8 - Pazar Akşamı Asil Vurulmadan Önce
Işık'tan
Bacağımı sallamayı bırakıp önümde dikilen binaya baktım. Aslında bu binaya çok girip çıkmıştım ama şimdi giremiyordum çünkü giriş nedenim değişmişti. İçimde garip bir heyecan ve utangaçlık vardı. Asil'i biliyordum düşünmeden hareket eden birisiydi ve kapıyı açma olasılığı yüksekti. Yani bana saygı duyduğunu içten içe hissediyordum ama bir anlık boşlukla düşünmeden kapıyı açardı orası kesindi.
Gözlerimi etrafta dolaştırıp bahçeye baktım. Yaz akşamı olmasına rağmen devasa bahçede kimse yoktu. Gözlerimi önüme düşürüp poşetlere baktım. Yarın öğlen geziye çıkacaktık ve bunun için bizden istenenleri almıştım. İçimde sönmek üzere olan heyecan tekrar alevlendiğinde derin bir nefes alıp etrafa baktım. Asil'le tatile çıkma düşüncesi beni zirveye kadar çıkarıyordu.
Sitenin girişinden simsiyah görünümlü bir adam geçtiğinde kaşlarımı çattım. Bu adamı daha önce burada görmemiştim. Adamı biraz daha süzdüğümde adımlarının A2 bloğuna doğru yöneldiğini fark ettim. Birazcık daha dikkatli baktığımda yüzümdeki tüm kanın çekildiğini hissettim. Ceketinin içinde saklamaya çalıştığı ama dışarıdan bakınca kabak gibi ortada görünen gümüş silah "Ben buradayım" dercesine bana el sallıyordu. A2'de polis mi vardı? Tüm komşuları listelediğimde bırak A2 bloğu sitede polis olmadığını fark ettim, o zaman bu silah neydi?
Siz: Pişt
Siz: Binada asker falan mı var
Siz: Adamın biri silahla içeri girdi
Siz: Simsiyah giyinmişti, ürkütücü bir tipi vardı
Asille olan mesajlarımızdan çıkıp yanan bina ışığına baktığımda kaşlarım tekrar çatıldı. Adam binadan geri çıkıp sanki bir tanıdığının oturduğu katın nereye denk geldiğini hesaplamak istermiş gibi bakıyordu. Tekrar hışımla içeri girdiğinde bakışlarımı oradan çekip telefonuma yönelttim.
Siz: Bu adam fazla korkunç ya
Siz: Az önce binaya girdi ve geri çıkıp balkonlara baktı
Siz: Belkide benim paranoyamdır ama kapıyı açma taammı
Siz: Kocamın başına bir iş gelsin istemem :)
Siz: Ne de olsa silah yani tehlikeli
Binada silah sesi yankılandığında korku dolu bakışlarımı A2 bloğuna çevirdim. Kalbim sıkışırken nereden geldiğini bilmediğim bir korku boğazıma yapışmış beni boğuyordu. Hızlıca etrafa baktığımda birkaç kişinin anlamaz şekilde camdan baktığını birkaç dairenin de ışıklaırnın açıldığını gördüm. Telefonu cebime atıp olduğum yere sindiğimde ne yapacağımı hesaplıyordum. Buradan gitmeli miydim?
Tam o anda binadan siyahla içinde birinin koşarak dışarı çıktığını görünce paniğe kapıldım. O silah sesi ondan gelmişti. Göz göze geldiğimizde yutkunarak elimle eşofmanımı sıktım. Gözlerini benden çekip koşmaya devam ettiğinde binadan gürültüler ve bağırışlar yükselmeye başlamıştı.
Korkuyla da olsa yerimden kalkıp binaya yöneldiğimde içimde bir kara delik büyümeye başlamıştı ve beni içine çekmek için hazırda bekle komutuna geçmişti. Binaya girip birkaç kat çıktığımda malum kata geldiğimi anlamıştım.
"Oğlum, Asil'im ne olur gözlerini aç bir tanem!"
Bir yakarış gibi çıkan sesi duyduğumda beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Önümdeki birkaç basamağı daha çıkıp kafamı ona çevirdiğimde gördüğüm görüntüyle kalbime mızrak saplanmıştı. Bembeyaz teni daha da solgunlaşmıştı, gözleri yarı kapalı yarı açıktı ama ne kadar boş baktığını görebiliyordum. Gözlerim bembeyaz tişörtünü bulayan kana çevrildi.
Ve o kara delik beni yuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallerde Hayatlar - TEXTİNG
JugendliteraturSevdiği çocuğa açılma cesaretinde bulunamayan Işık sonunda ona yazmaya karar verir. Asil ise yabancı bir numaradan gelen mesajı pek umursamayıp sadece konuşmak için ona yazmaya devam eder ama sonradan uyanacak olan hislerinden bir haberdir. Garip o...