🩸...Ares...🩸
Bu gürültü benim telefonumun arama sesiydi ve arayan benim sevgili kardeşim Aras idi. Telefonu açıp kulağıma dayadığım sırada birisi eliyle ağzımı tutu ve kulağıma "tekrar karşılaştık" diye fısıldadı.
Ben o sırada sudan çıkmış balık gibi çırpınıyordum ama faydası yoktu, kolları ahtapot gibi çoktan sarmıştı beni ve artık kaçış yoktu.
Tek yapabileceğim şeyi yaptım ve telefonda benimle konuşmayı bekleyen kardeşime yardım etmesi için bağırdım.
Ben bağırdıkça ağzımı tutan kişi ağzımı dahada sıkmaya başladı ve sonunda beni karanlığa doğru hızla çekti, bu sırada telefonumda elimden düşmüştü. En son duyduğum şey ise kardeşimin telefon hoparlöründen gelen bağırış sesiydi.
Beni karanlığa çeken kişi kimdi bilmiyorum ama yine beni etkisiz hale getirdiğini hatırlıyorum, daha önce olduğu gibi boynumda bir uyuşukluk hissettim ve gözlerimi açtığımda başka bir yerdeyim.
"B-ben neredeyim? Kimse yok mu? Yardım edin!" Heryer karanlıktı çünkü gözlerim bağlıydı.
"Korkma tatlı çocuk, seni öldürmeyeceğim. Ame eğer ses çıkarmaya devam edersen bunun garantisini veremem." diyen bu sesi bir yerden hatırlar gibi oldum ama nerede duyduğum hakkında hiç bir şey hatırlamıyordum.
"Kimsin ve neden beni buraya getirdin?"
"Beni tanıyor olmalısın, hatırlamıyor musun güzelce muhabbet etmiştik."
"Hatırlamıyorum."
Bu sözüm üzerine adımlarının bana yöneldiğini hissettim ve ayak sesleri, bana yaklaşıyordu. Belki beni şimdi öldürüp bir çöp konteynerinın içine atacaktı.
Ben artık ölüyüm diye düşünürken gözlerimin önünde duran göz bandı yavaşça yere süzüldü ama pek birşey değişmedi heryer hala karanlıktı sadece küçük, loş bir ışık sayesinde azda olsa etrafı inceleme şansı buldum.
Sanırım bir bodrumdaydık ellerim arkadan bağlanmıştı ve çokta sağlam olmayan bir sandalyede oturuyordum.
"Bak bakalım şimdi hatırladın mı beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Vampire Prince| Chanmin
VampireAlihan Sönmezin yaşadığı birkaç tuhaf ve ürkütücü olaylardan sonra kendini karanlık bir depo da, tanımadı bir adamın yanında bulunur...