9

72 8 18
                                    

Smut bekleyen dostların biraz daha dayanması gerekiyor çünkü Lee Felix Yongbok fazla naif ve sevimli. 🫣🤭

———————————————————————————

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


———————————————————————————

Sıcaklamış bir halde gözlerimi araladım. Odanın içerisi çok karanlıktı hiçbir şey göremiyordum. Ayrıca her tarafım sarılmıştı. Hareket edemeyecek bir haldeydim. İstemsizce güldüm bu duruma. Bundan bir hafta önce Bangchan'ın koynunda uyuyakalacağımı biri söylese, benimle dalga geçtiğini düşünebilirdim sadece fakat şu an kanlı ve canlı bir halde yanımda ahtapot gibi bana sarılmış uyuyordu. Halinden de fazlası ile memnundu belli ki... Ben sıcaklamıştım fakat onda tık yoktu. Uyumadan önce fazla ileri gitmemiştik. Beni anlamış ve emin olacağım zamanı bekleyeceğini söylemişti. Aslında olay emin olmam değildi. Ben... bilmiyordum. Öncesinde bir ilişkim olmamıştı. Onu istediği şekilde mutlu edebilir miydim emin değildim. Bu konuda Hyunjin'den tavsiye alacaktım. Bana en iyi o yardım edebilirdi ya da her konuda bilgisi olduğunu söyleyen Han. Bence en iyi durak noktalarımdı. Yalnız ikisininde bir ilişkisi olduğunu görmemiştim beraber olduğumuz süre boyunca fakat hep çok şey biliyorlardı. Aklıma Han'ın adı gelmesi ile gözlerim kocaman açıldı. Saat kaçtı? Sabah olmuş muydu? Onun yanına döneceğime söz vermiştim. Beni kesin öldürecekti. Bu sefer elinden kaçışım yoktu. Telefonumu uyumadan önce yatağın kenarında ki komidine bırakmıştım fakat Bangchan öyle bir sarmıştı ki erişemiyordum. Ben biraz hareket etmeye çalışınca da daha çok kollarını ve bacaklarını bana sarıyordu. Nefes almadan yanında yatmam gerekiyordu. Kolunu tutup kaldırmaya çalıştığımda bir şeyler dedi. Sanırım rahat dur gibi bir şey diyordu. Bu şekilde ondan ayrılamayacaktım. Ayrılmazsam da odadan çıktığım an Han beni öldürecekti. Bu nasıl bir çelişkidir? Kulağına yaklaşıp sevimli bir şekilde konuştum.

"Bangchan nefes alamıyorum. Beni bırakır mısın? Han birazdan odaya dalacak. Saat kaç ona bakmam lazım."

Sözlerime aldırış etmiyordu.

"Lütfen ama... daha ilişki başlamadan ölmek istemiyorum. Hemde Han'ın ellerinde."

Kaşları çatık bir şekilde gözlerini açtı. Saçları darmadağındı. Gerçekten uykudan uyandığı ilk an darmadağın gözüküyordu fakat ben bu halini çok seviyordum.

"Başlamadı derken? Öyle mi Felix Bey sizin şuan bir ilişkiniz yok mu? Doğru mu anladım?"

Sesi tok ve kalın çıkıyordu. Şimdi eriyip yataktan aşağı doğru akacaktım.

"O manada demedim işte anlasana."

"Anlamıyorum. Açıklanasa."

Beni zorluyordu. Onun en sinir olduğun özelliklerinden biriydi. İstediği cevabı alana kadar karşısında ki kişiyi zorlardı. Tabi umursuyorsa o kişiyi...

"Sevgiliz. Sevgilimsin. Mutlu musun? Kesin domatese döndüm. Neyse ki karanlık görmüyorsundur."

Söylediklerim ile yüzü yumuşadı ve yaklaşıp dudaklarını yanağıma bastırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Driving me WILD | CHANLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin