~peki o yıl ne olmuştu? ~

34 13 19
                                    

Hoseok sadece düşünüyordu. Neden böyle oldu? Neden bende ölmedim? Neden onları kurtaramadım? Neden? Bütün düşünceleri neden ile başlıyordu. O sadece mutlu olmayı istiyordu. Onun mutluluğunu aldılar. Onun ruhunu söküp aldılar. Geriye kalan sadece bedeniydi. Hayatı çok zor olmuştu arkadaşları öldükten sonra. Onlar Hoseok'un mutluluğuydu. Onlar Hoseok'un ruhuydu. Onlar gittikten sonra ise sadece bir hiç olarak kalmıştı. Zaten babası öldükten sonra annesi de ondan bıkıp Hoseok'u terk etmişti. Ona bakan teyzesi veya halası falanda yoktu. Hepsi ondan nefret ediyordu. Bangchan ise her gün annesinden yani Hoseok'un halasından gizli bir şekilde gelirdi buraya. Çünkü eder Hoseok ile takılırsa onun gibi olucaklarından korkarlardı. Hoseok ne yapmıştı ki? O sadece özlüyordu. O sadece arkadaşlarını özlüyordu. Onlarla olan anılarını, onlarla güldükleri anları, onlarla beraber eğlendiklerini anları...

Bunların bir daha asla olmayacağını biliyordu çünkü artık arkadaşları yoktu. Onlar ölmüştü. Onlar Hoseok'un gözlerinin önünde can vermişlerdi.

"Artık bir yerden başlaman gerek hoseok. Böyle yaşayarak bir yere ulaşamayacağını ikimizde biliyoruz. Lütfen artık biraz temiz hava al ve rahatlamaya çalış. " Hoseok sadece Bangchan'a bakmıştı ve onun dediklerini düşündü.

hoseok~

Rahatlamak? Benimle dalga falanmı geçiyordu? Ben o yıldan sonra kendimi bildim bileli asla rahatlamayamicak bir insandım. Onlar öldükten sonra benim ruhum kayboldu. Onlar öldükten sonra bende öldüm, sadece beden olarak yaşıyorum. Aklıma onlar gelip duruyodu. Başımda hiç geçmeyecek bir ağrı vardı. Kalbim her zaman ağrıyodu. Yemek yemeyi istemiyordum çünkü yediğim an kusuyordum. Alkol bağımlısı olmuştum onlar öldükten sonra. Kendimi uyutacak tek şey alkoldu. Kafamı kaldırıp Bangchan'a baktım. Ağlıyordu ve üzgündü. Bu dünyada beni umursayan tek kişi şu anda Bangchan'dı. Diğer aile üyeleri beni terk etmişti. Arkadaşlarım öldükten sonra benden nefret etmişlerdi. Benden iğreniyorlardı. Aynı benim kendimden iğrendiğim gibi.

Peki bunlar nasıl başladı? Annem neden beni terk etti? Halam, teyzem ve Bangchan hariç diğer kuzenlerim neden benden nefret ediyor?

Hepsinin cevabı 1985 yılında saklı.

Peki o yıl ne olmuştu?

1985 yılı~

"Hoseok hadi gel seni bekliyoruz. " dedi Taehyung heyecanlı bir şekilde. Bu gün sahile gidicektik ve hepimiz çok mutluyduk. Çünkü uzun zamandır sahile gitmemiştik.

"Tamam, eşyalarımı çantaya koydum geliyorum. " diyip hemen yatağımın üzerindeki siyah çantayı aldım ve hızlıca aşağıya indim. Dışarıya açılan kapıdan çıkar çıkmaz hepsi bir anda karşıma çıktı be bağırdılar. Onların bağırmadı sonucunda korkup bende bağırdım ama sonra hepsinin kahkaha atmasını görünce şakadan sinirlenmiş gibi yapıp hepsini kovalamaya çalıştım. Hepsi çok enerjilti ve bu koşuşturmanın sonunun olmayacağını bildiğim için artık yavaşlamaya başladım. Olduğum yerde oturdum ve biraz soluklandım. Yorulmuş tüm çünkü arkamda içinde birsürü şeyler olan bir çanta vardı. Ama onların çantaları bizim binanın önündeydi.
Ah bunlar ne zaman bıkıcaklar benle uğraşmaktan?

