2. BÖLÜM: AVCI'DAN AVA SEVGİLERLE

27 2 0
                                    

💧...Aras...💧

💧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Alihan'nın kardeşi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Alihan'nın kardeşi)

Uyandığımda odamdaydım, yanımda bir paket süt vardı ve odamdaki kanepede sızmış bir şekilde yatıyordum. Neler olduğunu anlayamadım, acaba herşey bir rüyamıydı.

Ama hayır, ben herşeyi yaşadım bundan adım gibi emindim. "Ben Ares" çok iyi hatırlıyorum, bu gerçekti. Hemen kalkıp aynaya baktım, boynuma iğnemi yaptı diye kontrol ettim. Boynumda ısırık izine benzeyen bir yara vardı. Yani Ares denen kişi beni ısırıp etkisiz halemi getirmişti? Bu nasıl olur ki?

Aklıma kadını gördüğüm yere gitmek geldi. Evden çıktım ve kadını son gördüğüm yere gittim ve tabiki kimse yoktu. Neler olduğunu anlamıyordum, birisine anlatmayı düşündüm ama kime anlatsam bana inanmaz hatta çok fazla gerilim filmi izlediğimi söylerdi.

Evime geri geldiğimde kapıma asılmış tuhaf kokulu, kırmızı bir not kağıdı buldum. Kokusu pek yabancı değildi, sanki, sanki... Bu kan kokuyordu!

BENDEN SANA TAVSİYE
BENİM İŞİME BURNUNU 
SOKMAYI KES KÜÇÜK SIÇAN.
YOKSA HEM BURNUNDAN
HEMDE CANINDAN OLURSUN
                     AVCI'DAN AVA SEVGİLERLE.                     
                                                              °ARES°                    

Yazan bu kağıt belliki beni korkutmak için yazılmış. Kim birine kan kokulu kırmızı bir kartta not yazarki. "Avcı'dan ava sevgilerle" sanırım ben av oluyorum.

Her neyse kafamı bulandırmak istemiyordum, bu yüzden sadece yatmayı düşünüyordum. Eve girince ufak bir çığlık atmak üzereydim ama neyseki elimle ağzımı tutmuştum, kusmak istiyordum, çok iğrenç bir görüntüyele karşı karşıyaydım. Oturma odamda, yerde metal bir teneke vardı.

Tenekenin içinde bir insana ait iç organlar ve dün akşam gördüğüm kadının giysileri vardı. Bunu yapan her kimse çok ama çok tehlikeli olmalıydı. Ve organların durumuna bakılırsa bu kişi çok profesyonel biriydi. Çünkü tenekenin en üstünde duran gözler hiç hasar görmeden yuvalarından çıkarılmış, masmavi elmaslar gibi parlıyorlardı.

Bunlar ile ne yapmalıyım diye düşünürken aklıma benden daha sakin ve benden daha iyi düşünün kardeşimi aramak geldi. Bana yardım edebilecek tek kişi oydu ayrıca o şu an polis memuru olmak için okuyordu, çocukluk hayalinin peşinden gidiyor olabilmesi ne güzel. Şu an daha çaylak olmasına rağmen birçok polisiye filmleri izlemiş ve panik anında ne yapması gerektiğini iyice kavramıştı.

Elim kolum titriyordu bu yüzden elim birçok kez yanlış numaralara gitmişti. Sonunda üç veya dörtüncü denememde başardım ve açmasını beklemeye başladım.

"Alo kardeşim, kardeşim bana yardım et, yardımına ihtiyacım var. Çok tuhaf şeyler oluyor, ve ben neler olduğunu anlamıyorum. Lütfen bana yardım et."

"Hadi ama abi neden bu kadar hızlı konuşuyorsun, sakin ol ve biraz nefes almayı dene."

"Yapamam, yapamam çünkü şu an evimin ortasında bir kadının iç organları, giyisileri ve mavi gözleri duruyor. Ne yapmalıyım bilmiyorum."

Nefes almayı unutmuştum hatırladığımda derin bir nefes almaktan iğrendim çünkü kanın kokusu evimi şimdiden sarmıştı.

"Abi sakın bana bir kadını öldürdüğünü söyleme."

"Ben değil biri yapmış ve evimin ortasına bırakmış,  kapımda kan kokulu kırmızı bir zarf buldum ve bundan önce bir kişi tarafından bayıltıldım ve puf evde yatağımın üzerinde yatıyordum. Neler olduğunu anlamama yardım et."

"Tamam tamam bekle az sonra orada olacağım ben gelmeden dışarı çıkma kapı ve pencereni ört kimsenin o şeyi görmesine izin verme!"

"Lütfen acele et."

Ben bacaklarımı ellerimle tutmuş ileri geri salanırken ne yapacağımı düşünüyordum, tenekeye bakarken içimi bir korku sardı, ya o pisikopat banada böyle bir şey yapmaya kalkarsa. Ya notta yazdıklarında gerçekten ciddiyse, hatta belki şu an beni izleyip gülüyordur.

Tam bunları düşünürken kapının gürültüsü beni ayılttı. Kalkıp kapıya temkinli bir şekilde yaklaştım, kapı deliğinden kimin kapı önünde olduğuna baktım ve hemen kapıyı açıp karşımda duran kardeşimin boynuna atladım ve ağlamaya başladım. Bu beni ne kadar korka gösterir bilmem ama şu an hiçbir şey umrumda değil. Kardeşim beni içeri doğru itti ve dışarıyı kontrol edip kapıyı arkamızdan kapattı.

"Neler oluyor abi, anlat bana." çok tedirgindi, sesi ve hareketlerinden benden daha çok korktuğu anlaşılıyordu.

"Ben, bende bilmiyorum, gel, gel ve kendin bak." dedim titreyen sesilme, sonra onu oturma odasının ortasında duran metal tenekenin başına görüp işaret parmağım ile tenekeyi işaret ettim bunu yaparken sol elimle de gözlerimi kapatıyordum.

Kardeşimin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Korkusu iki katına çıkmıştı.

"Annem ve babamın haberi varmı?" diyen sesi korku ve şaşkınlıktan titriyordu.

"H-hayır, onlara söyleyemeyiz."

"Delirdin mi? Bu kadar aptal olma. Onları arayacağım ve herşeyi anlatacağız ve polise haber vereceğiz." dedi ve biraz geriye çekilip telefonunu cebinden çıkardı.

Ben başım yere eğik notta yazanları düşünüyordum. Ya polise haber verince benim peşimi bırakmazsa, hayır bu riski göze alamam. Hemen kardeşimin elindeki telefonu kaptım.

"Hayır bunu yapamazsın, eğer bana yardım etmeyeceksin git buradan tek isteğim kimseye haber vermemen. Zaten seni bu işe bulaştıramam. Bu benim sorunu, şimdi git buradan."

"Abi delirdin mi? Yoksa seni tehdit mi ediyor? Anlat bana, senin için elimden geleni yaparım."

"Hayır bana yardım edemezsin sen kendinle ilgilen, bu bana yeter. Şimdilik hoşçakal sevgili kardeşim." diyerek onu kapıya yönlendirdim.

"Ama abi-"

"Hadi git ve arkadaşların ile eğlenmene bak ben hallederim."

"Emin misin?"

"Evet evet hadi git."

"Bir şeye ihtiyaç duyduğunda bana haber ver, tamam mı?"

"Tamam."

Kardeşimi kapıdan uğurladım ve tenekeyle ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aklıma onu çöp konteynerina atmak geldi ama eldiven takmadan yapamazdım bunu. Parmak izi bırakma riskine karşı eldiven taktım ve ağır teneke kutuyu kucağıma aldım.

Kendimi yine dar, karanlık ve pis sokaklarda buldum. Tenekeyi çöp konteynerinın yanına bıraktım, bunu yaparken yolda hissettiğim şeyi tekrar hissettim, hissettim şey birinin beni izlediğiydi, sanki arkamda biri varmış gibi. Ne tuhaf, çöp konteynerinin yanında bir teneke, ama içi hiçte hoş olmayan şeylerle dolu. Bir anda bir gürültü koptu bu beni o kadar korkutmuştu ki olduğum yerden frıladım.

Instagramım: bl_drama_sevengelsin

The Vampire Prince| ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin