12

477 76 50
                                    

"Abi."

Yeonjun'un seslenmesiyle hızla kendime gelip Yeonjun'a baktım. Efendim dermiş gibi gözlerimi sallayıp ona bakarken Yeonjun iç çekti.

"Abi, geç oldu, okula gidiyorum ya hani."

Bakışlarımı çekip hızlıca kafa salladım.

Masadan çekilip ceketimi giymeye adımlarken, Yeonjun da küçük ayaklarıyla sandalyeden zıplamıştı. Ben ceketimi giyerken Yeonjun yine bana dönüp boş-boş bakmaya başladı. Ben  yine ne oldu dermiş gibi kaşlarımı kaldırdım.

"Bugün beni okula Jisung amca bırakacaktı ya, abi."

Demesiyle yutkundum.

"Jisung amcayı aramayı unuttun mu yoksa abi?"

Gözlerimi kırpıştırıp uzun süre bir sessizlik bıraktım ortada. Daha sonra kafamı iki tarafa salladım hayır dermiş gibi.

"Yo, abicim.. gelir şimdi, Jisung amca."

Alt dudağımı ısırıp hızla ceketimi çıkarmış ve masanın üstünden telefonumu alarak hızlıca koridora adımlamıştım. Yeonjun ise bir şey dememiş çantasını toplamaya başlamıştı.

"Jisung. Hemen Yeonjun'u okula bırakman gerek."

Aceleyle arkama bakıp konuşurken karşı telefondan Jisung, salak salak sorular sormaya başlamıştı.

"Ya bir kere de soru sorma. Gel işte hemen. Çabuk ol ama."

Dediğimde, Jisung'un 'saçmalama, mal mısın derslerin başlamasına 10 dakika var nasıl geleyim' kelimelerine şahit olmuştum.

Ama daha sonra kabul edip hızla telefonu kapatmış hazırlanmaya gitmişti.

"Abi!!"

"Geldim, abicim."

Daha ayılmamış kafamla hızla Yeonjun'a dönüp hazırlanmış haline baktım. Alt dudağımı ısırarak ne yapacağımı bilememiştim. Baştan sona her şeyi unutmuştum çünki. Sebep buydu.

Yanına kadar gelip çoktan sırtına geçirdiği çantasını yavaşça sırtından sıyırmış, elime almıştım.

"Jisung amcan biraz geç gelecekmiş. Sen şimdiden hazırlanma."

Yeonjun'un göz devirip hızla koltuğa oturduğunu gördüm. Çantası elimde kalmıştı.

"Jisung amcayı çağırmayı unuttum desene. Niye yalan söylüyorsun abi."

Boş bakışlarla koltuğuna oturup koltukta ki telefonu eline almıştı. Bir şey dememiştim. Anlayacağını tahmin etmiştim çünki. Zeki çocuk.

"İyi ben beklerim."

Yeniden Yeonjun'un konuşmasıyla derin bir iç çektim. Baya benim dalgınlığımı kabullenmiş gibiydi.

Kendimi kontrol edemiyordum. Düşünmeden duramıyordum. Kafayı yemiş gibiydim sanki.

"Yeonjun, okuldan seni ben alırım. Tamam mı?"

"Hmhm."

Kafasını yavaşça sallayıp telefonunda oynamaya devam etti.

-

Hyunjin

"Anladım."

Telefonda konuşurken, kapı açılmış içeri giren kişiyi kontrol etmekle birlikte ben konuşmaya devam etmiştim. İçeri giren kişi ise bana bakıp telefonla konuştuğumu fark etmişti. Bu yüzden konuşmamıştı, sessiz kalmıştı.

"İyi biz bunu sonra konuşuruz."

Aceleyle telefonu kapatmaya çalışmıştım. Gözlerim koltuğa doğru adımlayan kişide gezerken, telefon hâlâ kulağımdaydı.

kid // hyunlixWhere stories live. Discover now