4. Strawberries and Cigarettes.

510 36 20
                                    

Yorumlarınızı okumak çok keyifli,bilin diye söyledim. 🧚🏻‍♀️

*ೃ༄

Büyük elimin içinde küçücük kalmış Soju bardağından kafamı zar zor kaldırmış,etrafa bıkkın bir bakış atmıştım. Yanımda Jimin vardı ve gereksiz bir sürü gürültü.

Başım hafiften dönüyordu,bir şişe Soju'yla sarhoş olmayacak kadar dirençliydi vücudum alkole ancak sarhoş olmayı içten içe istediğim için psikolojik olarak yer ayaklarımın altından kayıyordu.

İçimde büyüyen ve beni yiyip bitiren bir şey vardı. Günlerdir aklıma her geldiğinde nefesimi kesen,gece uyurken rüyalarıma giren,sabahın ilk ışıklarında gözümü ilk açtığımda zihnimin bir köşesinde beliren.

Unutmaya çalışmayı bırakmıştım,artık bu konu hakkında çabalamıyordum. Artık sadece Taehyung'a karşı duyduğum hassasiyet beni korkutuyor. İçimi ürpertiyordu.

Mekanın içindeki yüksek sesli müziğe yüzümü buruşturdum. Sanki kafamın içine hoperlörle bu iğrenç müziği çalıyolardı. Mor,yeşil ve kırmızı ışıklarla renklendirilmiş bu ortam ilk defa olmak istemediğim bir yermiş gibi hissettirdi.

"Jimin-sshi" dedim,yanımda geldiğimizden beri benimle sessizliği paylaşayan dostuma.

"Artık konuşucak cesareti bulduğuna göre.." elinde ki şişeden bir bardak daha doldurdu ve önüme itti. "Seni dinliyorum."

"Karnını yumruklamak istedin mi daha önce?"

İlk sorumun bu kadar saçma olması benimde tahmin ettiğim bir şey değildi ki,aynı anda büyük bir neşeyle gülmüştük. Önüme uzattığı bardağı hızla geri çekti. "Daha fazla içme,yeterince saçmalaya başlamışsın." dedi kinayeyle.

"Ciddiyim.." dedim önümden aldığı bardağı görmezden gelerek. İçmeye ihtiyacım yoktu,zihnim dinçti. Yalnızca sarhoş taklidi yapıyordum.

"Böyle heyecan mı desem..yok.
Heyecan diyemem. Ama sanki öyle de. Karnım kasılıyor benim. Böyle içinde bir şey oluyor,biri tekme atıyor sanki. Ama olmuyordu da normalde..yani o gülünce sanki,ya da gülmesine de gerek yok. Yüzünü ne zaman görsem,ne zaman yanıma yaklaşsa.."

Duraksadım ve gözümün önüne gelen suretiyle görünmez bir şekilde selamlaştım. Kıvırcık saçları,yüzünün her yerine özenle yerleştirilmiş benleri,biri tek,diğeri çift göz kapağı ve gülümsemesi.

En çok gülümsemesi. Karnımı kasan,beni yumruk yemiş gibi iki büklüm eden gülümsemesi.

"Jimin-sshi..." dedim dudaklarımı büzerek. "İstemiyorum böyle hissetmek." Yanaklarıma benden izinsiz göz yaşlarım düştüğünde anladım ancak ağladığımı. Jimin'in yüzünü göremiyordum buğulu gözlerimden. Ama yüzünde ki şok ifadesini tahmin edebiliyordum.

"Jungkook, sen yoksa aşık mı oldun? Ama-"

Sözünü hızla kestim. "Hayır. Aşk yok." dedim sertçe. Gözlerimde ki yaşları sildim. "Sakın Jimin bir daha söyleme bunu. Aşk yok. Aşık değilim kimseye."

Konuşmak istesede söylemek istediği şeyden vazgeçip,gözlerimden akan yaşları takip etti kendi gözleriyle. Güzel,demek ki farkında olmadan hâlâ ağlıyordum.

"Sadece kendimi suçlu hissettiğim için böylesine geriliyorum." dedim Jimin'den çok kendimi ikna etmeye çalıştığımı görmezden gelerek.

"Evet,evet. Jimin-sshi. Ne salağım,bunu nasıl anlamam. Sadece geriliyorum çünkü kendimi kötü hissediyorum. O yüzden öyle salakça tepkiler veriyorum ve bunu yanlış şeylere yorup kendimi de daha çok yargılıyorum."

That Night / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin