Ben ona bakmaya devam ederken o içinden birşeyler mırıldandı sonrada bana dönüp eliyle oturduğu kanepeyi patpatladı.
Ne demek istediğini anlayan ben hemen onu yanında yerimi aldım. Bana uzattığı birayı elime alırken çoktan sarhoşa dönmüştü ve tek yaptığı ağlamaktı.
Bir süre onunla sesiz sesiz oturdum. Duyduğum tek ses onun ağlamasını bastırmaya çalışırken çıkardığ inleme sesiydi.
Biraz böyle geçti ve birkaç dakikada sızdı ve güçsüz omuzlarıma düştü. Kusura bakma duvar, ama bu güçsüz omuzlarım senin gibi bir dağı taşıyamazdı.
Onu koltuğun diğer tarafına uzattım, uyanmamasına dikkat ederek ve çok nazikçe. Ve ayağa kalktım, dışarıdaki güzel manzaraya baktım.
Şu an orada olmak için herşeyi yapardım. Aklıma onu uyandırmadan anahtarı alıp çıkmak geldi. Yavaşça uyuyan canavara yaklaştım ve yavaşça elimi cebine attım.
Bir anda hareket etmesiyle yerimde kala kaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum, kendini çevirmesiyle ona daha da çok yaklaşmamı engelleyemedim.
BİR ANAHTA İÇİN BU HALLERE GİRMEK NE KADAR ZEKİCE!!
Hareketlenmesi durduğunda kendini sırt üstü çevirmişti ve ondan uzaklaşmak için bana bir imkan vermişti.
Ama ben onun güzel yüzünü izlemekle meşguldüm. O kadar dalmıştımki dünya durmuş gibi ona bakmaya devam ediyordum. İçimdeki o solucan şuan mutluluktan tepiniyor olmalıydı.
Ben onu izlerken olayları biraz daha abartmış ve ona dahada yaklaşmış, istemsizce elimi onun cebinden çıkarmış parmaklarımı içtiği bira yüzünden al al olan yanaklarına götürmüştüm.
Al yanaklarındaki parmaklarımın kıpkırmızı olmuş dudaklarına inişini durduramamıştım. İçimde bir savaş veriyordum.
Bu ne denli bir histi beni bu hale sokmuş, beni böyle etkisi altına almıştı, anlamış değilim.
ACABA ONA KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK VERMEK İSTERSEM BU TACİZ SAYILIRIM?? YOK YA DUDAKLARINA DEĞİL TABİKİ, ÇOK TONTİŞ BİR AMCA ONDAN... HADİ AMA, BEN SAPIK DEĞİLİM Kİ, DEĞİLİM DEĞİL Mİ??
Kendine gel Alihan. Ne yapıyorsun? Neler düşünüyorsun? Ne kadar kendime gelmeye çalışsam da ona olan bakışlarımı yüzünden ve kırmızı dudaklarından ayıramadım.
Bikaç dakika daha bakmaya devam ettim, ben hala doyamamışken teras kapısı açıldı.
Kapıyı açan kişiyi gördüğümde gözlerim yuvalarından fırlayacakmış gibi oldu çünkü o kişi bizim duvarın misafiriydi.
"Siktir!!"
"Ohoo sizdemi buradaydınız tatlı çocuk."
Bunu söylediğinde gözleri ben ve duvar arasında gidip geliyordu.
"Demek bu yüzden izin vermedi." diye mırıldandı kedi kendine.
Ben o yokmuş gibi koltuktaki yerime oturdum ve kalan biramı yudumlamaya devam ettim. Bu sırada adamın adımları bana yönlemişti, bunu hissedebiliyordum.
Bir anda ben anlamadan yanımda beliren adam bileğimi sıkıca kavradı ve beni sertçe kendine çekti.
"Çok tatlı kokuyorsun, acaba kanın BRh pozitif mi?"
"Siktir, nereden bildin?"
"Bu bir sır."
Bileğimi zorda olsa bu koca adamın ellerinden kurtarabilmiştim ve şu an tek yapabildiğim yavaşça bana yaklaşan adamı iterek kendimden uzak tutmaya çalışmaktı. Bunlar ölümü diye sorguladım içimden, çünkü ikisininde kalbi atmıyordu. Bir anda aklıma duvarın söyledikleri geldi...
Hemen bağırmaya başladım.
"Duvar, uyan!! Uyansana lan. Şşşş moruk, lan kalksana!!"
İçimden sabır diledim. Ben sesimi yükselttikçe adam beni kendine daha sıkı çekiyordu. Son kez en yüksek sesimle bağırmaya karar verdim, yoksa bu gidişle götsüz kalcaktım. 3,2,1.
"ARES KALKSANA!!!"
Sesim çok titriyordu, ellerimde. Gözlerimden akan yaşları tutamadım. Neyseki Ares sonunda uyanmıştı, karşısında beni ahtapot gibi sarmış, boynuma yönelmiş adamı ve kolarında çaresizce çırpınan beni görünce hemen ayıldı.
"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN LAN!!"
Diye kükremişti. Adam hemen beni saldı, bense orda acınası bir ezik gibi yere dik dik bakıyordum. Ağlama isteğimi bastıramıyordum.
Ares benim halimi görünce gözleri daha önce olduğu gibi yine alev topuna dönmüştü ve hemen karşısındaki adi pisliğin yüzüne gelişi öyle güzel olan yumruğunu oturttu.
Adamın yüzü yana dönmüştü ve göz ucuyla bana bakmıştı.
"Tekrar görüşeceğiz." Demişti.
"Ben istemezsem sen değil onu, tırnağını bile göremezsiniz."
"Göreceğiz." Dedi ve defolup gitti.
Ben orda çaresizce bir heykel gibi duruyordum, taaki Ares karşıma geçip onunla göz kontağında bulunmam için soğuk ve titreyen elleriyle çok yavaş ve nazikçe kafamı kaldırana ve onunla göz göze gelmemi sağlayana kadar.
"İyimisin? Sana bişey yaptı mı?"
Bunu söylerken boynumu kontrol etmeye başladı gözleriyle.
"H-hayır beni iyi... İyi değilim."
"Yarın ona bunun hesabını soracağım, ama belliki seni burada tutuğum sürece dahada kötüleşeceksin. Şimdi izninle..."
En son boynuma yaklaştığını hatılıyorum. Tıpkı daha önceden olduğu gibi yine gözlerim kararmıştı.
Bu sefer uyandığımda başımın üstünde endişe içinde duran annemi, babamı ve kardeşimi gördüm.
"Anne uyanıyor!!"
"Sakin ol abini korkutacaksın."
"Oğlum iyimisin?" Diye sordu endişe içinde kıvrınan babam.
Ben uzanmış olduğum yerden kalktığımda evde olduğumu fark ettim, ama artık bana çok yabancıydı. Etrafa göz gezdirdim her şey aynı olmasına rağmen farklı şeyler hissediyorum, sanki artık buraya ait değilmişim gibi, burası benim evim değilmiş gibi.
Ben, ben artık evime yabancıyım...
"Abi kendindemisin? Beni hatırlıyormusun?"
"Tabiki hatırlıyorum sen dünyadaki en gıcık kardeşisin. Ama anlamadığım bir şey var."
"Nedir oğluşum? Söyle."
"Ben, nasıl buraya geldim?"
"Bizde bunu bilmiyoruz abi, kapı çaldı ve bende kapıyı açmaya gittim, polisler gelmiştir diye. Ama hiç beklemediğim bir şey oldu ve sen kapının önünde baygın bir şekilde duruyordun. Ayrıca seni gördüğümde üzerinde sana ait olmayan bir ceket vardı."
"Ceket mi? Nerede o ceket?!"
"Ne yapacaksın elin adamının ceketini oğlum?"
(Desene elin adamı değil benim adamım diye😂🤏)"Baban haklı oğluşum. Hem ne işine yarayacak o ceket?"
"Anne lütfen o ceketi bana verin, lütfen."
"Madem o kadar çok istiyorsun, Aras oğlum abine o ceketi geti bakalım."
"Bende Emniyet Genel Müdürünü arıyayım bari, geldiğinden haberdar olsunlar."
"Emniyet Genel Müdürü mü?"
"Ne sandın akıllım sen kaybolunca babam Müdür arkadaşını aradı. Eh haliyle tüm dünya seferber olup seni aradık."
Diyerek elinde ceketle yanıma yaklaştı kardeşim.
Ben sabırsızlıkla elinden ceketi alıp elimde ters düz edip yokladım ve cebinde bir not kağıdı buldum.
Instagramım: bl_drama_sevengelsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Vampire Prince| Chanmin
VampirAlihan Sönmezin yaşadığı birkaç tuhaf ve ürkütücü olaylardan sonra kendini karanlık bir depo da, tanımadı bir adamın yanında bulunur...