Keyifli okumalar diliyorum★
Oy ve yorumlarımızı eksik etmeyelim♥︎
———"SİZ BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?!"
Sinirli bir şekilde ayaklanan genç duyduklarını sindirmeye çalışıyordu ama anlaşılabilecek gibi şeyler dinlememişti ailesinden.
"Christopher, sakin ol biraz." diyerek oğlunu sakinleştirmeye çalışmıştı babası ama bu genci daha da sinirlendirmekten başka bir şeye yaramamıştı.
"Sakin ol biraz mı?! Sakin mi olayım? YA SİZ NE YAPTIĞINIZIN FARKINDA MISINIZ?!"
Yerinde duramayan genç salonda ileri geri yürümeye başlamıştı aynı zamanda konuşmaya devam ederken.
"Bana gelmiş diyorsunuz ki 'kardeşini sevgilisi öldükten sonra halüsinasyonlar görmeye başladığı için akıl hastanesine kapattırdık, tam taburcu olacağı gün de kardeşinin ölüm haberini aldık ve sana bu zamana kadar hiçbir şey söylemedik ama sen sakin ol tamam mı?'"
Sinirden ne yapacağını bilemeyen çocuk kafasını elleri arasına alıp biraz sıkıştırmıştı belki sakinleşmesine yardımı dokunur diye ama sinirinden birazcık bile bir şey kaybetmemişti.
"Ama zaten belliydi sizin bir şeyler yapacağınız, ben neden güvendim ki size? Minho'nun eşcinsel olduğunu öğrendiğiniz günden beri çocuğa çektirmediğiniz şey kalmadı be. Ailesi olarak yanında olmanız gereken zamanda siz ona hasta, iğrenç, yaratık muamelesi yaptınız. Zaten başınızdan savmak için yol arıyordunuz, Jisung ölünce de işinize geldi tabii gönderdiniz çocuğu hastaneye. Biz bizeyiz şurada gelip de burada üzgün rolü oynamaya gerek yok."
Annesi tam ağzını açmış konuşacaktı ki genç elini havaya kaldırmış ve konuşmasına engel olmuştu.
"Sen anne.. sen hiç konuşma. Her şey senin başının altından çıkmıştır kesin."
"Oğlum bak, gerçekten aslında olmayan şeyler görüyordu kardeşin. Başka seçeneğimiz yoktu."
Annesinin sözleriyle daha da sinirlenen genç "Neden peki anne? Ha neden olmayan şeyler görmeye başladı sence oğlun?" diye art arda soruları sıralamıştı ama annesinden cevabı beklemeden kendisi yanıtlamıştı sorularını.
"Ben söyleyeyim mi anne sana neden olduğunu? Çünkü bu çocuğun Jisung'dan ve benden başka güvenebileceği kimsesi yoktu. Ben Amerika'daydım, Jisung da ölünce sence ne hissetmiş olabilir? Hiç düşündün mü? Tutunabilecek başka dalı kalmamış gibi hissetmiş olabilir mi sence? Peki neden? SEN BENCİLİN TEKİ OLUP OĞLUNU BİR KERE BİLE ANLAMAYA ÇALIŞMADIĞIN İÇİN OLMUŞ OLABİLİR Mİ ANNE?"
Çok bağırdığı için ağrımaya başlayan boğazını temizlemiş ve sonunda yürümeyi bırakarak kapıdan çıkmadan önce son kez ailesine bakmış ve "Cenaze işlemlerini ben üstleneceğim. Bu hayatı iğrenç geçti bari diğer tarafta sevdiğiyle mutlu bir hayat sürebilsin." demişti.
Son kez ailesine kınayıcı bakışlar gönderdikten sonra hastaneden göndermiş oldukları Minho'nun eşyalarını da alıp arabasına ilerlemişti sinirle.
Arabanın içinde bekleyen çocuk sevgilisinin sinirli bir şekilde geldiğini görmesiyle hızlıca arabadan inmiş ve endişeli gözlerle sevgilisine bakmıştı.
"Chan? İyi misin, ne oldu içeride?"diye sormuştu endişeyle sevgilisine bakmaya devam ederken.
"İyi değilim Seung. Arabayı sen kullanabilir misin?"
Sevgilisinin sorusuna hemen kafa sallayıp sürücü koltuğuna geçmişti.
