9

891 131 46
                                    

"Nerde kaldı bu çocuk."

Felix durduğu okulun önünde içeri bakınırken aynı zamanda da ayağını sallıyordu.

Neredeyse derslerinin bitmesinin üstünden 30 dakika geçmişti ve hâlâ Yeonjun ortalıklarda yoktu. Felix yaramazlık yaptığı için geç kaldığını düşünmek istemiyordu. Yaramazlıklarına alışmıştı artık, ama yine de her gün bir olayla uğraşmak onu yoruyordu.

"Öğretmenini arayayim."

Derin bir nefes vererek telefonunu açıp, gıcık olduğu sınıf rehberinin numarasına tıklamıştı. Telefon biraz uzun çalsa da, en sonunda öğretmen açmıştı telefonu.

"Buyrun?"

"Merhaba, ben Yeonjun'un velisi."

Dediği gibi telefonda ki ses kısa bir süre gitmişti. Sonrasında kadın yeniden konuşmuştu.

"Evet?"

"Ders saati biteli 30 dakika oldu, Yeonjun hâlâ çıkmadı da okuldan. Ben 1 saattir onu bekliyorum. Bir haberiniz var mı?"

Uzun cümleler kurarak konuştuğumda bir süre beni dinledi. Evet anlaşmıyor olabilirdik ama çocuk söz konusuydu. Bu yüzden dikkatle sonuna kadar dinledi dediklerimi.

"Bir saniye, şuan sınıfta hâlâ velilerini bekleyen çocuklar var. Ben bakıp geleyim, Yeonjun orda mı diye."

"Peki, bekliyorum."

Diyerek sabırla beklemeye devam ettim. Belki sınıfta arkadaşlarıyla yaramazlık yapıyordur. Birkaç dakika sonra öğretmen yeniden konuştu.

"Ah, maalesef ki Yeonjun bu çocukların içinde yok. Başka gideceği bir yer var mı?"

"Bilemiyorum. Ben okulun dışındayım şuan. İçeri gireyim etrafa bakacağım."

Biraz daha konuşup anladıktan sonra telefonu kapattım.

Okulu öğretmen arayacaktı. Ben bahçeye falan bakacaktım. Bulamazsak ne yapacağımı bilmiyordum. Şuanda okulun arka bahçesine gidiyordum ve Yeonjun okulun arka bahçesini çok severdi. Onu orada bulacağımı umuyordum.

Arka bahçenin kapısından geçip geldiğimde, bir sürü küçük ve büyük çocukların bahçede olduğunu görmüştüm. Bayağı kalabalıktı. Nasıl bulacağımı düşünememiştim. İlk defa ders saatlerinde okulun arka bahçesine girmiştim. Herhalde bu yüzden kalabalıktı. Bazı çocuklar oturup velisini beklerken bazıları oyun oynamak için kalmıştı.

Daha etrafa bakmaya yeni başlamışken omzuma dokunan el ile irkilip hemen elin sahibine dönmüştüm.

Hyunjin'di. Yani Soobin'in velisi.

"Merhaba."

Demesiyle yeniden irkilmiştim. Şaşkınlığımı yaşadığım için bir süre bakıyordum. Bu yüzden irkilmiştim.

"Merhaba?"

"Yeonjun'u mu arıyorsun?"

"Ne? Nereden biliyorsunuz?"

Karşımda duran adamın anında tatlı bir şekilde gülümsemesiyle şaşırmıştım. O ise yeniden konuşmuştu.

"Soobin ile oynuyorlar."

Elini uzatıp çimlerin üzerinde oturup oyuncaklarla oynayan iki çocuğu göstermişti. Yeonjun Soobin'in yanında oturmuş gülümseyerek oyun oynuyordu. Yeonjun'u ilk defa bu kadar sakin görüyordum. Cidden şaşırmıştım. Baka kaldığım için Soobin'in velisi bana seslenmişti.

"Felix??"

Hemen bakışlarımı ayırıp Hyunjin'e döndüm. Şaşkınlığımı bastırarak gülümsedim ve konuşmaya çalıştım. Kelimeler çıkamadı resmen ağzımdan. Çok sakindi Yeonjun. Soobin de baya sakin çocuk gibi gözüküyordu. Çok tatlılardı.

kid // hyunlixWhere stories live. Discover now