Sabah gözlerimi telefonumdan gelen zil sesi ile açmıştım. Zar zor komodinin üzerindeki telefonumu alıp arayan kişiye baktım. Arayan Chloe'ydi tam "Neden sabahın köründe beni arıyor ki?" diye mırıldanırken gözüm saate takıldı. Ne! saat 05.43'mü? Bugün yeni açılan korku evine gidecektik! Hemen telefonu açıp kulağıma dayadım.
"Alo! Şükürler olsun ki açabildin. Tanrı aşkına telefonu neden yanında bulundurmuyorsun? Yoksa bu saate kadar uyuyor muydun? Tanrım o kadar uykucu olamazsın."
Diyerek art arda gereksiz sorular sordu.
"Sakin ol Chloe sadece uyuya kalmışım." Dedim uykulu sesimle.
"Ne sakin olması Cat? tam olarak 44 dakikadır lanet korku evinin önünde seni bekliyoruz! Soğuktan buz tutmak üzereyiz üstelik odun James bana montunu vermiyor. Nerede o filmlerdeki aşıklar?" dediğinde arkada James'in sesi duyuldu;
"Hadi ama tatlım bu kadar acımasız olamazsın. Bu soğukta beni montsuz bırakmaya gönlün el verir mi?"
Diyerek acıtasyon yaptığında ben dahil herkesin kahkaha sesleri yayıldı.
"Ah sadece çok yorgundum uyuya kalmışım. Bence oraya bensiz girmelisiniz gitmeye çok istekli değilim zaten."
"Ne? asla sensiz şuradan şuraya gitmem. Hemen buraya geliyorsun. Seni öldürmemi istemiyorsan hızlı olursun." deyip telefonu yüzüme kapattı. Ah gerçekten başıma iş çıkardı. İstemeden de olsa hazırlanmaya başladım. Altıma bej rengi bir pantolon, üzerime de siyah, dar, balıkçı yaka bir kazak ve siyah kabanımı da giyip evden çıktım.
*
Korku evine vardığımda içeri girmelerini ummuştum ama hepsi kapının önünde bekliyordu. "Bensiz de girebilirdiniz bu kadar beklemenize gerek yoktu"
"Hadi ama Catherine asla bu manyak evine sensiz girmezdim " dedi Daisy montunu çekiştirirken. "Hatta ben girmeyim, zaten Catherine de geldi, ayak bağı olmamı istemezsiniz öyle değil mi?"
Mark" Saçmalama Daisy, herkes girecek bu kadar korkak olma, ayrıca ben varken korkmana gerek yok" diyerek Daisy'e göz kırptı.
Daisy, Mark'ın tesellisine göz devirirken ben de korku evinin girişine doğru yürümeye başladım. Biletleri almak için yola koyuldum. Garip gişe görevlisi biletleri ayarlarken etrafı incelemeye başladım. Oldukça büyük görünüyordu. Duvarlarından sarkan örümcek ağları ve dökülmeye başlamış duvar kağıtları buraya perili ev imajını veriyordu. Gerçekten kapsamlı bir korku evi olduğunu düşünmüştüm. Demek iyi iş çıkartmışlar. Diğerlerinin yanında duran Peter;
"Gerçekten büyük ve korkutucu bir yer. Doğrusu hiç yorumu olmamasına şaşırdım." dedi hafif tırsarak.
"Bu biletleri oyunun sonuna kadar saklayın oyunun sonunda sürpriz ödül alacaksınız ama daha önce ödül alan olmadý" dedi gişe görevlisi çarpık bir biçimde sırıtarak.
Belli bir süre sessizce birbirimize baktık. Sonra adam bir kahkaha patlattı. "Bu kadar korkacağınızı bilsem söylemezdim, iyi eğlenceler gençler sizi tanımak güzeldi. Ölmemeye dikkat edin olur mu?" Herkes gülmeye başlamıştı, ben ve Daisy hariç. Ölümü bu kadar çok ağzına almasından hoşlanmamıştık. Gişe görevlisinden biletleri alan Lori " Umarım çıkışta görüşürüz bayım" diyerek bize doğru döndü ve karanlık bir koridora doğru yürümeye başladık."Burası cidden perili bir köşke benziyor aynı zamanda da çok iyi tasarlanmış oyunları var gibi " dedi Mark heyecanlı bir sesle.
"Gişedeki adam çok garipti, ayrıca koşarak burayı terk edecek kadar ne olabilir ki içeride, hem de ödül varken " diye kendi kendine mırıldandı Daisy karanlık yolda ilerlerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Ev
Mystery / ThrillerBir grup genç gittikleri korku evinin girdikleri son ev olduğunu bilmiyordu...