"Elindekiler ne Chan?" diye sormuştu merakla sevgilisinin elindeki eşyalara bakarken.
Elinde tuttuğunu yeni hatırladığı eşyalara bakmış ve "Minho'nun kalan eşyaları." demişti gözleri dolarken.
Sevgilisinin gözlerinin dolduğunu gören çocuk arabayı kenara çekmiş ve hızlıca emniyet kemerini çıkardıktan sonra ağlamaya başlamış olan sevgilisine dönmüştü.
Sevgilisini kollarının arasına alıp "Ağlama sevgilim.. ya da ağla. Çıkar içindeki bütün kötü duyguları." demişti kolları arasındaki sevgilisini daha da sıkı sararken.
Daha da şiddetli ağlamaya başlayan sevgilisiyle biraz geri çekilip sevgilisinin gözlerindeki göz yaşlarını silmeye başlamıştı.
"Benim suçum, her şey benim suçum. Eğer Amerika'ya gitmeseydim Jisung öldüğünde Minho'nun yanında olabilirdim. Ona destek olabilirdim. Onu herkesten ve her şeyden koruyabilirdim."
"Böyle düşünme sevgilim, hiçbir şey senin suçun değildi. Lütfen yaşanan her şey için kendini suçlamayı bırak artık."
Sevgilisinin kollarında bir süre daha ağladıktan sonra geri çekilmiş ve derin bir nefes almıştı göz yaşlarını silerken.
"Özür dilerim Seungmin, hadi devam edelim yola."
"Bak-"
"Tamam tamam, özür dilemem."
Sarışın çocuk elindeki Minho'dan kalmış olan günlüğe bakmış ve bir süre günlüğü izledikten sonra en sonunda açmaya karar vermiş olacak ki sayfaları hızlıca karıştırmaya başlamıştı.
İçinden düşen fotoğraf parçasıyla ne olduğuna bakmak için eline almış ve fotoğrafa bakmadan önce arkasındaki yazı gözüne çarpmıştı.
My Star☆
Kardeşinin İngilizce yazmış olduğu yazıya hafifçe gülümseyerek fotoğrafa bakmış ve yıldız manzarasının olduğu bir fotoğraf görmüştü.
Fotoğrafın arkasındaki yazıyı çözemeyince günlüğe bakmaya karar vermiş ve tek tek sayfaları okumaya başlamıştı.
Sayfaları hızlı hızlı okuyup geçerken gözüne takılan isimle o sayfada durup tamamını okumaya karar vermişti.
Okuduğu şeylerle gözleri yeniden dolarken gözyaşlarını tutamamış ve diğer sayfaları da hızlıca okurken ağlamaya başlamıştı.
.
.Birkaç gün süren cenaze işlemlerinden sonra yapılan cenaze töreni de bittiğinde derin bir nefes almıştım.
Karşımda duran iki mezara bakıp kardeşimin görse çok memnun kalacağı manzaraya baktım.
O gün günlükte yazanları okuduktan sonra emin olmak için hastaneye gittim Minho'nun hastanede kaldığı süreçte Han Jisung adında bir hastaları olup olmadığını öğrenmek için ama öyle bir isimde hastaları olmadığını ısrarla belirttiklerinde Minho'nun durumunun tam da tahmin ettiğim gibi olduğuna ikna oldum.
Minho'nun Jisung'a olan aşkının büyüklüğüne, yaşadığı onca şeyden sonra yanında kalan tek kişi Jisung olduğundan dolayı, şaşırmazken önümdeki manzaraya son bir kez baktım memnuniyetle, arkamı dönüp arabama ilerlemeden önce.
Han Jisung - Lee Minho
14 Eylül 2022 - 25 Ekim 2023———
Who cried? Who cried? I DID.
Ay bitti
Güzel bir kurguydu bence, sonu da tam istediğim gibi oldu. Ben yazarken çok keyif aldım(kesinlikle ağlamadım) umarım siz de okurken keyif almışsınızdır. Benimle, ilk kurgumda, buralara kadar geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum<3
Bu kadar galiba..
Belki başka kurgularda tekrar buluşuruz, o zamana kadar kendinize iyi bakın🫶🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starry Night | Minsung ✓
FanfictionO yıldızlı gecede Lee Minho ölmek istiyordu, Han Jisung ise yaşamak...