısa sürede dünyaya dönmezsem yakıtım bitecek ve bu uçsuz bucaksız karanlık bana mezar olacak. Bana mezar olması umurumda değil ama hamileyim. Eğer beni duyan varsa lütfen yardım edin. Ölmek istemiyorum. Çocuğumu kucağıma almadan ölmek istemiyorum. Rüyasını kurduğum bu yerde, hiç kimseden haber almadan, hiçliğin ortasında ölmek istemiyorum. Size bir koordinat yollayacağım. O koordinatın 42° kuzey 21°batı yönünde olmaya çalışacağım. Lütfen bana yardım edin. Erzağım beni sadece 2 ay daha götürür. Doğum yapmama 6 ay var lütfen. Şuan hala dünyaya gelmeyen bir ekip olduğunu biliyorum. Onlarla zamanında buluştum. Şuan tekrar buluşmak zorundayım. Şuan marstan yola çıkmış olmalılar. Ay'ın konumu şuan çok iyi. Lütfen yardım edin. Diğer 2 arkadaşım öldü. Koordinatları atıyorum. '

3° 12' 43.2" Güney 5° 12' 39.6" Batı

Koordinatları ve mesajı alan şef mrs. White ilk önce etrafına baktı. İngiltere de şuan saat 02.30'u geçiyordu. Uzay üssü merkezinde tek tük insan kalmıştı. Burası biraz daha küçük bir merkezdi. Ama uzaya gidecek olan tüm araçlar burada testlere tutuluyor ve öyle uzaya çıkıyordu. Şef mrs. White sinsice gülümsedi. Elizabeth'in mesajını okumadan her yerden sildi. Şimdi ona hiç kimse ulaşamayacaktı. O da bunu istiyordu zaten. Elizabeth'in yok olmasını.

Ama Elizabeth'in onunla bir sorunu yoktu. Ya da o bilmiyordu komutan Alex Wright'ın bir zamanlar Daniella White ile olan ilişkisini. Şuan Elizabeth ile evlilerdi. Ama hiç kimse kocasıyla birlikte uzayda ufak bir kaçamak yaptıklarını bilmiyordu.

Daniella, Elizabeth'in yokluğunu fırsat bilerek 2 ay sonra dönecek olan Alex ile yeniden deneyeceğini düşünüyordu. Belki de onu bir daha sevmeyecek biri için bir insanın hayatıyla oynamıştı.

Her şey eninde sonunda ortaya çıkacaktı, ya da çıkabilecek miydi?