Hepsi gülerek yanıma geldi ve beni kaldırdı Yoongi. Hepsi sonra çantalarını aldılar ve yine yanıma geldiler ve sahilin yolunu tuttuk. Yürüdüğümüz yol boyunca hep şakalar yapıyorduk ve deli gibi eğleniyorduk. En sonunda sahile gelmiştik ve kendimize bir yer ayarlayarak oraya havlularımızı koyup uzandık. Hemen çantamdaki güneş kremini çıkardım. Kollarıma ve yüzüme sürmeye başladım. Sonrada her bir arkadaşıma verdim ve geri çantama koydum. Yaklaşık on beş dakika boyunca öylece güneşkendik ve karşımızda oynayan taekook çiftine baktık. Çok komik oynuyorlardı ve hepimizi eğlendirmeyi başarmışlardı da. Ben hariç hepsi eşcinseldi ve birbirleri ile sevgililer di. Yani Taehyung ve Jungkook, Yoongi ve Jimin, Namjoon ve Seokjin sevgiliydiler. Aslında hepimiz birbirimizle sevgili gibi davranırdık ama onların sevgili meselesi gerçekti. Hiç bir zaman beni dışlamaz ve asla beni unutmazlardı. Çünkü hepimiz çok yakın arkadaşlardık. Onlar sayesinde ben bile eşcinsel olmayı düşünürdüm ama sonradan vaz geçerdim. Zaten bu hayatım boyunca asla sevgili yapmamaya karar vermiştim. Çünkü benim hayatımı adadığım arkadaşlarım varken sevgilimin olması saçma olurdu.

"Ee girmeyecek miyiz denize yaa" diye bağırmıştı Jimin. Ah çok tatlıydı bu Jimin.

"Hadi denize koşuyoruzz" diye bağırdım bende ardından. Hepimiz ayağa kalkıp denize doğru koşmaya başkadık. Ayağımız denize değdiği an hemen balıklama denize atladık. Namjoon yanında sahil topuda getirmişti ve hepimiz o topla voleybol oynamaya çalıştık ama hepimiz beceriksizin tekiydik. Birbirimizin aynayamayışına gülüp şakacıktan dalga geçiyoduk ne kadar kendimizinde bok gibi aynadığını bilsekte.

Resmen yarım saat boyunca denizde eğlendik ve yüzdük. En sonda üşütüceğimizi bilmemize rağmen eğlenmeye devam ettik. Sonradan denizden çıktık ve kurulandık.

"Ben uno getirmiştim, oynayalım mıı" diye sordu heyecanla Seokjin.

"Ben oynamayı bilmiyorum ki" dedi Taehyung.

"Sevgilin bu oyunun ustası gibi bişey, o sana öğretir oynamasını. " diyip güldü Namjoon. Ve cidden haklıydı. Jungkook bu oyunda ustaydı resmen.

"Tabi ustayım olum. Az oynamadık bu oyunu bizde" diyip saçlarını savurdu ve bu hareketine hepimiz güldük. Jungkook kısa bir şekilde Taehyung'a oyunu anlattı ve oyuna başladık. Hep bir kartım kaldığında yanımda oturan Yoongi bana inadına (+4) kartını atıp bende olmayan bir renk seçiyordu. Ve her bana (+4) kartını attığında koluna hafif yumruk atıyordum. Bunu yaptığımda bana gülüp "kaybedeceksin" diyip dalga geçiyordu.

En sonunda yine bir kartım kalmıştı ve Yoongi'nin (+) kartlarından kalmamıştı ve normal bir şekilde devam ettiğimiz yeşil renkten bir sayı atmıştı ve bende son yeşil kartımı attım ve "UNOOOĞĞ" diye bağırdım. Ayağa kalkıp dans etmeye başladığımda hepsi beni izleyerek gülüyorlardı.

"Yoongi noldu? Hani kaybedecektim" diyip ona hava attım.

"Şans işte. Kesin hile yaptın ama neysee " diyip yere uzandı.

Bir saat daha böyle oyunlar oynayarak eğlenmiştik. Artık eve gitmenin zamanı gelmişti ve hepimiz çantalarımızdan yedek kıyafetlerinizi giyip hazırlandık. Eve doğru ilerlerken canım çikolata çekmişti ve onlara beni beklemelerini söyledim ve hemen yakında olan bir bakkala gidip hepimiz için bir çikolata aldım ve tam gidecekken gözüm gazetedeki yazıya çarptı. Yazıyı okur okumaz bütün yüzüm düşmüştü.

'Eşcinler insanlar yaşamamalı. Eşcinsel olan herkes idam edilecek...'

٭٭٭

The Painful Past~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin