İyi okumalar :)
🦋
Şuan sınıfta ingilizce dersinde önümde açık olan kitaba saçma sapan resimler çiziyordum. Açık olmak gerekirse ingilizce dersini sevmiyorum ve bana oldukça saçma geliyordu.
Kendi ülkemizde daha kendi dilimizi tam bilmiyorken bize ingilizce öğretiyorlar ve bu fazla sinirime gidiyordu.
"Please don't paint and listen to the lecture!"
Hocanın dediği şeyi umursamayarak resim çizmeye devam ettim. Acaba ressam mı olsam ne? Çünkü kitabıma harika bir göz çizmiştim yani çizdiğim göze kendim aşık olmuştum.
Birden kitabıma sert bir şekilde vurulunca yerimden sıçradım ve başımı kaldırınca bana beni yemek ister gibi bakan ingilizce hocasıyla göz göze geldim. Cafer hızlı gel oğlum...
"I'm telling you to listen to the lecture for two hours!"
Ne diyo bu kafadan çatlak karı? Hayır yani kardeşim türkçe konuşsana anlamıyorum?
"Tell me, what are we working on now?"
Pekala şimdi 'tell me' söyle bana demek oluyor,'what' ne anlamına geliyor,'working' çalışmak demek..
"Answer me!"
Bağırmasana be kadın ne dediğini çözmeye çalışıyorum Allah,Allah yemin ederim nerde kafası çatlak insan var hepsi beni buluyor.
İşten sıyrılıp bu kadını başımdan kovmak için tek birşey demem gerek galiba..
"I'm sorry teacher"
Hah Tamam şimdi kesin başımdan gider. Ne kadar zekiyim maşallah...
"Get out of my classroom and don't come to class until the bell rings!"
Ne diyor bu ya valla anlamıyorum hayır yani kısa kısa cümleler kursana.
I love you,I'm sorry gibi ne ya bu."Are not you hearing me!?"
Hocanın tekrar bağırmasıyla yerimden irkildim. Sıra arkadaşım Elif'e küçük yardım bakışları attım.
Elif bana doğru eğilip sessizce, "Sana dışarı çıkmanı ve zil çalana kadar gelmemeni söylüyor" diyip tekrar benden uzaklaştı.
Al işte ya umarım bu çatlak hoca aileme haber vermez..
"What are you waiting for!?"
Hoca ne dedi bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığı kesin olduğu için hızlıca kalkıp kapıya doğru yürüdüm.
"Disrespectful girl.."
Sınıftan çıkıp arkamdan kapıyı kapattım. Evet artık ölmeden önce yapılacaklar listemizdeki dersten atıl adlı maddeyi de tamamladığımıza göre gidip intihar edebilirim.
Ya bizim ingilizceci ne tuhaf ya hayır yani diğer hocalarla konuşurken gayet şakır,şakır türkçe konuşuyor. Ama biz öğrencilere gelince illa da ingilizce. Ya yani görüyorsun ki anlamıyoruz ne diye hayla ingilizce konuşuyorsun ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chi Ku (Ara Verildi)
Teen FictionDerin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim "Ve en çok da bu farkındalık yoruyor beni. O küçük beyinli, kötü niyetli insanların yapmacık sevgi gösterilerinin, süslü kelimelerinin altına sakladıkları gerçeği hissediyorum. Yüzlerine vursam, anında inka...