6

2.3K 280 218
                                    

⋆ ˚。⋆୨♡୧⋆ ˚。⋆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⋆ ˚。⋆୨♡୧⋆ ˚。⋆

sabahın ilk ışıklarıyla uyandı jungkook. bir süre tavanı izledikten sonra aklına gelen şeyle hemen kalkmaya çalıştı ve telefonunu yastığının altından çıkarıp saate baktı.

06.55

okula geç kaldığını düşünmüştü fakat gece geç bir saatte yatmasına rağmen sabah alarmdan beş dakika önce kalkmıştı. bunun heyecandan olduğunu düşünürken aklına doluşan şeylerle yattığı yerde gülümsemeye başladı. telefonu göğsüne koyarak gözlerini kapattı ve sımsıkı yumdu.

derse girmeden önce taehyung'la buluşacaklardı ve bir şeyler içeceklerdi. belki birbirleriyle kaynaşma konusunda yardımcı olacaktı bu buluşma onlara. jungkook, bunları düşünürken kalbi sanki yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. göğsü hızla inip kalkarken üzerine giyecek bir şeyler aramak amacıyla yatağından kalktı.

dolabının kapağını açmasıyla kıyafetlerde göz gezdirdi. ortada hiçbir şey yoktu ve jungkook fazla iddialı gitmeyi istemiyordu. bu yüzden renkli bir şeyler giymeyi tercih edecekti. mor, uzun kollu bir sweatshirt çıkardı dolaptan. pantolon olarak da günlük bir şeyler giyecekti. buz mavisine yakın renkte yırtık bir pantolonu alıp onu da yatağının üzerine attı.

kısa sürede giyinip saçlarını da düzelttikten sonra çalışma masasının üzerinde gözüne ilişen bir şeyle odasından çıkmadan önce duraksadı. kirazlı nemlendirici sürsem abartmış olur muyum diye düşündü. fakat omuzlarını silkerek masaya yöneldi ve nemlendiriciyi dudaklarına sürdü.

dudaklarını birbirine bastırıp yaydı tüm dudağına. ne olur ne olmaz diye de nemlendiriciyi çantasının küçük gözüne yerleştirdi. çünkü hem tadını seviyordu hem de dokusu hoşuna gidiyordu. bu yüzden bir daha sürmek isterse diye yanında olmalıydı.

odadan çıkarken derin bir nefes verdi ve en güzel gülümsemesiyle odadan çıkıp durağa ilerledi. heyecandan midesi bulandığı için kahvaltı bile yapamamıştı. fakat taehyung gelmeden önce kantinde bir şeyler atıştırırım diye düşündü.

durakta beklediği beş dakikanın ardından otobüsün gelmesiyle hızlıca bindi. öğrenci kartını okutup boş bulduğu bir koltuğa oturdu. telefonunu kontrol etti, belki herhangi bir bildirim görme ümidiyle ama hiçbir bildirim gelmemişti.

yurdu kampüse fazla uzak olmadığından birkaç durak sonra okula gelmişti bile. otobüsten inerken kalbi daha da hızlandı. her bir adımda sanki maraton koşuyormuş gibi hızlanmaya devam ediyordu. jungkook adımlarını hızlandırırken yer ayaklarının altından kayacak gibi olmaya başlamıştı.

"sakin ol geri zekalı, ne oluyor sana ya kendine gel."

kendi kendine konuşurken telefonunu yine kontrol etti, hâlâ ne bir mesaj ne de arama vardı. bununla birlikte jungkook'un yüzü düşerken telefonunu sımsıkı tutmaya başladı.

evanesceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin