~artık özgürüm... ~*FİNAL*

14 2 33
                                    


Yazardan~

Hoseok hala konuşmuyordu. Ağlıyordu. Arkadaşlarını hatıladıkça ağlıyordu ve bunu her zaman tek başına yapardı. Ama bu sefer yanında bangchan da vardı. Önünde oturmuş ağlıyordu ve artık gözleri kızarmaya başlamıştı.

"Hoseok lütfen artık iki yıl önce olan olayı anlatın bana. Her zaman senin için endişeleniyorum ve neden bu halde olduğunu bilmek istiyorum. Lütfen.. " dedi bangchan hala ağlıyorken. Bangchan her zaman o zaman ki olayı bilmek isterdi, ama maalesef ailesi bu konu açılınca sinirlenirdi ve hoseok ta hiç bir zaman kapıyı açmıyordu. Ve bu yüzden hoseok için çok endişelenirdi. O yüzden bugün hoseok un iki yıl önceki olayı anlatmasını ve artık en azından kuzeninin neden bu halde olduğunu bilebilirdi.

"Zaten benim için tek sen endişeleniyorsun Chan. Senden başka kimse beni umursamaz. " dedi hoseok. Haklıydı, onu seven tek kişi Bangchan'dı. En azından biri onu seviyor diye mutlu bile olamıyordu. Çünkü mutlu olursa kendisini kötü hisseder. Nedensiz bir şekilde o gün onun bütün mutluluğu elinden alınmıştı ve bir daha asla geri gelmemişti. Ama umursamıyordu Hoseok bunu, çünkü arkadaşları olmasa o zaten hiç mutlu olan biri değildi. Arkadaşları sayesinde mutlu olabiliyordu Hoseok.

"Deme öyle, ben senin kuzeninim ve elbette seni sevicem. Senin kadar mükemmel bir insan dünyada yok. İyiki sana sahibim Hoseok. " dedi yüzüne bir tebessüm ekleyerek Chan. Ayağa kalktı ve Hoseok un yanına geldi. Eğilip Hoseok'un hizasına geldiğinde kollarını kocaman açıp sarıldı Hoseok a.

Hoseok uzun zaman sonra ilk defa bu hissi tekrardan tanıdı. Gözleri kocaman oldu ve ağlafığı için gözleri parlıyordu. Çok güzel görünüyor du gözleri. Gözlerine baksan kaybolacakmışsın gibi...

Hoseok şaşkınlığı geçtikten sonra oda kollarını kaldırıp ona sım sıkı sarılan Bangchan a sarıldı. Uzun zamandır bu hisse uzaktı.

"Üzgünüm.. " dedi Hoseok. İkiside ayrıldıktan sonra Bangchan ona baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"Ne? " dedi şaşkınca Bangchan. Hoseok a baktığında anlam veremediği bir şekilde bakıyordu Hoseok Bangchan a. Anlam verememişti bu bakışına.

"Şimdi gitmen gerek, saat geç oluyor. " dedi Hoseok. Bangchan gitmek istemiyordu ama pencereden dışarıya baktığında havanın hafiften karardığını fark etti. Gitmeliydi, çünkü annesi onun fazla geç kalması sonucunda çok kızabilirdi.

Hoseok ayağa kalktığında Bangchan da ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerlediler. Hoseok kapıyı açtığında Bangchan durdu ve Hoseok a baktı.

"Çok teşekkür ederim hoseok. "

"Ne için? "

"Bir yerden başlaman gerektiğini anladığın ve bana kapıyı açtığın için. " dedi Chan. Hoseok ona baktığında bir değişik hissediyordu Chan. Bu bakış biraz korkutucu ve ürkütücüydü. Elbette Hoseok tan korkacak değildi ama bu bakışları onu biraz huzursuz hissettirdi.

"Bir yerden başlamak gerekiyordu illa. Bende artık bir yerden başlıyorum. Bunun sonuna gelmem için 3 tane oyunu geçmem gerek ve 1. Oyun sana kapıyı açmamdı. Diğerlerini yarın öğrenirsin zaten. " dedi Hoseok. Peki diğer iki oyun neydi?

"Bişey anlamadım ama neyse. " diyip sarıkdı yeniden Chan. Çok sıkı sarıldı Chan Hoseok a. Bırakmak istemezcesine.

Ayrıldıktan sonra Chan artık eve gitmişti ve hoseokta odasına geçti. Yatağına uzanarak bişeyler düşündü her zaman ki gibi. Gözlerini açıp tavandaki yaptığı esere baktı. Başaramıyordu. Yaklaşık 80 defa denedi ama dönüp hüsranla sona ermişti. Korkuyordu. Ölmekten korkuyordu. Yatağından kalktı ve masasının üzerinde duran üç zarfta gözlerini gezdirdi. Evet bir yerden başladı ve devam etmek zorundaydı. 3 oyun vardı ve 1. Oyunu tamamlamıştı. Geriye 2 oyun kalmıştı. O iki oyunu bu gece bitirecekti.

The Painful Past~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin