~hani yaşayacaktık hoseok~

24 6 24
                                    

Dona kalmıştım. Düşünmeye bile korktuğum şey gerçek olmuştu. Onlar arkadaşlarımı arıyorlar. Ellerim titremeye başladı, kalbim hızlıca atmaya başladı ve zar zor nefes alıyordum artık. Ne yapacağımı bilemiyordum. Onları korumam gerekiyordu. Onlar benim hayatım. Onlara bişey olursa hayatım mahvolur.

"N-ne ciddimisin? " diye sordum korkarak. Sadece bunun bir şaka olmasını diliyorum. Çünkü elimden başka bir şey gelmiyordu.

"Hoseok lütfen bizi koru. Ölmek istemiyorum.. " dedi ağlayarak jimin. Kalbim paramparça olmuştu. Ölmek... O ölmek istemiyordu. Onun daha yaşaması gerekiyordu. O çok masumdu. Hiç birinin hiç suçu yoktu. Onlar sadece sevmişti. Sevmek kötü bir şey değil ki. Aksine çok güzel bir şeydir. Ama kimse anlamıyordu bunu.

Başıma ağrılar girmeye başladı ve artık ne yapacağımı hiç bilemiyordum. Tek istediğim onları korumaktı. Ama nasıl...

"B-ben ne yapacağımı bilemiyorum. " dedim titreyen sesimle. Gerçekten de ne yapacağımı bilemiyordum. Aptalın tekiyim. Arkadaşlarım bu durumdayken hiç biley yapamıyırum ve onlar benim yüzümden ölücekti. Benim yüzümden hepsi.

"Sakın olmaya çalışalım. Nasıl bizim eşcinsel olduğumuzu anladılar? " diye soran Namjoon'a baktım. Buraya hızlıca geldiler ve nefes nefese kaldıkları için hiç bilet söyleyememişlerdi.

"Hepsi benim yüzümden.. " dedi taehyung. Sadece dinliyordum, çünkü yapacak başka bişeyim yoktu.

"Ne, neden? " dedi seokjin.

"Ölen annemin yanına son bir defa gitmek istedim. Onun mezarının yanına oturup olayları anlattım. Hepimizin bir eşcinsel olduğunu ve yakında ölebileceğimizi söyledim. Ama ben bunalrı söylerken arkamdan bir sesler geldi ve ben o yöne doğru baktığımda bir adamın hızlıca koştuğunu gördüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Bizi başkana söyeçleyeveğini bildiğim için hızlıca jungkook un evine doğru koştum. İşte sonrada hepimiz toplandık ve senin evine geldik hoseok. Herşey benim yüzümden. Benim yüzümden hepimiz ölücez. Ç-çok özür dilerim. Böyle olacağını bilmeliydim. " dedi ağlayarak. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Taehyung un suçu yoktu, o sadece annesine içini dökmek istemişti. O son defa annesinin yanına gitmek istemişti. O sadece annesini istemişti...

"Ne yapıcaz? " diye sordu jungkook. Bilmiyordum. Ben ne biliyorum ki. Ben aptal bir insanın tekiyim. Arkadaşlarına yararı dokunmayan bir pisliğin tekiydim. Sadece kendimden nefret ediyordum.

"Dışarıda bizi arıyorlar asla dışarı çıkamayız. Burda kalmamız gerekiyor. " dedi yoongi. Haklıydı. Resmen herkez onları arıyırdu ve şimd dışarı çıkarlarsa hemen onları yakalarlardı. O yüzden burda kalmaları daha güvenli olacaktı.

Saate baktım ve şaşkınca gözlerimi açtım. Birazdan annem eve gelecekti. Annem bu haberi kesin duymuştu ve hemen eve geleceğini biliyordum. Ne yapıcaktım ben şimdi?

"Annem birazdan eve gelecek, hızlıca saklanmanız gerekiyor. " dedim endişeyle. Hepsi çok endişeliydi ve bu onlara artı olarak bir endişe daha eklemişti. Annem onları evde görürse hemen polisi arardı. Artık titremelerim daha da arttı ve sadece oturmak istiyordum, ama ilk önce arkadaşlarımı saklamam gerekliydi.

"Benim odama saklanabilir siniz. Annem odama asla girmez. " dedim hızla. Hepsi hemen ayaklandı ve benim odama doğru ilerledik. Odamın kapısını açtım ve hepimiz içeriye girdik.

"Burda güvendeyiz merak etmeyin. Hoseok'tan şüphelenmiyor lar. " dedi yoongi. Jimin e baktığımda elleriyle ayakları titriyordu ve gözleri dolu bir şekilde sona kalmıştı. O çok masumdu. Ne kadar hepimiz aynı yaşta olsak bile o hepimizden küçükmüş gibi davranırdı hep. Onun duyguları daha ağır basardı ve bu yğzden bir olay oldupında en fazla tepkiyi veren oydu. Bu benim kalbimi acıtıyordu ve malesef elimden gelen bişey yoktu. Yatakta oturan jimin in yanına gidip diz çoktüm ve gözyaşlarını sildim.

The Painful Past~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin