Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Nazlı.
Yorum yapmayı ve voteye yani yıldıza basmayı unutmayın.💖
Destekçilerim seviliyorsunuz.🩷
Yazılım yanlışlarını bana söyleyin. Tırnaklarım kırıldı ve kesmek zorunda kaldım o yüzden dikkate alınız. Çünki acıyor tırnaklarım yazamıyorum. Bunlarıda zor yazdım.
Salona geçtik. Ferit salondaydı. Ferit ile Nazlı iyice kaynaşmış gibi duruyordu.
''Nazlıcım bak kimle tanışdırıcam seni.'' Bana taraf döndü bir Çağlara bir bana baktı. Sondada ellerimize baktı. Nazlı ayağa kaltı. Bizim tarafa geldi.
Çağlar ''Hoşgeldin Nazlı.'' Diyerek Nazlıya yakınlaştı elini uzattı. Nazlıyla selamlaştılar. Sonra koltuğa geçtik. Çağlarla beraber tekli koltuğa geçmişdik. Nasıl oraya sığdımız konusunda şüphe etmiyordum çünki, ben küçük biriydim. Çağlar büyük cüsseli biri olsada sığmışdık. Elimi dizine koymuşdum. O da eli ile belimi sarmıştı, o beyaz parmaklarıyla.
''Eniştecim iyi bakıyormusunuz Yeşime ayol.''
''Evet tabiki de.''
Bir az böyle kaynaşdıkdan sonra her kes evine dağılmışdışdı. Artık 2 gün kalmışdı nikahımıza. Saat gece 11 buçukdu. Salondan kalkdım. Zaten boş boş salonda oturuyordum. Çağlar yine çalışma odasındaydı. Odama geçtim. Bana ait bir çalışma masası vardı. Üzerime bilgisayarımı, kitaplarımı, kalemlerimi felan yerleştirmişdim. Dolabıma yöneldim.
Ordan bir adet sandık gibi olan kutumu çıkartım. Elimde sıkı sıkı tutarak çalışma masama geçtim. İçerisinde benim için kıymetli eşyalarım vardı. Kaç gündür açmamışdım, bakmamışdım içindekilere. Kutuyu boynuma kolye gibi bağladığım anahtarla kilidini açtım. Yine ailemin fofoğrafları gözüme çarpmışdı. Titrek ellerimle ilk annemin fotoğrafını elime aldım. Birlikde çekilmişdik ben küçükdüm. Annemin kucağındaydım. Annem gülerek beni izliyordu. Babam çekmişdi bizim fotoğrafımızı.
Fotoğrafı avcumun içine yerleştirmişdim. Sanki hep bu fotoğraflara, anılara bakarken acım tazeleniyordu. Kötüydü. Acı vericiydi.
Yine kutunun içindeki özel anı defterimi elime aldım. Tüm sayfaları rakamlıyordum. Artık 63-cü sayfadaydım. Elime bir kalem aldım. Gözlerim dolu bir şekilde yazmaya başladım.
Bir şeyler doğru gitmiyor, Birileri hep gidiyor. Neden bu acımasız dünyada, Hep yanlız kalıyorum.
Yine göz yaşlarımı tutamamışdım. Damla-damla ıslatıyordu defterin her bir köşesini.