1.

13 5 15
                                    

"Evelya"

O aptalın sözleri kulaklarımı doldururken gözlerimi sıkıca kapatıp sinirlenmemeye çalıştım. Gene ne istiyordu?

"Evelya buraya bakar mısın?" dediği sırada ona döndüm. İşte bu yüzden danışmanın önünden geçmiyordum. Bana yeni görevler yıkmasınlar diye. Çünkü emin olun zaten fazlasıyla ama fazlasıyla görevim vardı.

"Gene ne var? İşim başımdan aşkın görmüyor musun?" diye çemkirdim bana gülümseyen danışmana doğru. Beni gerçekten sinir ediyordu. Yaptığı şeyler karşısındakini mutlu ediyor sanıyordu ama hayır onu isteseydi sevemezdik.

Hiç bir ajan onu sevemezdi neden mi bize görevleri veren oydu hangi ajan daha fazla görev ister ki?

"Sana iyi haberlerim var! Patron geldi ve sana yeni bir görev verdi." Bunu mutlu bir şekilde söylemesi beni gerçekten sinir krizine sokuyordu.

Ona bunun iyi bir haber olduğunu düşündüren neydi ki?

"Bunhn neresi iyi bir haber anlayamadım." diye üsteledim. "Şöyleki bu görevi kimse kabul etmemiş. Patron da senin kabul edeceğini düşünmüş ve eğer kabul edersen diğer görevlerini alacak." dedi gülümseyerek.

Tek kaşımı kaldırdım işte şimdi ilgimi çekmeyi başarmıştı. "Bu görevi 'bu kadar' özel yapan ne?" diye sordum merakla. Artık bu görevle ilgili ilgi çekici bir şeyler oldğunu anlamıştım.

"Dünya'nın en büyük mafya çetesinin lideri ile birlikte bir baloya gitmen gerekiyor." dedi hafifçe sırıtarak ve sonra devam etti. "Adam çok yakışıklı!!"

Şaka mı ediyordu? Sadece bir baloya gitmek beni neredeyse bir yıllık işlerimden mi kurtaracaktı?

"Varım." dediğimde bu kadar kabil etmemi beklemediği için danışmanın gözleri büyüdü. "Evelya emin misin?" diye sordu büyük bir şaşkınlıkla. Kafamı salladım. "Kesinlikle daha önce hiç bu kadar emin oldğumu hatırlamıyorum." diye karşılık verdim.

Danışman önüme bir kaç dosya koydu. Hedefin dosyası ve oylmam gereken kişinin dosyası. Dosyaları bir çırpıda masadan alıp ofisine doğru adımlarla başladım.

Odam neredeyse tamamen beyazdı. Beyaz duvarlar beyaz masa ve sandalye. Beyaz dolaplar ve bej rengi bir halı.

Dosyaları masama koyup kendime kahve hazırlamak için ortak salona doğru adımladım.

İçeri girdiğimde herkes bana baktı. Axel dirket bana laf etmeye başladı. "Hey senin onca cezadan sonra aldığın 'bir sürü' görevi yapman gerekmiyor mu?" dediğinde artık herkes bana bakıyordu.

Normalde hiçbir şey yapmazdım ama o an artık ok yaydan çıkmıştı. "Üzgünüm Axel gene beni burnum sürterken göremedin beni kurtaran bir balo oldu!"

Balonun lafını etmekle Axel bile şaşkına bana bakıyordu. En sonunda konuşmaya karar verdi ve bana döndü. "Seni sevmeye bilirim ama ben bile senin ölmeye izin veremem. O görev bir intihar görevi Evelya!" diye bağırdı.

Neden bu kadar abartıyorlardı ki? Sadece bir balo?

"Axel kıskanma!" dediğimde herkes kıkırdamaya başlamıştı. Axel oflarken ben kahvemi alıp ofisime gidip kapıyı ardımdan kapattım.

Tekerlekli beyaz sandalyeye kendimi attım. Ardından ayaklarımı kendime doğru çekttim sandalyeye resmen tünüyordum şu anda. Her neyse gayet rahattı.

Dosyayı alıp incelemeye başladım. Adım Zeynep Aksu. 19 yaşındayım ve okul için Paris'e geliyorum. Amcam büyük bir mafya lideri. (aslında bizim ajanlarımızdan biri)

Dosyayı incelemeye devam ettim. Sonra sıkılıp onun dosyasını elime aldım. Ardından kahveme uzanıp içmeye başladım.

Sarı bir dosya. İçini açtığımda tek bir sayfa gördüm.

Kullanıyor: Bora Karahanlı
Gerçek Adı: Apollon
Soyadı: -
Yaşı: -

Ardından tek bir fotoğraf vardı. Kahverengi dağınık saçlar ve koyu yeşil gözler. Fotoğraf sanırım fark ettirilmeden çekilmişti. Çünkü bulanık ve yandan çekilmiş bir fotoğraftı.

Kahvemden bir yudum daha aldım ve gülümsemeye başladım. Bu görev eğlenceli olacak gibiydi ve ben eğlenceye bayılırım..!

Kahvemden son yudumumu da alıp ayağa kalktım. Dosyaları, silahımı ve bilgisayarımı toplayıp çantama koydum.

Çıkarken ofisimin kapısını kilitledim ve çıkışa doğru ilerledim. Bu gece güzrl bir uyku çekeceğim kesindi.

Etraf kapkaranlıktı herkes gitmiş olmalıydı. Çıkışları güvenliğe de selam verip evimin yolunu tuttum.

Gerçekten bu hafta güzrl bir hafta olacak...

Burada unutmadan size kendimi tanıtmayı unuttum üzgünüm. Ben Evelya. Paris'te bir ajan olarak çalışıyorum.

Ayrıca Fransa'nın en iyi ajanıyım.

Tehlike GöreviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin