1-Akıl Izdırapları

461 62 167
                                    

Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz.

Yıldıza basmayı ve hayallerinizin peşinden koşmayı unutmayın.

Endişeli bakışları etrafı tarıyor bunu kimseden gizlemeden çekinmeden yapıyordu, kırklarındaki kadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Endişeli bakışları etrafı tarıyor bunu kimseden gizlemeden çekinmeden yapıyordu, kırklarındaki kadın. Neden çekinsin ki? O, kendi canını;canından uzaklaştırıyordu.

Kızının arkasından gelen adamı fark etti. Bu sefer de onu incelemeye başladı. Kızı ile aynı vagona mı binecek bu adam? Ya kızının yanında oturursa? En fenası ya kötüyse ya niyeti çok başka bir şey ise?

Dayanamadı. Elini kalbine yerleştirip hızla yönünü çevirdi o adamdan. Yönünü çevirdiği yerde küçük bir oğlan çocuğu gördü bu kez de.

Daha yeni sakalları terlemeye başlamış bu ergen, hormonlarını kontrol etmeyip kızına bir şeyler der miydi?

Her baktığı varlıkta kusur arıyordu kadın. Midesi bulanıyor kalbi stresten hızlı atıyordu.

Hemen yanında ondan daha kötü bir durumda olan kocasının koluna uzandı. Onu fark eden adam hızla kolunu uzattı eşine.

Eşinin koluna girip derin bir nefesi verdi iki dudağının arasından. Kızına yöneldi bu kez bakışları.

Buradaydı işte, burada bir daha olmamak için. Gidiyordu. İlk kez tek başına, uzak bir yolculuğa çıkıyordu. Aslında ilk kez bir yolculuğa çıkıyordu ve o da yalnız...

Gitmese yamacında otursa yine?

Kavga ederdi, bunaltır, hakaret eder, sever, okşardı geceleri kara gecesi saçlarını. Kızı o onun. Her şeyi. Dostu, düşmanı, arkadaşı, stres topu.

O, olmadan olmaz ki. Yapamazdı. Dayanamadı kadın. Bir göz yaşı döküldü gözlerinden.

Çehresini çevirdi destek aldığı eşine. Kızını izliyordu. İzlemesin engellesin onu. O izin vermese kızı gelir annesine ağlar. Annesinin kelimelerine muhtaç olur.

Olsun, sevmesin babasını. Kırgın da olsun ama gitmesin diye düşündü kadın.

İçinden geçirdiklerini bir an tarttı, kendi fikirlerinin çirkinliğine şaşırdı. Elini daha da bastırdı karardığını düşündüğü kalbine...

Adam dönüp baktı kollarının arasına yığılan karısına. Biliyordu böyle olacağını ama bilmiyordu böyle hissedeceğini.

Nasıl yollardı kızını yabancı bir şehre? O yoktu, anası, ağabeyleri de yoktu o metal yığınlarından ibaret olan şehirde.

Baştan aşağı süzdü karşısında gergin duran kızı. Uzun eteği kabanının da bir parçasıymış gibi birleşmişti. Siyah kabanının altından sarı eteği garip duruyordu. İçinde ne giydiğini dahi görememişti ama uzun, mor atkısının püsküllerinin çirkinliğini görebiliyordu.

BAŞLANGIÇ İSTASYONU (Kısa Hikaye) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin